T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Avrupa sesimizi duyar mı?

Büyük milletler, konjonktüre mahkum olmazlar. Tarihte özne olmayı başarmış, yani bir sese sahip olmuş iseler, onu herkese duyururlar. AB uyum yasalarının TBMM'den süratle çıkarılmasının ardından nara atanlar, seslerinin kayalara çarpıp geri gelen aksini duyamayacak sağır olmuşlardır. Üstelik, egemenlik alanını sınırlayan bu tür yasaların bu süratle çıkarılmasına hiç tepki vermeyen 'derin' devlet konjonktüre uygun davranırken, olaya şiddetli tepki gösteren çevreler, kölesi oldukları merkezin tepkisizliğini tartamayacak kadar dar kafalı olduklarını göstermiş oldular.

Uyum yasalarının birçoğunu 'insani' bakımdan savunanlara söyleyecek hiçbir sözümüz yok. Bunlar zaten bugüne kadar çıkarılması gereken türden yasalardır. Ancak, bu yasaları Avrupalı 'kimliği' için bir önşart sayanlar, kendilerine ait bir sesi olmayan, hiçbir zaman da olmayacak olanlardır. Bunların "Avrupa, Avrupa, duy sesimizi!" diye nara atması saçmalığın daniskasıdır. Onlar, Avrupalı sesinin kendi ülkelerindeki acenteleridir. Aydınlanmayı, Avrupalı aklının tümden benimsenmesi biçiminde algılamaktadırlar. (Oysa modern Avrupa'nın en büyük filozofu Kant, aydınlanmayı insanoğlunun 'kendi' aklını kullanması olarak tanımlıyordu.)

Kendilerini ister liberal, ister sosyalist, ister muhafazakar diye nitelendirsinler, aydın veya siyasetçilerimizin bu teslimiyetçi tutumu, gelecek nesillerin ufkunu karartmaktadır. Sosyal bilim ve düşüncede Avrupamerkezciliğin artık ciddiye alınmadığı bir evrede, hâlâ Avrupa kafasını idealleştiren, onu yegane kafa diye tanımlayan ilkel anlayış bu topraklardan bir an önce sökülüp atılmalıdır.

Tabiatıyla bunu uyum yasalarını neşeli gözlerle destekleyen 'dindar' çevrelerden bekleyemeyiz. Onlar, despotik merkezin baskısı altında Avrupa'nın 'özgürlük alanına' gözü kapalı koşuveriyorlar. Bilmiyorlar ki, Avrupa'daki özgürlüğün bedeli, kendi ülkelerindeki baskıdır. Küresel sistem içinde herkes Avrupalılar (daha teknik anlamda, kapitalist merkez) kadar hür olabilse, sistem çöker. Merkezdeki yeşilliğin bedeli nasıl Amazon ormanlarının yağmalanması ise, merkezdeki göreli özgürlüğün bedeli de çevredeki istibdattır.

Bu siyasi değerlendirmenin dini içerikten yoksun olduğunu da kimse söyleyemez. Bakara suresi 120. ayette şöyle buyuruluyor: "Dinlerine tâbi olmadıkça, senden ne Yahudiler ne de Hrıstiyanlar asla razı olmazlar. De ki: 'Gerçek yol ancak Allah'ın yoludur.' Sana gelen bunca ilimden sonra onların hevalarına tâbi olursan, bir daha Allah'tan başka sana hiçbir dost ve yardımcı da yoktur."

Derin devlet niçin suskun?

Yukarıda, çevredeki devletin baskısından merkezin merhametine sığınmanın, denize düşerken yılana sarılmak olduğunu; bunu güle oynaya yapanların konjonktür mahkumu olduklarını ileri sürdüm. Ama bir yandan da baskıcı devletin konjontüre uygun davranıp, uyum yasaları karşısında şaşırtıcı bir sessizlik gösterdiğini söyledim. Bunu nasıl izah edeceğiz? Derin devletin gözettiği konjonktür, ABD'nin Ortadoğu hesaplarıyla alakalıdır. ABD, sadece Irak'ta değil, Ortadoğu'nun bütününde Türkiye'nin çıkarlarını zedeleyecek bir siyaset takip ediyor. Bu durumda en rasyonel tutum, ileri ölçüde Amerikacı olan derin devletin artık daha Avrupacı bir siyasete yönelmesidir. (Amerikacı terimini Amerikancı ile karıştırmayalım! Bu ikincisi bir suçlamadır. Oysa Avrupacı veya Amerikacı dediğimiz zaman, belirli ittifakların yönünü gösteriyor, ittifakın değeri hakkında herhangi bir hüküm vermiyoruz.) Uyum yasaları, derin devletin egemenlik alanını içe doğru biraz sınırlamakta, fakat dışa doğru genişletmektedir! Devlet suskunken MHP'nin böylesine gürlemesi ise kaçınılmaz bir taktik meselesidir. Apo'nun idamı söz konusu olmasaydı, MHP'ye bu görev de verilmeyecekti.


11 Ağustos 2002
Pazar
 
MUSTAFA ÖZEL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED