|
|
Gerilimden şiddete
Bireysel bir problem olmaktan çok toplumsal bir sorun düzeyine ulaşan şiddet, 21. yüzyılda kabuk değiştirerek farklı kılıklara büründü. İbrahim Balcıoğlu 'Şiddet ve Toplum'da, şiddetin maskesini aralıyor. 'Şiddet ve Toplum' adlı eserinde sosyal şiddetin ortaya çıkış nedenlerini irdeleyen İbrahim Balcıoğlu, sosyal şiddetin gelişimi ve kökeni üzerindeki saptalamalarıyla toplumsal şiddetin gen haritasını ortaya koyuyor. Toplumsal şiddetin sosyo-psikolojik, ekonomik, siyasi ve kültürel arka planının incelendiği eserde, Şiddetin Bireysel Yönü, Kültürün Saldırganlıkla Bağlantısı, Modernleşme ve Şiddet İlişkisi, Suç ve Kadın, Çevrenin, Kültür ve Sağlık Üzerindeki Rolü, Stres, Kentleşme ve Suç gibi konu başlıkları bulunuyor. Kentte gerilim Kentlerde suç işleme ihtimali en yüksek olanların genellikle, kırsal kesimden kente yeni göç eden ancak adapte olamayan bireyler olduğu söylenir. Yabancılık duygusuna kapılan göçmenler, kentin gerimli ortamından fiziksel, ruhsal ve düşünsel açıdan olumsuz etkilenir. Araştırmalara göre göçmenlerin psikonöroz olma oranı %59'u bulmuş durumda. Kırsaldan gelen insanların işsiz kalmaları halinde sosyal dayanışma şuurunu yitirerek kendi sosyal gruplarının içine çekilmeleri ve yaşanılan sorunlar karşısında, köyde olduğu gibi sosyal dayanışmanın bulunmamasının doğurduğu rahatsızlıklar, köyden kente gelen insanların yaşadığı sorunlar arasında bulunuyor. Gelir dağılımının adaletsizliği, toplum düzenini ve bütünlüğünü sağlayan hukuk, sivil örgütler, siyasal partiler, aile, siyasal mekanizma gibi unsurların denetim ve bütünleşme fonksiyonlarını yitirmesi, sınıflararası gerilim ve dolayısıyla toplumsal hareketsizliğin olmayışı, aydınların mevcut sistemden hoşnut olmaması ve yönetimin desteklememesi, demokratik özgürlüğün olmayışı gibi durumlar, modernleşmeyle birlikte doğabilecek 'şiddet'in sebeplerini oluşturuyor. "Şiddet aslında tarihi olarak da insani bir olaydır" diyen Balcıoğulu, toplulukların veya ülkelerin çatışma sebepleri arasında din, mezhep, teolojik ve ahlaki bir inançtan ziyade, tarafların birbirlerini 'düşman kabile' olarak görmelerine bağlıyor.: "Dini tarihle modernleşme tarihi arasındaki bu geniş ve karmaşık değişim sürecini görmek için, tarihteki dini olaylara büyük bir bütünün parçaları olarak bakmak gerekir. Dini kimlikler, inanç ve kültürden öte, kabile gibi dar bir 'biz' kimliği olarak algılandıgı ve politize edildiğinde sert çarpışmalara sebep olmaktadır. Sadece din değil, bütün değer sistemleri için de bu böyledir." Bilge Yay. / Tel: 0 212 638 69 39 Gelecekte biz Türkler
Türkiye'nin sosyal yapısının ve insanlarının kimlik değiştirmesinin diğer ülkelerden farklı olduğunu belirten yazar, Türk toplumunun 'kimlik' kavramı çerçevesinde yaşadığı temel sıkıntının, Tanzimat'la birlikte başlayan benzeme isteminden kaynaklandığını ifade ediyor. Yazar, Türk halkının, gelecekte de teknoloji üretmek yerine teknoloji tüketmeye devam ettiği takdirde, gelişmiş kuzey ile geri kalmış güney yarım kürelerinin arasında kalacağını, bundan kurtulmanın tek yolunun ise zamana uymak olduğunu kaydediyor. Balcıoğlu, görsel değişimlerle bir yere varılamıyacağını ve tarihimizi öğrenmemekte direndiğimiz takdirde yaşanan değişimlere ayak uyduramayacağımızı ifade ediyor.
Havva Setenay İLHAN
|
|
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |