![]() |
![]() |
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]() Halkın nabzını tutmak için, internet sitelerine girip, yayınlanan anketleri okuyunuz. Genel bir eğilimi hemen anlayabiliyorsunuz. Bu defa Habertürk'e baktım. İşte son uçak kazası ile ilgili anketin sonucu: Vatandaşımızın yarısı Airbus uçağının kaza, diğer yarısı sabotaj sonucu düştüğüne inanıyor. Eminim, aynı tereddüt, başka ülkelerin insanlarınca da paylaşılıyor. Endişeler
Resmi makamlar ne derse desin, endişeler son bulmayacak, Amerika, herkesin korkulu rüyası olmaya devam edecek. American Airlines'in kullandığı Airbus, 1988 yılında imal edilmiş. Washington Post'un verdiği bilgilere göre sol motor, 694 saat, sağ motor ise (düşen motor) 9 bin 788 saat çalışmış. Sağ motor, kaza olmasa, bir iki haftaya kadar derin bakıma alınacakmış. Acaba bu bilgiler, uçak kazasının, havayolu şirketinin özen göstermemesi sonucu gerçekleştiğinin kanıtı mı? Bence kaza veyahut sabotaj, bunu, sade vatandaş hiçbir zaman öğrenemeyecek. Resmi makamlar, böyle kritik bir anda, ABD'nin canevinden ikinci defa vurulduğunu itiraf ederler mi? Dikkat ederseniz, 11 Eylül'ü de kimse üstlenmemişti. 12 Kasım'daki "kazayı" da muhtemelen hiçbir örgüt üstüne almayacak. Böylece "sabotaj değil" açıklaması, - zihinlerde bir takım soru işaretleri bıraksa dahi - zamanla, inandırıcılık kazanacak. Ermeni ve PKK terörü
Terör, büyük bir belâ; çünkü ne zaman, nereden vuracağı ve kimi kurban edeceği bilinmiyor. Türkiye, önce Ermeni, sonra PKK terörü ile, bu güçlükleri hep yaşadı. Ama bizim diplomatlarımız Ermeni teröristlerinin kurşunları altında can verirken, başta Fransa olmak üzere bazı Batılı ülkeler, 1915'teki tehciri, "Ermeni soykırımı" olarak damgalamaya çalışmanın yanısıra, Paris'e, Ermeniler için anıt-mezar dikmeye uğraşıyorlardı. Türkiye, PKK terörüne karşı da, uzun yıllar yalnız kaldı. Milyonlarca dolarımız ve daha da önemlisi binlerce vatandaşımız canlarını kaybetti. Güneydoğu, bir yandan fukaralık, diğer yandan güvensizlik yüzünden, cehenneme döndü. Terör, ister istemez antidemokratik uygulamaları da beraberinde getirdi. Sonunda yöre halkıyla devletin arası açıldı. Gerçekten de, çok ağır bir bedel ödedik. ABD ve güven
İki tarafı okyanusla çevrili ABD, her türlü tehdidin uzağında olduğunu sanıyordu. Kanlı ellerin onun insanına ulaşamayacağını düşünüyordu. Zaten 11 Eylül'ün esas yıktığı, işte bu güven duygusu oldu. Amerika, Afganistan'ı yakıp yıkarak, kaybettiği özgüveni yeniden kazanabilir mi? Kazanabilmesi için aradan uzunca bir zaman geçmesi gerekiyor. Terörizmle savaşa, elbette kimse karşı çıkmaz da, işin zor tarafı, bu mücadelede, kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunu anlamak. Suçluyu suçsuzdan tefrik edemeyince de, haksızlık ve keyfilik, adalet anlayışının önüne geçiyor. Bugün Afganistan'ı hedef alan saldırılar, Türkiye'nin Güneydoğusu'nda yaşananları hatırlatıyor. Zarar gören sadece terörist değil; sade insanlar da, anti-terör uygulamalarının kurbanı oluyor. Şimdi Kâbil düştü. Kuzey İttifakı şehre girdi; Taliban yandaşları dağlara çekildi. Bundan sonra savaş, Bush'un haber verdiği gibi, 10 yıl daha nasıl devam edecek? Evet... ABD, Afganistan'ı yendi. Zaten aksi düşünülemezdi. Peki, terörün kökü kazındı mı? Asıl kıyamet, bundan sonra kopacak. ABD, Pakistan ile işbirliği yaparak istikrar sağlayabilmek amacıyla Taliban'ı iktidara yerleştirmişti. Şimdi, yeni yönetim nasıl oluşturulacak? Taliban'ın vur kaç eylemleri nasıl önlenecek? Pakistan Kuzey İttifakı'nın Kâbil'i ele geçirmemesini istemiş ve bu sözü ABD'den almıştı. Verilen söz tutulmadı. Pakistan halâ ABD'yi desteklemeye devam edecek mi? Yoksa aldatılmışlık duygusuna mı kapılacak? Afganistan'daki son gelişmeleri bir kenara bırakıp, gene teröre gelelim. Acaba ABD'ye öfke duyan Araplar'ı, başkaları kullanmış ve halâ kullanıyor olamaz mı? Eğer, Airbus'un bir sabotaj neticesi düştüğü anlaşılabilse, baştan beri Usame Bin Ladin'in sorumlu olmadığı da ortaya çıkacaktır. Çünkü, Amerikan görevlileri, özellikle havaalanlarında gayet sıkı bir denetim yürütüyor; çalışanların Arap ve İslâm ile bağını özenle araştırıp tedbir alıyordu. Zaten bu yüzden de, Amerikalı yetkililer sabotajı tesbit etseler bile, kolay kolay gerçeği açıklamazlar. Aksi takdirde, Afganistan operasyonu boşlukta kalır. Anketler
Yazımızın başında bazı anketlerden söz etmiştik. İşte diğer örnekler:
Bu hükûmeti değerlendirmek için güvenoyu biçiminde referandum yapılsın mı?
Afganistan'a asker gönderilsin mi?
Şarbon önemli değil diyen Sağlık Bakanı Osman Durmuş Tıp ödülüne lâyık mı?
Milletvekili sayısı 300'e insin mi?
Banka soygunlarıyla ilgili dosyalar DGM kapsamından çıkarılsın mı? Hayır % 74 Afganistan ve Amerika'daki olaylardan gözümüzü ülkemize çevirdiğimiz takdirde, Parlamento'ya ve hükûmete güvenmeyen, ekonomide işlerin iyi gideceğine inanmayan, umutsuz bir kamuoyu görüyoruz. "Kâbil yönetimi nasıl şekillenecek" diye tartışmalar yapılıyor. Oysa, halk, Ankara'daki yönetimle çok daha yakından ilgili.
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |