ÇALIŞMA BAKANI YAŞAR OKUYAN YENİ ŞAFAK'A KONUŞTU:
400 bin sahte emekli var
Son dönemde, "SSK ve Bağ-Kur'dan 400 bin kişi haketmediği halde emekli aylığı alıyor" diyerek dikkatleri üzerine çeken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, sosyal güvenlik kurumlarındaki "yolsuzluk ekonomisi"nin hangi boyutlara ulaştığını Yeni Şafak'a anlattı.
Kabinenin en renkli simalarından biri olan ve sık sık sosyal güvenlik kuruluşlarındaki ilginç yolsuzluk açıklamaları ile gündeme gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, sosyal güvenlik kurumlarındaki yolsuzluk ekonomisinin boyutlarını Yeni Şafak'a anlattı.
SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'ndaki bir yıllık yolsuzluğun boyutunun 1 katrilyon liraya ulaştığını ifade eden Okuyan, bu yolsuzluk ekonomisinden beslenen "rant çetelerinin" önünü kesmek istediğini söyledi. Bakan Okuyan'ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
- Son olarak, SSK ve Bağ-Kur'dan haketmediği halde 400 bin kişinin emekli aylığı aldığını açıkladınız. Emekli örgütleri bu rakamı abartılı buluyor. Bu rakam somut tespitlere mi dayanıyor, yoksa tahmin mi?
SSK ve Bağ-Kur'da bugün 400 bin insan vicdanen ve hukuken haketmediği halde devletten maaş alıyor. Sadece Adana'da yüzlerce sahte Bağ-Kur emeklisi tespit ettik. Ve tespitlerin ardından Adana'da 350 Bağ-Kur emeklisinin maaşlarını iptal ettik. Bu kişilere şu ana kadar ödediğimiz maaşlarla ilgili olarak davalar açtık. Bir işçi emeklisinin ayda 100 milyon lira maaş aldığını kabul etsek, 400 bin kişiye devletin ayda 40 trilyon lira ödediği ortaya çıkıyor.
-Peki, sahte emeklilerin sayısı 400 bine ulaşıncaya kadar kimse farketmemiş mi?
Bugün, birçok kişi akla hayale gelmeyecek yöntemlerle kendisine dul aylığı bağlatmış. Örneğin adam 26 yaşındaki karısını boşuyor ve 85 yaşındaki babası ile evlendiriyor. Adam 5-6 ay sonra ölüyor. Kadına maaş bağlanıyor. Adam ölünce kadın, dul eşi oluyor. Bu kadın 50 yıl SSK'dan maaş alıyor. Buna dünyanın hiçbir sosyal sigorta sistemi dayanamaz. Bunun sonucunda da biz dürüst olarak primini ödeyen sigortalılalara iyi bir emekli aylığı veremiyoruz. 400 bin sahte emekliye maaş ödediğimiz parayla, dürüst sigortalılara en az yüzde 25 oranında ek zam yapabiliriz.
-Sahte emekliliği nasıl önleyeceksiniz?
Bununla ilgili üç tane tedbir alıyoruz. Birincisi, yasal boşluğu ortadan kaldıracak bir yasa tasarısı hazırlıyoruz. Bir süre önce İsviçre'deydim. Örneğin belirli yıllar konulmuş. Adam, öldükten belirli bir yıl sonra ancak karısına maaş bağlanıyor. Ya da, çocuklarına belirli kriterlere göre aylık veriliyor. Biz de buna benzer düzenlemeler getireceğiz. Tasarı üzerindeki çalışmalar sürüyor. İkinci olarak otomasyon projesine ağırlık vereceğiz. Bu projeyle birlikte, sahte emekliliğin önü büyük ölçüde kesilmiş olacak. Üçüncü olarak da, kamuoyu oluşturacağız. Sahte emeklilik konusunda kamuoyunun bilinçlenmesini sağlayacağız.
-Şişirilmiş faturalarla ilgili tespit edilen usulsüzlükler ne aşamada?
Hiçbir şey olmadı. Kuruluş, 50 liralık sağlık hizmeti karşılığında 550 liralık fatura kesmiş. Hasta, bir günde 34 tane tomografi çektirmiş, 2800 tane kan tahlili yaptırmış ve 150 tane serum kullanmış. Şimdi bunları yakaladığınız zaman "Affedersiniz" diyorlar. Yani "Pardon" diyorlar. "Yanlışlık olmuş" diyor. Bir şey olmuyor. Çünkü, bu tür usulsüzlüklere yönelik mevzuatımızda yaptırım yok.
-Ne tür yaptırımlar getireceksiniz?
Üç sosyal güvenlik kurumu bugün yılda 2.5 katrilyon lira özel sağlık kuruluşlarından sağlık hizmeti alıyor. Örneğin, bir apandisit ameliyatı için SSK 100 dolara, Bağ-Kur 200 dolara, Emekli Sandığı 400 dolara, Meclis ise 800 dolara anlaşıyor. Böyle şey olur mu? İşte biz öncelikle bunun önüne geçeceğiz. Üç kurumun da, bütün satın sağlık hizmetlerini aynı ücret üzerinden satın almasını sağlayacağız. Bu düzenlemelerle yılda 320-350 trilyon liralık bir tasarruf sağlamayı hedefliyoruz. Bu sistem ay sonuna kadar uygulanmaya başlanacak. Ayrıca, şişirilmiş faturası tespit edilen sağlık kuruluşundan, üç sosyal güvenlik kurumu da yedi yıl süreyle hizmet almayacak. Hiç bir kuruluş böyle bir cezayı göze alamaz.
-Yıllık 1 katrilyon liralık yolsuzluk ekonomisinden söz ediyorsunuz. Bu tedbirleri uygulayabileceğinize inanıyor musunuz?
Ömrüm korkuların arasında geçti. Ben korkuların ve acıların çocuğuyum. Bize bir şey olmaz. Ama bu rant çeteleri, önümüzü kesmek için aklınıza hayalinize gelmeyecek her türlü metodu ortaya koyuyorlar. İftiralar atıyorlar. Örneğin, tam otomasyon projesini gündeme getirdiğimde, "Bakan firmalara peşkeş çekecek" dediler. Ama ihaleyi, herkesin gözü önünde yapacağız ve iftiralara cevap vereceğiz. İsmet İnönü'nün çok sevdiğim bir sözü var: "Bir ülkede namuslular en az namussuzlar kadar cesaret sahibi olmazsa o ülke, namussuzlar tarafından yönetilir."
-Sizce, Bakan olarak kendi kurumunuzu kötülemeniz doğru mu?
Geçen yıl kabinede en çok eleştiri toplayan Bakan benim. Niye? SSK'yı eleştirdiğim için. SSK hastanelerinde herşey mükemel desem kim inanır? Bu tür laflar üstelik insanların da güvenini zedeler. SSK hastanelerinin kötü olduğunu halktan gizleyelim mi?
-SSK hastanelerindeki şikayetler hâlâ devam ediyor. Bir yılda alınan tedbirlerle hizmetlerde ne kadar iyileşme sağlandı?
SSK bugün Hazine'den kaynak almadan hizmet verir hale geldi. Bu büyük bir olaydır. Bir yıl önce SSK'nın, bir yılda 2 milyar dolar tasarruf edeceğini kim beklerdi. Ne Dünya Bankası ne IMF ne de Hazine hiç kimse beklemiyordu. Bir yılda kuyruklar yüzde 50 azaldı. Bunu nasıl yaptık? Mevcut imkanları kullandık. Ben tek bir hastane açmadım. Sadece organizasyonu iyileştirdik. Bugün ameliyatları azami üç ay içinde halleder hale geldik. Bu az iş mi?
-SSK hastanelerinin özelleştirilmesi için herhangi bir çalışmanız var mı?
SSK hastanelerini özelleştirme gibi bir niyetimiz yok. Tam tersi, yeni yatırımlar planlıyoruz.
-İş Güvencesi Yasa Tasarısı'yla işverenlerin büyük tepkisini çektiniz. Tasarıdan vazgeçilmesi sözkonusu mu?
İş Güvencesi Yasası mutlaka çıkacak. Tasarının şu anda Meclis'e gelmesi lazım. Biz tasarı konusunda hâlâ uzlaşmaya açığız. Dürüst, samimi olarak çalışan, işçinin hakkına göz dikmemiş olan, içinde Allah korkusu olan işverenler İş Güvencesi Yasa Tasarısı'nın doğruluğunu kabul ediyorlar. Sendika üyesi olduğu için bir işçiyi kapının önüne koymayı kendi vicdanına uygun buluyorsa, bu işverenlerin tasarıya karşı çıkması doğaldır.
-Zorunlu tasarruf kesintilerinin ödenmesi konusundaki çalışmalar hangi aşamaya geldi? Kamuoyunda tasarrufların üzerine yatılacak endişesi var?
Çalışanların zorunlu tasarruf kesintileri mutlaka ödenmelidir. Konuyla ilgili çalışmaları Hazine Müsteşarlığı yürütüyor. En son, benden görüş istediler. Ben de, tasarruflar karşılığında çalışanlara Türk Telekom gibi özelleştirilen kuruluşların hisselerinden ya da Hazine arazisi verilmesini önerdim. Onlar da bu teklifleri değerlendireceklerini söylediler.
Okuyan 'memur gömleği' giyecek
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan ile Memur-Sen Genel Başkanı Fatih Uğurlu arasındaki 'enflasyon' gömleği iddiasını 1 puanla Okuyan kazandı. Memur-Sen Genel Başkan Fatih Uğurlu ile Bakan Okuyan geçen Ekim'de enflasyon iddiasına girmişlerdi. Okuyan, yıl sonu enflasyonunun yüzde 45 çıkacağı tahminiyle, yüzde 20 enflasyon farkı isteyen Memur-Sen Genel Başkanı Uğurlu'ya "Daha üç ay var" demişti. Uğurlu'nun "Şimdiden yüzde 40'ın üzerinde çıkacağı belli" demesi üzerine Bakan Okuyan "İddiaya girelim" karşılığını vermişti. Böylece üç ay önce Okuyan ile Uğurlu yıl sonu enflasyon tahmini üzerine gömleğine iddiaya girmişlerdi. Önceki gün açıklanan enflasyon verilerinde DİE'nin yıl sonu tüketici fiyat artışını yüzde 39 olarak tespit etmesi ile 1 puan farkla Bakan Okuyan, Memur-Sen Genel Başkanı Uğurlu'dan gömlek kazandı.
'Hatır için alacağız'
Memur-Sen Genel Başkanı Fatih Uğurlu, Çalışma Bakanı'nın XXL(en geniş boy) gömlek kullandığını öğrendiklerini belirterek, "Belki bu gömleği hazır bulmamız zor olacak. O zaman beyaz bir kumaştan diktirmek zorunda kalacağım" dedi. Alacağı gömleğin memurların giydiği 3-5 milyon değerinde bir gömlek olacağını vurgulayan Uğurlu, "Okuyan'a Beymen'den gömlek alamayız. Alacağımız bir memur maaşıyla alınabilecek memur gömleği olacak" dedi.
|