T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Globalleşmeyle gelen birlikte yaşama zorunluğu

Pekçok uzman, globalleşmenin arkasında Amerika ve Avrupa'nın olduğu bir "ideoloji" ya da "siyasal sistem" olmadığının üzerinde önemle durur. Öte yandan, özellikle Batı dışı ülkelerin aydınlarının büyük bir çoğunluğu globalleşmeyi Avrupa kültürünün değerlerini bütün dünyaya yaymaya çalışan Amerika emperyalizminin yeni yüzü olarak görür.

Her yıl güncel bir konuda tartışmalı bilimsel toplantı düzenleyen İSAV, bu sene "11 Eylül 2001"den sonra hem yeni boyutlar kazanan, hem de bütün dünyayı etkisi altına alan globalleşmeyi tartışma konusu olarak seçti. Geçen hafta sonu, üç gün boyunca "Küreselleşme, İslam dünyası ve Türkiye" yerli ve yabancı uzmanların katılımıyla değişik açılardan enine boyuna tartışıldı.

Toplantının koordinatörlüğünü Prof. Dr. Mustafa Öz, Prof. Dr. Bedreddin Çetiner ve Dr. Talip Küçükcan'ın yorulma bilmez yardımlarıyla ben yüklendim. Prof. Dr. Mehmet Altan, Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay, Prof. Dr. İlyas Bayunus, Prof. Dr. Johannes Laehneman, Prof. Dr. Halis Ayhan, Prof. Dr. Aslan Gündüz, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, Doç. Dr. Ömer Çaha, Dr. Adnan Aslan ve ben globalleşmenin ekonomik, siyasal, kültürel ve hukuki boyutlarını ele alan bildiriler sunduk.

Her bildiri burada isimlerini tek tek veremediğim, alanlarında başarılı çalışmalar yapmış yirmidört akademisyen tarafından ele alınarak, hem eleştirildi, hem de zenginleştirildi.

Globalleşme, ister Batılılaşma ya da Sekülerleşme'nin yeni yüzü, isterse de sınır mayınlarının temizlenmesiyle başlayan devrim nitelikli süreç olarak algılansın, bütün ülkelerde farklı din ve kültür mensuplarının birarada yaşamasını zorunlu kılıyor. Her ülkenin tek değil, çok dinli, çok kültürlü olacağı bir yüzyılın ana sorunu da, birlikte savaşmadan barış içinde yaşamak olacaktır.

Globalleşmenin zorunlu hale getirdiği birlikte yaşamada geçmişin iki başarılı örneği olan Endülüs ve Osmanlı'dan çıkarılabilecek dersler bölümünde, Prof. Dr. Bilal Eryılmaz ile Dr. Ingmar Karlsson'un sunduğu "Osmanlı Millet Sistemi" ve "Elhamra Modeli" dinleyicilerin de katılımıyla büyük bir ilgi topladı. Ayrıca sözkonusu birlikte yaşama projelerinin nasıl bugüne taşınabilecekleri tartışıldı.

Üç gün boyunca geniş bir izleyici kesimi tarafından ilgiyle izlenen toplantının açış konuşmasını Prof. Dr. Mehmet Aydın, kapanış değerlendirmesini İSAV'ın Başkanı Prof. Dr. Ali Özek yaptı.

Globalleşme değişik kesimlerde yer alan aydınlar tarafından nasıl algılanılırsa algılansın, dünya üretim ve tüketim faaliyetleri açısından hem küçülüyor, hem de bir örnekleşiyor. Üretilen ürün, hizmet ve bilginin markaları gibi, tüketicilerin tercihleri de küreselleşiyor. Üretici şirketler bir dünya markası haline gelirken, tüketiciler de bir dünya vatandaşına dönüşüyorlar.

Batı dünyasının ürün, hizmet ve bilgi bombardımanına karşı durmanın yolu, aynı yol ve yöntemle karşı koymaktan geçer. Bunun için de, benim sempozyum boyunca vurgulamaya çalıştığım gibi, globalleşmeye karşı glokalleşmek gerekir. Çünkü Batı'nın ekonomik siyasal ve kültürel işgaline karşı yapılabilecek en iyi savunma, aynı silahlarla saldırıya geçmektir.

İhracatçı olamayan toplumlar ithalatçı olurlar


14 Kasım 2001
Çarşamba
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED