YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

"Siz çok farklısınız"

Devirlerin de kendine özgü iltifatları var şüphesiz. Dün hakaret ya da ölüm nedeni sayılan sözler bugün en ince, en latif iltifat hükmünde ağızlarda dolaşabiliyor.

Günümüzün en basma kalıp ama yine de muhatabını en çok mutlu eden iltifatların başında gelen "Siz çok farklısınız" sözü orta çağda ölüm nedeni sayılabilecek bir durumdu.

"Farklılık çoğu kez sahtekarlık, kötülük ve cüzzamı hatırlatıyordu... İyi bir Hıristiyan namuslu bir insan, farklı olamazdı, olmamalıydı. Çünkü farklılık günah ve cehennemi çağrıştıran bir sözcüktü."1

Çoğunluğun gittiği yolun "normal" kabul edildiği bir dönemde normalin dışındaki her şey anormaldi. Anormal yani normların dışında gezen. Delilik ve çılgınlık tarihin hiçbir döneminde modern zamanlar kadar baş tacı edilmediği için, kişiye farklısınız demek olsa, olsa "Allah acil şifalar versin" manasına gelebilirdi ancak.

Farklılık modern zamanların topluma karşı bireyi önceleyen seçiminden varlık bulup statü verici konuma yükseldi. Orta çağ'da dini hükümlerin herkesin nefsinde bir örnek karşılığı bulunması gerektiğine inanıldığından; dış görüntünün, iç dünyanın aynası olduğundan hareketle bütün inananların bir örnek olmasını isteyen bir anlayış vardı. Farklılık iyi olandan güzel olandan sapmak anlamına geliyordu. Aklın yolu bir olduğuna göre bu yolun dışına çıkanlar olsa, olsa aklı olmayanlar olabilirdi.

Halbuki modern zamanların herkesi bir çadır altında toplayan hükmü dini değil seküler anlayıştan geçiyor. Herkes her türlü kitle iletişim aracına tabi olmuş yaşarken bu tabiyetten kurtulmayı göze alanlar farklı oluyor. Fakat kendi köşesinde kimselere benzemeden kendisi olarak yaşayanlar "siz çok farklısınız" iltifatına mazhar olmazlar hiç. Çünkü "farklısınız" iltifatına mazhar olabilmek için fark edilmek gerekir. Fark edilmek yani kendinizi başkalarının dünyasının ortasında görünür kılmak.

Farklı olmak kitle psikolojisini aşıp geçemeyenler için mümkün gözükmese de farklıymış gibi yapmak yetişti imdada.

Orta çağ'ın "kendini tanı emri", yerini "kendine bir kimlik al"a bırakınca kimlik sahibi olmak farklı olmak ile aynı manaya geldi. Kendine yeni bir kimlik al emrine uymak life style hayatların ayak izinden yürümekten başka bir şey olmasa da, medyanın ışıltılı dünyası aynı ayak izlerini başkalaştırıp değiştirerek "kişiye özel" yanılsamasını gerçekleştirmiş oldu.

Kendini tanımak hiç kolay değil çünkü. "Kendini tanımak. Kendini, yani eriyeni, dağılanı, dumanlaşanı. Sen acıların, utançların ve zilletlerinle aynısın. Rüyaların, hayallerin, dileklerinle bir başkası."2
1. Pastoureau, Şeytan Kumaşı, sh. 35
2. Cemil Meriç, Bu Ülke, sh. 292


5 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...