|
|
Eroin Güncesi yeniden! İlk yayımlandığı yıl yoğun ilgiyle karşılanan "Eroin Güncesi" dördüncü baskısıyla yeniden gündemde
1997 yılında ilk kez yayınlandığında okurların yoğun ilgisiyle karşılaşan Eroin Güncesi 4. baskısıyla yine gündemde. Yazarı Kanat Güner'le özdeşleşen ve ülkemizde avandgarde-underground edebiyat alanında sayılı örneklerden biri olan kitap daha önce resmi olarak 3 baskı yapmış olmasına rağmen, korsan yayıncılar tarafından elli bine yakın basıldığı tahmin edilmektedir. Ancak aradan geçen zaman kitabın değerini azaltmadığı gibi arttırdı. Çünkü bir alt kültür yazını olarak ülkemizdeki sayılı örneklerden biri olan bu kitap diliyle de usta işi. 1980 sonrası ülkemizde yaşanan değersizlik ortamının ilk kurbanları dönemin eğitim kurumlarında yetişen gençler oldu. Sözde demokrasi ortamının girişimci yöneticileri, dünyada örneği görülmemiş bir ahlak anlayışıyla bir yandan gençleri YÖK vb. kurumlarla baskı altına almaya çalışırken öte yandan da üniversiteleri birer ticarethane gibi kullanarak gençlere kısa yoldan zengin olmanın, hayali ihracat yapmanın, adam kazıklamanın teorisini dikte ettiler. Başbakan'ının bile fakirini sevmediği bir ülkede, zengin olmak iuçin her şey mübahtı. Yani iki yol vardı gençlerin önünde; ya zengin olup yükselmek, ya da yok olmak. Öte yandan aileler de düzenin bu dayatmalarının bir parçası olmaktan geri durmadı. Onlar için de iyi bir evladın gelecekte iyi para kazanacağı bir üniversitenin sıralarından geçmesi gerekiyordu. Baskılar, değerlerin yitimi, amaçsız eğitim ve toplumsal ahlakın çöküşüyle savrulan ve kendine yeni değer kavramları bulmaya çalışan gençler bu savruluşlarıyla birlikte uyuşturucuyla da tanıştı. "Kanat tıp okuyordu, ama pedagojik çıkarımlarıyla kendi ailesini örneklem alarak eğitim sisteminin, ekonominin ve ahlak ya da etik diyebileceğimiz insani değerlerin yitiminde kendini yasadışı bir maddeyle sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir yandan, kitabıyla bir eroin kullanıcısının sıkıntılı, saldırgan ve umutsuzca içe kapanışını psikolog olarak anlatırken diğer yandan yaşaması kendini tüketti." Bu kitap salt bir eroinmanın (Kanat Güner'in) günlüğü değil aynı zamanda bir alt kültür yazını olarak gençlerin 1980 sonrası savruluşlarını bir psikolog gözüyle çözümleyen, eğitimli bir insanın ailesine ve yaşamına ilişkin samimi itirafları.
Yavaş yavaş ölüyordum
Dört vitesli beynimi beşinci vitese atmıştım ve geri dönüşüm imkansızdı artık. "H" ile yavaş yavaş intihar edebileceğimizi sanıyordum. Başlarken, şimdiye kadar olan yaşamımı sona erdirdiğimi, intiharın zaten gerçekleşmiş olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Yaşam şeklim, kişiliğim, her şey çok farklıydı artık. Over dozla yavaş yavaş ölecek olan başkasıydı, ben değildim. Yitirecek hiçbir şeyim kalmamıştı, irademi ona teslim etmiştim. Özgürlüğünden kimseye ödün vermemiş olan ben, onsuz olamıyordum artık. Kesinlikle özgürlüğümü kaybetmiştim. Böyle devam edemezdim.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |