T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Amerika, Kemal Derviş'i Başbakan yapabilecek mi?

Önceki gün ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, bir soru üzerine, gazetecilere, "Başbakan'ın rahatsızlığı nedeniyle yavaşlayan ya da iyi gitmeyen hiçbir şey söz konusu değildir. Hükümet görevini eksiksiz yerine getiriyor" şeklinde sözler söyledi.

Önceki gün de, hakkında çeşitli "hastalık rivayetleri" çıkarılan Başbakan Bülent Ecevit, bir basın toplantısı düzenleyerek "ne kadar sıhhatli olduğunu" gösterdi ve "Hükümet görevlerinden uzaklaşmak gibi bir niyetim kesinlikle yok" dedi.

Ecevit, 23 dakika süren basın toplantısı öncesi ve sonrası Başkent Üniversitesi Hastanesi doktorları tarafından kısa süreli sağlık kontrolünden geçirilmiş. Başbakan "Hasta değilim" diyor ama, nasıl hasta değilse, "bir alay doktor" tarafından sürekli kontrol altında tutuluyor.

Hükümet iş başında ama, ekonomideki durum giderek "zorlaşıyor." Borsa düşüyor, dolar ve faizler yükseliyor.

Hükümet iş başında ama dünya ile ilgisini tamamen kesmiş gözüküyor. Kıbrıs konusunda "büyük bir açmazın" içine girmek üzereyiz ama Başbakan "Kıbrıs, Avrupa Birliği'nin konusu değildir. Türkiye'nin sorunudur, Kıbrıslı Türkler'in sorunudur, Yunanistan'la ilgili bir sorundur. Bu AB'nin yetki alanı içine giren bir konu değildir" diyor.

Kıbrıs konusunu geri plana atan Başbakan, aynı saatlerde, Amerika'da yapılan bir toplantıda Kuzey Iraklı Kürtler'e "Kerkük'ün peşkeş çekilmesi" olasılığına müdahale edemiyor. Iraklı Kürtler, Saddam'ın devrilmesi için yapılacak muhtemel operasyona verecekleri desteğin karşılığı olarak, petrol zengini Kerkük'ü almak için Washington'la pazarlık yaparken, bu olaya "şiddetle" karşı koyması ve Türkiye'nin ağırlığını hissettirmesi gereken Başbakan Bülent Ecevit, "sağlığımın iyi olduğunu göstermek istiyorum" diyerek doktorları ile "basın toplantısı pazarlığı" yapıyor.

Amerika Derviş'i yönetime hazırlıyor

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in bir süre önce "erken seçim tartışmalarını" başlatmasına, "Derviş de başarısızlığı gördü, kaçacak" diye yazmıştık. Yanılmışız. Kemal Derviş "kaçacakmış" gibi gözüküp, "Türkiye siyasetinde mevzi kapma" peşinde. Üstelik bu konuda "uzman danışmanlarla" çalıştığı da ortaya çıkıyor.

Biliyorsunuz Amerikan Büyükelçisi Pearson, zaman zaman Kemal Derviş'le "baş başa" yemek yiyip, görüş alışverişinde bulunuyor. Ayrıca Derviş de, Amerika'ya gittiğinde Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile yine "baş başa" görüşüyor.

"Erken seçim bombasının pimini çeken" Kemal Derviş'in bu hareketinde, bu kişilerin bir rolü var mı acaba? Çünkü hareket "tam zamanında" başladı. Derviş'in "seçim ekonomiyi etkilemez" diyerek, seçim istemesinden bir süre sonra Ecevit'in rahatsızlığı "had safhaya" çıktı. Tam bu sırada Amerika'da ve Avrupa'da Kemal Derviş'i "Atatürk'e bile benzeten övgü" kampanyaları başladı. Kemal Derviş, Amerikalılar ve Avrupalılar için "bulunmaz Hint kumaşı" oldu. Türkiye ekonomisini kurtaracak tek adam oydu. Türkiye'yi de o kurtaracaktı.

Kemal Derviş de bu "beklentileri" haklı çıkaracak fırsatları kaçırmıyor. Amerika'dan "kurtarıcı" olarak gönderilip, ekonomide bir "başarı" sağlayamıyor ama "başarısızlığının faturasını" bürokratlara çıkarıp, bir de siyasetçilere gönderme yapıyor. "Şu anda durumun çok iyi olduğunu iddia edemem. Parçalanmış bir yönetim, son derece kısır çekişmeler içinde olan bir bürokratik yapı ve bu yapıyı toparlayacak güçlü bir eşgüdüm de yok. Bu maalesef böyle" diyor.

Yani, işi götürecek bir Başbakan'ın eksik olduğu, hasta yatağında görevini yerine getiremediği, koalisyonun, bırakın uyum içersinde çalışmayı, her geçen gün daha da "uyumsuzlaştığı", bu durumu fırsat bilen bürokrasinin "her şeye mantar" olduğu, ancak bu kadar güzel özetlenebilir. Bu bakımdan Derviş'i kutlamak gerekir.

Şimdi "yeni senaryoları" beklemek gerekiyor. Çünkü Kemal Derviş'in siyasete gireceği, hem de "ön safta, lider olarak" gireceği kesin gibi. Derviş'in, bazı diğer liderler gibi, bir de "Amerika'dan okey alma" ihtiyacı yok. Zaten kendisi "Amerika tarafından gönderilmiş" durumda.

Bakalım Amerika, "İngilizler'den sonraki en güçlü müttefikimiz" dediği Türkiye'de Kemal Derviş'i Başbakan yapıp rahatlayabilecek mi?


11 Haziran 2002
Salı
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED