Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak-Burun-Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Külahlı, yetişkinlerin yüzde 45'inin ara sıra, yüzde 25'inin de sürekli horladığını bildirdi. Külahlı, burun içi ile gırtlak arasındaki küçük dilin, havanın giriş çıkışı sırasında titreyerek horlamaya neden olduğunu anlattı.

Gençlerde horlamanın çok nadir görüldüğünü ifade eden Külahlı, şunları söyledi: "Yetişkinlerin yüzde 45'i ara sıra, yüzde 25'i sürekli horluyor. 60 yaşın üzerindeki erkeklerin yüzde 60'ı, kadınların da yüzde 40'ında horlama görülür. İnsan sağlığını tehdit eden bir hastalıktır. Horlamayla birlikte görülen solunum durması, inme ve kalp krizine neden olabilir. Horlayan herkeste solunum durması görülmeyebilir. Eğer boğulma nöbeti 10 saniyeden fazla sürüyor, 2 dakikaya kadar uzayabiliyor, saatte 5 kez ve daha fazla oluyorsa ciddi bir tehlike var demektir. Bu sürede kandaki oksijen oranı yüzde 50'nin altına düşerse kişi bitkisel hayata girebilir."

Külahlı, alkol ve sigara kullanımının da horlamayı artırdığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Kısa ve kalın boyunluların, alt çenesi küçük ve içeriye çekik olanların, dilinde büyüme, damağında şekil bozukluğu bulunanların, kısa boylu ve göbekli kişilerin horlaması kaçınılmazdır. Bunun dışında burundan kaynaklanan problemlerle tümörler, geniz eti, damağın aşağı doğru sarkık ve büyük olması, dilin kabararak küçük dile değecek kadar büyümesi de horlamaya neden olabilir."