|
|
Ne ve kim için savaş?
Washington'da işler 'rapora uygun' gidiyor... Yazılması on yıldan fazla sürmüş, yazarları Washington yönetiminde bugün önemli koltuklarda oturan rapor, Türkiye destek çıkarsa, "ABD'nin global egemenliği" yolunda atacağı adımları ayrıntılarıyla anlatıyor... Bazıları ABD'nin Irak'a dönük politikasının 11 Eylül uğursuz eylemleriyle ilgili olduğuna inanmamızı istiyorlar. Kimileri ise, dikkatlerimizi, Birleşmiş Milletler'in (BM) 'kitle imha silâhları' konusunda kurduğu denetleme komisyonu üzerinde yoğunlaştırmamızı bekliyorlar. Onlara göre, ABD, Irak'ta varolduğunu öğrendiği 'kitle imha silâhları'nın yok edilmesinin peşinde. Oysa, Washington, Irak'ı dize getirmeyi 11 Eylül'den önce ve çok başka bir sebeple planlamış bulunuyor. Plan, ABD'nin 'global egemenlik hedefleri' ile ilgili. Önce şu isimleri okuyalım: Dick Cheney (Bush'un başkan yardımcısı), Donald Rumsfeld (Savunma Bakanı), Paul Wolfowitz (Savunma bakan yardımcısı), Jeb Bush (Bush'un kardeşi), Lewis Libby (Cheney'in yardımcısı)... Bunlar, kotarılması neredeyse on yıl sürmüş bir raporun yazımına katkı vermiş isimler... Rapor, "Amerika'nın savunmasını yeniden kurmak: Yeni bir yüzyıl için stratejiler, kuvvetler ve kaynaklar" başlığını taşıyor. Raporun yayım tarihi: 2000 Eylül... Yayıncısı, 'neo-con' denilen eskinin solcusu yeni-muhafazakârlardan oluşan 'Project for the New American Century' (PNAC) isimli düşünce üreten bir kuruluş... PNAC, hazırlığı uzun süren raporunun amacını şöyle tanımlıyor: "ABD'nin global üstünlüğünü sağlama almak, büyük bir rakip gücün çıkmasını engellemek, uluslararası güvenlik düzenini Amerikan ilkeleri ve çıkarlarına göre biçimlendirmek..." Rapora göre, Amerika'nın bu büyük stratejisi, 'mümkün olabilen en uzak geleceğe kadar' sürmelidir. "Nasıl?" sorusuna da şu cevabı veriyor rapor: "ABD, çoklu, eş zamanlı ana savaşları sanki 'esas görev o imiş gibi' yürütmeli ve kesin bir şekilde kazanmalıdır." İnternetten kolayca ulaşılabilen bu iddialı raporun, şu sırada, "Acaba ABD'ye istediği desteği vermeli miyiz?" diye düşünen yetkililerin elinde bulunduğunu ummak istiyorum. 90 sayfalık rapor dikkatle okunduğunda, ABD'nin 'grand dizaynı' ile ilgili ipuçlarını elde etmek mümkün olabiliyor çünkü. İki yıl once yayımlanan raporda, İncirlik üssünün genişletilip Türkiye'nin güneydoğusunda yeni bir üsle bütünleştirilmesi öngörülüyor sözgelimi. Raporun bir başka yerinde de, "Amerika'nın güvenlik perimetresi genişledikçe, üslerin sayısı da, hava kuvvetlerinin etkinliğini çoğaltacak biçimde artırılmalıdır" deniliyor… Şu satırları dikkatle okuyalım: "ABD, onyıllardır Basra Körfezi bölgesinde daha kalıcı bir rol oynamanın yollarını aradı. Irak'la çözülmemiş ihtilâfın varlığı gerekli mâzereti teşkil ediyor olsa bile, Körfez'de önemli sayıda Amerikan askerî gücü bulundurma ihtiyacı, Saddam Hüseyin rejimini çok aşar…" Buradan anlaşılan, Saddam olsa da olmasa da, ABD, Körfez'de pekiştirmeyi düşündüğü askerî egemenliği için, Irak'a mutlaka saldırmak niyetinde. Avrupa'yı "ABD'nin rakibi" olarak gören, buna karşılık İngiltere'yi "Amerika'nın global liderliğini sağlamasının en etkin ve etkili aracı" bulan rapor, Saddam ortadan kalksa bile, İran da en az Irak kadar ABD çıkarlarına 'tehdit' teşkil ettiği için, bölgedeki üslerin kalması gerektiğini vurgulamakta. Kuzey Kore, Libya, Suriye ve İran'ı 'tehlikeli rejimler' olarak belirleyen rapor, "Bu tehditlerin varlığı, 'dünya çapında komuta ve kontrol sistemi' kurmayı gerektirir" diyor… Raporu okuyanlar, ABD'nin, 11 Eylül'den çok önceden başlayan bir süreçte, Orta Doğu bölgesindeki varlığını artırmayı ve 'kalıcı'ya dönüştürmeyi amaçladığını anlayabiliyor. Şunları da: Saddam Hüseyin'le yarım kalmış hesaplaşmanın bu amaçla kullanılacağını... Saddam saldırı bahanesi olarak kullanılsa bile, o olmasa da Irak'a saldırılacağını... Bir ülkeyle savaşırken bir başka ülkeye daha saldırmayı düşünebildiklerini... Türkiye'nin bu savaşta işi yok...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |