T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
'Dinci', ama başka tür bir 'dinci'

BDDK, Demirbank'ı satın alan HSBC'nin Aydın Doğan'a ait 87 trilyon (bir başka hesaba göre 173 trilyon) TL borcu üstlenmediğini açıkladı. Star gazetesi, "Goldman Sachs raporladı; 730 milyon dolarlık borcunu altı ay içerisinde ödemezse Aydın Doğan battı" iddiasında. Bunları okuyunca ne düşünülebilirse ben de onu düşündüm. Aydın Doğan ise dimdik ayakta; bir yandan Süleyman Demirel'i siyasete ısındırmakla meşgul, bir yandan da dünya medya devleriyle anlaşmalar yapıyor...

Biliyorum, sizin esas merak ettiğiniz Süleyman Demirel bağlantısı... İki ay önce söylenmiş "Ben Türkiye'yi iki ayda kurtarırım" iddialı cümlesini şu yakınlarda sütununa taşıdı Ertuğrul Özkök ... Böyle bir iddia iki ay neden saklanır? Madem açıklanmaya değmeyecek bir iddia, şimdi neden yayımlanır? Bu nasıl gazetecilik?

Ben ise, Hürriyet'in "BMG: Türkiye'de Doğan Grubu'yla işbirliği yaptık" başlığıyla duyurduğu müjdeye takıldım. "Müzik dünyasının devlerinden" olduğu belirtilen bir şirketin Aydın Doğan'la müzik alanında işbirliği yapması bana ilginç geldi. "Bu şirket neyin nesi?" diye haberde ayrıntı aradım. Şirketin uluslararası bir grupla irtibatı olmalıydı, ama hangi grupla? Hürriyet, bu önemli ayrıntıyı 'müjdeli' haberinin en son satırına saklamış: "BMG Entertainment 20 milyar Euro'nun üzerinde ciroya sahip Bertelsmann AG'nin iştiraklerinden biri."

Herkes bilmeyebilir, ama ben Berteslmann Grubu'nu iyi tanıyorum: Aydın Doğan'ın sahibi olduğu DMC, bu anlaşmayla, Hürriyet ve Milliyet gibi gazetelerin yaygın kullanıma kavuşturduğu deyimle, 'dinci' bir grupla işbirliği yapmaya başladı. Çünkü dünyanın 'en büyük medya devleri' arasında adı geçen Bertelsmann, yayın hayatına İncil satarak başlamış, medya alanıyla ilgisi 'ideolojik' olan bir Alman şirketi... Türkiye'de 'dinci' kokusu almada liderliği kimselere bırakmayan Hürriyet, yabancı şirketin iyi bilinen bu kimliğini nedense gözlerden saklamış...

Bertelsmann'ın 'dinci ideoloji' irtibatına önce kendimden bir alıntıyla örnek vereyim. 1996 yılı sonlarında, yolum, Almanya'nın Gutersloh kentine düşmüş ve orada gözlerimi kamaştıran bir basım merkezini ziyaret etmişim. Ziyaretin ardından kaleme aldığım "Gerçek, ama inanılmaz" başlıklı Kulis'te bakın ne yazmışım: "Mohn bir soyadı. Bu dev başarıya imzasını atan Mohn, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Almanya'da varlığını keşfettigi kitap açlığına cevap olmak üzere birkaç kitap basmış, bunları satmak üzere bir de kitap kulübü kurmuş... Bastığı ilk kitaplar başta İncil olmak üzere dinî eserler; kulübüne de öncelikle dinî kitap basan yayınevlerinin kitaplarını almış... Bir inanç temeli üzerine oturan Bertelsmann, bugün 300'un üzerinde firmanın bağlı olduğu, 58 bin işçi çalıştıran kocaman bir holding..." (Kulis, 17 Kasım 1996).

Aradan geçen beş yılda Bertelsmann daha büyüdü ve bugün 82 bin kişinin çalıştığı bir devliğe ulaştı. TIME dergisi, "Hisselerinin büyük bölümünü kendi kurduğu vakfa devretmeseydi, bugün 79 yaşında olan Reinhard Mohn, 70 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin adamı olacaktı" diyor... Mohn'un, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 'savaş esiri' olarak ABD'ye götürüldüğünü, Kansas'ta üç yıl kaldığını da TIME'dan öğrendim (13 Kasım 2000). Dünyanın en büyük yayınevlerine, dört bir köşede yayın yapan televizyon ve radyolara, en ünlü şarkıcıları temsil hakkına sahip olan Bertelsmann, kuruluş amacı 'dinî' olduğu için, farklı bir başarı öyküsü teşkil ediyor...

Bu mutlu işbirliği, bir süre sonra, iki grubun başka kollarına yaygınlaşırsa hiç şaşırmayacağım. 1996 yılından beri başarılarını yakından izlediğim Bertelsmann, Türk medya piyasasına çok güçlü girme arzusunda çünkü...

Hakkında "730 milyon dolar borcu var, altı ayda ödeyemezse batacak" dedikodularının çıktığı Aydın Doğan, milyarlarca dolara para demeyen bir büyük medya grubuyla kurduğu işbirliği sayesinde, hele bu işbirliği başka alanlara da yaygınlaşırsa, geceleri rahat uyur hale gelebilecek. Cirosu 20 milyar Euro olan, gelirlerinin en büyük bölümünü ABD (yüzde 33.8), Almanya (30.5), Almanya dışındaki Avrupa (28.6) ve diğer ülkelerden (2.7) elde eden bir dev Bertelsmann. Vakıf hisselerin yüzde 57.6'sına, Brüksel kökenli Lamberd Grubu yüzde 25.1'ine, Mohn Ailesi ise yüzde 17.3'üne sahip. Bu bilgileri aldığım kaynak "Zeit Vakfı da yüzde 7.4 hissemize sahip, ama onları bize geri vermeyi kabul etti" diyor.

Bana düşmez, ama yine de bir uyarım olacak. Yayın hayatına İncil basıp satarak başlamış, Hıristiyanlığı daha geniş kitlelere yayabilmek için kitap kulübü kurmuş, bizdeki ölçülere göre 'dinci' bir vakfın büyük hisselerine sahip olduğu Bertelsmann, kapitalist dünyada ayakta durabilmek için yaman bir mücadele veriyor... Müzik alanındaki en büyük rakibi de, American Online (AOL) şirketinden sonra İngiliz EMI ile de birleşen Time Warner grubu... Bizdeki rekabet şartlarına hiç benzemeyen bir dünyaya giriyor Doğan Grubu...

Aydın Doğan Anadolu'nun bağrından kopmuş, dinî inançları olduğunu her fırsatta tekrarlayan bir işadamı; 'dinci' bir grupla işbirliğine bu bakımdan şaşırmadım. Benim şaşırdığım, en ufak bir din kokusu alınca derhal üzerine giden bir grupla Bertelsmann'ın işbirliğine yanaşması...

Bakalım, bu evlilik Türkiye'ye nasıl yansıyacak?


29 Ekim 2001
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED