|
|
Cumhurbaşkanı Sezer'in hukukla imtihanı
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i şu anda bulunduğu makama çıkaran süreci hepimiz hatırlıyoruz. Sayın Sezer'in Anayasa Mahkemesi'nin açılış yıldönümlerinde hukukun üstünlüğünü vurgulayarak yapmış olduğu iki konuşma onun yıldızını parlatmaya yetmişti. Neden yetmişti? Çünkü hukuk ihlallerinden bunalmış olan halk, Anayasa Mahkemesi başkanının şahsında bir hukuk aşığı bulduğuna inanmıştı. Sayın Sezer bu tavrını cumhurbaşkanı olduktan sonra da devam ettirdi; kamu personelinin kararnamelerle tasfiye edilmesini veto etti. Gerçi bu olayda gösterdiği hassasiyet şekli hukuk noktasına münhasır kalmış görüntüsü vermişti. Ancak bu bile halka selefinin davranışından çok farklı geldiği için yeterli görüldü. Sade yaşayışı, tasarrufa riayeti de onu halkın nazarında yükseltmeye yetti. Sayın Ecevit'le tartışmasında da bilindiği üzere halk onun yanında yer aldı. Sayın Cumhurbaşkanı'nın kimi YÖK üyelerinin seçimi, başörtüsüne karşı takındığı tavır gibi bazı tasarruflarında bir burukluk yaşanmadı değil. Ancak yine de halkımız bir vakt-i merhunda YÖK'teki çarpıklığın giderilmesi, başörtüsündeki yanlışlığının anlaşılması ümidini taşıyor. Bir başka ümit daha taşıyor, daha doğrusu taşımak istiyor: Sayın Sezer'in hukuk anlayışı toplumun sadece bir kesiminin değil, bütün kesimlerin haklarını içine alan bir genişliğe sahip. Şimdi ortaya bu ümidin devam edip etmeyeceğini anlamamıza yarayacak bir durum çıktı. Bilindiği gibi geçen hafta Meclis'ten geçen bir kanunla sadece İmam Hatip Lisesi mezunlarına Polis Okulları kapıları kapandı. Hangi gerekçeyle? Hiçbir makul gerekçe yok. Bilinen 28 Şubat ruhunun bütün gücüyle devam ettiği. Siyasetçilerin bu haksızlıklara yeterli bir tavır koymadıkları, idare-i maslahatçı bir tutum takındıkları bir gerçek. Bu Türk siyasetinin yapısını bilen bizler için şaşırtıcı değil. Zaten insan hakları, din ve vicdan hürriyeti, hukukun üstünlüğü açısından 28 Şubat sürecinde sınıfta kalmışlardı, anlaşılan aynı dersleri bir defa daha tekrarlayacaklar. Ancak burada önemli olan sayın Sezer'in tavrı. Sayın cumhurbaşkanı nasıl bir tavır ortaya koyacak? Herkesce malum; bu kanun Anayasa'nın 10 ve 70. maddelerinde öngörülen kanun önünde eşitlik anlayışına da aykırı, kamu görevlerine kabulde hizmetin gerektirdiğinden farklı bir nitelik aranmayacağı esasına da. Düz lise ve bütün meslek lisesi mezunları sınavla polis okuluna alınırken hangi haklı gerekçe sadece bu okul mezunlarını dışarda bırakıyor? Burada çok açık bir biçimde İmam Hatip Lisesi mezunlarına karşı ayrımcılık yapılmıştır. Şimdi bizim Cumhurbaşkanı'ndan bu açık haksızlığı önlemesi ve ilgili kanunu veto etmesini beklemek hakkımız var. Neden böyle bir hakkımız var? Bugüne kadar hukuka bağlılık noktasından vermeye çalıştığı intiba açısından var. Diğer bir ifadeyle bu veto, İmam Hatip Lisesi mezunlarının ayrımcılıktan kurtulması açısından değil, -onlar haksızlıklara, ayrımcılığa alıştılar- sayın Sezer'in bugüne kadar sergilediği hukukun üstünlüğü anlayışındaki tutarlık açısından önemli. Açıkca söyleyelim, burada sayın Cumhurbaşkanı'nın hukukla imtihanı söz konusu. Dileriz Ahmet Necdet Sezer bu sınavı başarıyla verir.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |