Türkiye'nin birikimi... | ||
|
İnsan kuş misali!..Türkiye'ye dönüp, gazeteleri açtım.. Baktım "Hürriyet"te, Süleyman Demirel de köşe yazarı olmuş.. Belli ki "Süleyman Demirel" olmak ona yetmiyor.. Sütun başlığına, bir de "9'uncu Cumhurbaşkanı" unvanını eklemiş.. Acaba her gün mü yazacak?.. Yoksa bu ilk yazısında yaptığı gibi, arada bir "dostlar"ına laf mı yetiştirecek.. Bu ilk köşe yazısında, "dostum Şansölye Shcmidt" diyerek, eski Alman Başbakanı'na, Almanya'daki Türkler'in iki ülkeye de ne büyük katkılar yaptığını anlatmaya çalışıyordu. Ya Demirel, iç politika konularına da girerse köşe yazılarında?.. Acaba kimlere "dostum", kimlere "düşmanım", kimlere "ailemin üyesi" der? Neyse.. Bütün bunları, yeni meslektaşımız 9'uncu Cumhurbaşkanı düşünsün.. Örneğin "İnter-Bank" konusuna girdiği zaman, "yavrum Cavit Çağlar" mı diyecek? "28 Şubat" dönemini ele alırken, 9'uncu Senfoni'nin erdemlerini anlatıp, "arkadaşım Beethoven" mi diye konuya girecek? Bütün bunları düşünmek, artık Demirel'in işi.. Ama açıkça söyleyeyim.. Yazısı, sayfa komşularından daha doyurucu, daha içerikliydi.. Gelelim bu bayram-yılbaşı tatilinde nerelere gidip, neleri gördüğüm konusuna.. Latin Amerika'nın iki kentine gittim.. Buenos Aires ve Rio De Janeiro'ya.. Önce Arjantin'i anlatayım.. Başkent Buenos Aires'in bütün meydanları heykellerle dolu.. Bütün caddelere de, bu heykellerdeki kişilerin isimlerini vermişler.. Bu kişiler ya "fatih", ya da "kurtarıcı"ymış.. İspanyolca'da, "fatih"e, "conquistador" deniliyor.. Bunlar, Kolomb'dan sonra, Amerika kıtasını, yerli halkın elinden alan İspanyol fatihler.. "Kurtarıcılar" (libertador) ise, İspanyol sömürgelerini bağımsızlığa kavuşturanlar.. Daha sonra da, cumhuriyeti kuranlar, darbe yapanlar ve darbecileri devirenler "kurtarıcı" olmuş.. O kadar çok "kurtarıcılar"ı (veya halaskârları) var ki Arjantinliler'in, isimlerini hatırlamakta zorlanıyorsunuz.. Arjantin'in son "kurtarıcı"sı, İMF.. Önce Arjantin parası "peso", doğrudan Amerikan Doları'na bağlanıp, eşlenmiş.. Ekonomi durgunluğa girip, iflaslar başlayınca da, geçen ay IMF, Arjantin'e 39 milyar dolar destek (veya kredi) vermiş.. Arjantinliler, bir yandan eski kurtarıcıların yolsuzluklarını açığa çıkartmaya, bir yandan da yeni hükümetten nasıl kurtulacaklarının yollarını bulmaya uğraşıyorlar.. Brezilya'ya veya Rio De Janeiro'ya gelince.. Gerçek bir doğa harikası bu Rio De Janeiro.. Hani hep, "İstanbul'un dünyada bir eşi yoktur" deriz.. Boğaziçi, Adalar, Kalamış gibi semtleri öve öve bitiremeyiz.. Yahya Kemal, Rio'da yaşasaydı, kimbilir ne şiirler yazardı.. Beraberimde, Teknik Üniversite mezunu bir arkadaşım vardı.. Rio'daki gökdelenleri inceledi.. -Bunların hiçbiri, 5-6 şiddetinde bir depreme dayanamaz, dedi.. Meğer Rio'da hiç deprem olmazmış.. Rehbere sordum.. -Sizi ürküten, en tehlikeli doğal afet nedir? Güldü, cevap verdi.. -Politikacılarımız var, dedi.. Hırsızlık ettiği için görevden alınan eski cumhurbaşkanlarının, siyasi yasaklılığı Rio'ya gittiğimiz gün sona ermişti.. Gazetelerde, onun kutlama partisinin haberleri vardı.. Şaka
Keşke..
Televizyon haberlerinde izledik.. Amerikan Kongresi'nin (Millet Meclisi) yemin töreninde, yeni senatör ve temsilciler, çolukları çocukları ile gelmişti toplantı salonuna.. Keşke bizde de böyle olsa.. Sadece yemin töreninde, "aile"ler yer alsa.. Ve sonra, kimse ailesini, devlete, siyasete ve ekonomiye karıştırmasa.. TURİZM
Her yerde Türkler vardı!..
Global kültürün temel ögelerinden biri "tango" değil mi?. Tangoların en ünlüsü de "komparsita"dır.. Bizde de düğünler, hep "La Cumparsita"yla açılmaz mı? Meğer bu komparsita, Arjantin'in kendine özgü arabeskiymiş.. Yoksul ama bitirim kesimlere "cumparsa" denilirmiş.. Komparsita da, bu kumparsaların hayattan yakınmalarını anlatırmış.. Arjantin'de, bunu da öğrendik.. Rio'da da "samba" var.. Her şubat ayındaki "karnaval"da, samba bayramı yaşanırmış.. Bir samba gösterisine gittik.. Salon 5-6 yüz kişilikti.. Dansözler ve dansörler hünerlerini gösterdi.. Sonra sunucu sahneye çıkıp, salondaki çeşitli uluslardan oluşan biz turistleri tanıttı.. Önce "Meksikalılar" dedi.. 5-6 Meksikalı turist çıktı sahneye.. Amerikalı turistler, üç kişiydi.. Birkaç Alman, birkaç İtalyan, birkaç Japon turist çıktı sahneye.. Sonra "Türkler" dedi.. İnanmazsınız.. Sahne doldu.. Sahneye çıkamayan biz diğer Türkler de bir o kadardık.. Yılbaşı tatilinde 200 bin Türk yurtdışına çıktı.. Düşünün.. Ülke iyi yönetilse.. Ekonomik krizler yaşanmasa.. Gerçekten Türk insanı, içe dönük yaşamaktan bıktı..
mehmetbarlas@attglobal.net
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|