|
|
Fevzi Paşa öldürüldü mü?
Her ay tarihin tozlu raflarında unutulan ilginç konuları gün yüzüne çıkarmasıyla tanınan Tarih ve Düşünce Dergisi, bu ayki sayısında İstiklal Savaşı'nın ünlü paşası Mareşal Fevzi Çakmak'ın şaibeli ölümünü masaya yatırıyor. Tarih ve Düşünce Dergisi bu sayısında da okunmaya değer dosya konularıyla okurlarının karşısına çıkıyor. Levent Elpen 'Afganistan'ın Dar Geçitleri' adlı yazısında 11 Eylül saldırısıyla yeniden gündeme gelen Afganistan dramını ve saldırıların perde arkasını analiz ederken Ahmet Sarbay, Batılılar'ın kolektif hafızasında korkulu rüyalara neden olan kıyamet senaryolarının ünlü yazarı Nostradamus'un hayatını yazıyor. Ahmet Şimşirgil saray cariyelerin öyküsünü, Dursun Gürlek, gelmiş geçmiş en iyi İslam tarihçileri arasında yer alan Mükrimin Halil Yınanç'ın portresini çiziyor. Dergideki diğer ilginç konu başlıkları arasında ABD'yi farklı bir dünya kılan gökdelenler, Afganistan'ın komünist kanaat önderleri, ABD'nin Afganistan'da yürüteceği askeri taktikler işleniyor.
Paşa 'Nakşibendi' değildiLevon Panos Dabağyan'ın Mareşal Fevzi Çakmak'ın ölümüyle ilgili dosyası, yakın tarihimize dair bilgilerimizi yeniden sorgulamamıza neden olacak türden. Ünlü kumandanın ölümünün şaibeli olduğunu hatırlatan Dabağyan, yazısında, Paşa'nın bir suikasta kurban gittiği ihtimalinin yüksek olduğunu vurguluyor. Üzeyir Garih cinayetiyle gündeme gelen merhum Mareşal'in hayatının hiçbir döneminde 'Nakşibendi' tarikatına girmediğini söyleyen Dabağyan, Paşa'nın dedesinin ve babasının Kadiri tarikatına mensup olduğunu fakat kendisinin hiçbir tarikata girmeyi düşünmediğini belirtiyor. Dabağyan, 1876 yılında İstanbul Boğaziçi'nde Anadolukavağı köyünde Çakmakoğlu Ali Bey'in çocuğu olarak dünyaya gelen Mareşal Fevzi Çakmak'ın, Eyüp Mezarlığı'na gömülme isteğini, onun çok sevdiği dedesi ve kızının aynı mezarlıkta bulunmasına bağlıyor. Dabağyan'ın yazısında geniş yer ayırdığı, merhum Fevzi Çakmak'ın sürekli yanında bulunan eşi Fıtnat Çakmak'ın 1966 yılında İzmir Hüryol Gazetesi'ne verdiği demeçle ilgili bölüm, dosyanın en can alıcı kısmını oluşturuyor.
CHP PAŞA'YI RAKİP GÖRÜYORDUHüryol Gazetesi'ne 1966 yılının Eylül ayında verdiği demeçte, Paşa'nın soğuk algınlığı yüzünden hastalandığını ve doktorların amaliyat teşhisi koyması üzerine Mareşal'in hastaneye yatırıldığını belirten Fıtnat Hanım, amaliyattan bir gün önce hiç tanımadıkları bir doktorun ortaya çıktığını ve işi punduna getirip Paşa'yı onun ameliyat ettiğini söylüyor. Daha sonra aynı doktorun kendisine başvurup Ankara'daki hükümetin, hastane masraflarını karşılamakta zorlanan Maraşal'e yardım elini uzatmak istediğini ve bunun karşılığında bir apartman ve bir miktar da para vermek istediğini söylediğini aktaran Fıtnat Hanım, bu tekliften kuşkulandığını gizlemiyor: "...Hükümet bir mareşaline yardım etmek istiyorsa her halde bir apartman vermezdi. Eğer tedavisini yaptırmak istiyorlarsa o başkaydı. Oysa apartman teklif ediliyordu. Bu apartman neye karşılık olacaktı?... Mesele çok geçmeden anlaşıldı. Çok partili devreye girişimizin bütün haraketliliğini yaşıyorduk...Gençler devamlı olarak Mareşal'i evde ziyaret ediyorlardı. Paşa Cumhuriyet Halk Partisi karşısında kuvvetli bir muhalefet lideriydi.
Siyasi rüşvet teklifi
Doktor Fevzi Taner, bana apartmanı, Mareşal'i siyasetten çekmeyi temin edebilmek için rüşvet olarak teklif ediyordu!.." Daha sonra Paşa'ın ikinci bir amaliyat geçirmek zorunda kaldığını belirten Fıtnat Çakmak, ikinci amaliyatı da aynı doktorun yaptığını ve gerekli kan fazlasıyla mevcut olduğu halde doktorun Ankara'dan getirttiği kanları Paşa'ya verdirttiğini söylüyor. Mareşal'in ikinci amaliyat sırasında hiç tanımadığı iki hastane görevlisi tarafından markaja alındığını ve bu kişilerin ölümünden önce ona son müdahaleyi yaptıklarını söyleyen Fıtnat Hanım, Mareşal Fevzi Çakmak'ın sapasağlamken son müdahalenin hemen ardından hayata gözlerini kapadığını iddia ediyor ve Hüryol Gazetesi'ne verdiği demeçte ilginç bir de not ekliyor: "Bize 'rüşvet teklif eden' ve serumu yaptıran Doktor Fevzi Taner bir hafta sonra Ankara'dan son model siyah bir arabayla döndü. O doktorun cenazesi de bu arabayla bir yıl sonra kaldırıldı." (Tel:0212-511 75 00)
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |