T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
'Sarışın tehlike'

Bilmem siz ne dersiniz ama ben sarışınlardan oldum olası çok korkarım. O sarışın cazibenin altında, hiç beklenmedik zamanlarda gizli tehlikeler, "sarışın tuzaklar" sizi bekliyor olabilir... Bu yüzden, sarışınlarla yıldızım hiç barışmadı. Hatta sarışınlığa özenen esmerler ve kumrallarla bile...

Şimdi, durup dururken bu "sarışın" işi de nereden çıktı demeyin. Bence şu sıralarda sarışınlara özellikle dikkat etmenin tam zamanı. Hele siyasetteki "Sarışın tehlike"ye ayrıca dikkat etmek gerekiyor.

Ne yalan söyleyeyim, ben 1991'den bu yana Türk siyasetinin önünde bir "fenomen" olarak duran Tansu Çiller'den hep korktum. Çünkü bu kadın, ikbal için bütün "numaraları" çekebilir. Üstelik bütün kutsalları da kullanarak...

Bir kere, siyasete girdiği ilk günden bugüne gelen siyasi macerası "sarışın hile"lerle dolu. Şu günlerde ise kafasını başbakan olmaya ve seçimi erteletmeye takmış durumda. Bilinmeli ki, bunun için yapamayacağı yoktur.

Her ne kadar ilk elde "baraj tehlikesi" yokmuş gibi davranıyorsa da, gizli gizli öyle bir baraj korkusu yaşıyor ki sormayın gitsin. Henüz kendisi için seçilebileceği bir il bile bulabilmiş değil. Bu yüzden, şu sıralarda seçimi erteletmek için şeytanla bile ittifak yapar.

Nitekim, siyaseten "can düşmanı" olan Mesut Yılmaz'la "sarışın" mı olur, "esmer" mi hiç farketmiyor, ama her türlü ittifak için can atıyor. Yeter ki seçimi erteleyecek bir formül bulabilsin...

Çünkü, seçim kararı alındığı günden bu yana "Erdoğan rüzgarı"nda kalmaktan fena halde canı sıkılmış durumda. Öyle ya, insanın çok fazla rüzgarda kalması sağlığı açısından hiç de iyi değil. Allah korusun, böyle durumlarda insan şiddetli bir gribe yakalanabilir ya da sinüzitleri azabilir...

Yalnız "sarışın"ın bütün bu "ince oyunları" oynarken bir hatası var, belki de dalgınlığı var demek daha doğru. Gribe yakalandığı zaman mendil kullanmayı unutuyor. Örneğin, son günlerde Yılmaz'la ortak başlattığı "seçimi erteletme cilvesi", sırf bu dalgınlık yüzünden başına dert oldu. Yoksa "sarışın senaryo" gül gibi işleyip gidiyordu.

Bir de "Erdoğan rüzgarı"nda bu kadar kalmamalıydı. Üstelik sadece kendisi değil, Mesut Yılmaz'ı da rüzgarda hasta etti. Galiba Çiller ve Yılmaz'ın kaderleri birbirlerine bağlanmış. Çaresi yok, yıllardır "kirli oyunları" birlikte oynaya oynaya sonunda ikisi birlikte barajın altında sarışın bir sonbaharı yaşayacaklar...


1 Eylül 2002
Pazar
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED