T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Siyasi porno...

Körfez Savaşı için 'pornografik bir savaş' demişti Baudrillard. Daha sonra bu tanımlamasını revize eden bazı açıklamalarda bulunsa da, Körfez Savaşı için en tanımlayıcı etiket bu oldu bana göre.

Tanımlamanın çarpıcılığı, gerçekte 'göründüğü gibi olmayan' birseyin varmış gibi gösterilmesine vurgu yapmaktaki başarısından kaynaklanıyor.

Tam bu bağlamda, Türkiye'de 'istikrar'ı sağlamak üzere yürürlüğe konulan siyaset biçiminin nasıl tanımlanacağına bakmak gerekir. Görünürde her yerde siyaset var Türkiye'de, ama sonuçlar açısından siyaset hiçbirşey ifade etme gücüne sahip görünmüyor…

Başka ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye çok stresli bir siyasi ortama sahip. Sürekli siyaset tartışılıyor. Siyaset adına ortaya konulan pozisyonlar tüm güç ilişkilerinin 'özeti' oluyor. Siyasetten güç devşirmeyen hiçbir tartışma gündemde gerçek bir yer tutamıyor. Siyasi güç ilişkileri bağlamına oturmayan düzenlemeler, 'kamu yararı' kavramı içinde yer bulamıyor. Dolayısıyla, dar ve kısır güç ilişkileri içinde boğulmuş siyaset bu ülkenin gizli 'şartnamesi' hükmünde sayılıyor…

Fakat bu kadar çok siyaset tartışılan bir ülkede, 'siyasi çözüm' adına atılan adımlar hep güdük kalıyor. Siyaset toplumsal ve kamusal yaşamın her anında hem var, hem de yok adeta. Bu nedenle her gün ülkenin kaderini belirleyecekmişcesine ağır siyasi tartışmalar gündemde yer ediyor, ama bir başka ülkede yıllar boyu iz bırakacak türden tartışmalar, burada birkaç gün içinde kayboluyor...

Bunun sebebi, siyasetin hâlâ toplumsal taleplerin mücadelesine dayanan bir ilişki olarak ele alınmak yerine, 'devletin yeniden düzenlenmesi'ne yarayan bir faaliyet olduğunun zannedilmesi. Farklı toplumsal talepleri temsil eden siyasi partiler yerine, 'belli siyasi aktörlerin pozisyon arayışlarını' ifade eden siyasi partiler var bu yüzden siyasi sistemimizde. Toplusal kesimler arası tartışmaların ve bunları temsil eden siyasi partilerin yarışmasının değil, belli siyasi aktörler arasındaki güç elde etme yarışının zemini gibi algılanıyor siyaset. Hal böyle olunca da, siyaset toplumu değil, devleti; 'devlet içindeki güç kavgalarını' ifade eden bir ilişkiler ağı oluyor…

Böylece gerçek anlamda siyasetin araçları ve işlevleri kullanılarak, siyasete hiç benzemeyen bir ilişkiler ağının ortaya çıkarıldığını görüyoruz. 'Siyasetsiz siyaset' bu demek zaten. Ortada siyaset adına bir ilişkiler ağı var, bu ağ siyasetin araçlarını (siyasi partiler) kullanıyor, ama sonuç itibariyle siyasetin alanının daraltılmasına hizmet ediyor. Siyasetin bu kadar konuşulduğu bir ülkede siyasi çözüm önerilerinin bu kadar kısır olmasının ve siyasetin etkisiz bir faaliyet alanı olmasının izahı ancak bu olabilir.

'İstikrarcı siyaset' siyaset adına 'siyasi porno'nun hakim olması demektir…


14 Kasım 2001
Çarşamba
 
ÖMER ÇELİK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED