T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Avrupa'nın yeni başağrısı azınlıklar sorunu ve etnik polarizasyon!

Avrupa'nın en çok uğraştığı konu nedir diye sorarsak, vereceğimiz cevap, 'azınlıklar konusu'dur diyebiliriz. Avrupa Konseyi'nin gündeminde, bu konu defalarla tartışılmış, raporlar hazırlanmış ve hatta bu haklar bir anlaşmaya bağlanmıştır.

Ancak; Avrupa ülkelerinin ve dolayısıyla Avrupa Konseyi'nin azınlıklar sorununa yaklaşımı, fevkalade yanlış bir 'mecra'ya girmiştir.

Evvela sormak lazımdır; azınlık hakları nedir? Gerek Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan Azınlık Hakları Andlaşması'nda ve gerekse diğer uluslararası antlaşmalarda, bunun bir tarifi yapılamamıştır. Yapılmak istenen bazı tarifler varsa da, bu hususta oluşmuş bir konsensus olmadığı gibi, yapılan tarifler her raporda başka şekillerde değiştirilmektedir.

Avrupa'nın ve onunla birlikte Birleşmiş Milletler'in azınlık konusuna bakışının, yeni bir uygulaması, Kosova'da yapılmaktadır.

Bilinmektedir ki, 17 Kasım tarihinde Kosova'da parlamento seçimleri yapılacaktır. Kosova'da NATO'nun bombardımanı ve Sırp askerlerinin bölgeden çekilmesinden sonra, Birleşmiş Milletler tarafından geçici bir yönetim kurulmuştur. Kısa adıyle Unmik olan bu kuruluş Kosova'da, yerel ve parlamento seçimlerini yapacak ve bir süre sonra (on yıl gibi) idareyi Kosovalılar'a devredip gidecektir.

Bu kuruluş, Kosova parlamento seçimleri için yeni bir seçim kanunu kabul etmiştir. Bu seçim kanununda Batılılar'ın azınlık konusunu nasıl anladığı açıkça anlaşılmıştır. Kosova adeta bir deneme tahtası olmaktadır. Ancak şurasını açıkça belirtelim ki, bu uygulama Avrupa'nın ortasında yeni bir Filistin ihtilafı yaratacaktır.

Ben Avrupa Konseyi Hukuk Komisyonu'nun Kosova raportörüyüm. Konseye sunduğum birçok raporumda, kabul edilen seçim sisteminin 'mahzurları'nı tekrar tekrar belirttim. Ancak bunu dikkate alan olmadı. Bugün, bu seçim kanununun uygulaması başladığı zaman, ortaya çıkan problemler, birçok yetkiliyi düşündürmeye başladı. Fakat çok geç.

Avrupa'da tartışılan azınlık konusunda gözden kaçırılan bir nokta vardır. O da şudur: Bir ülkede, gerçek demokrasi varsa, o ülkede azınlık problemi yoktur. Eğer bir ülkede azınlık meselesi varsa, bunun sebebi, oradaki demokrasinin ayıbından ileri gelmektedir.

Bu sebeple diyebiliriz ki, azınlık haklarının korunması için, özel bir anlaşma yapmaya çalışmak yanlıştır. Avrupa bu yanlış içerisinde, bir problemi çözmeye çalışırken, daha büyük problemlerin doğmasına sebep olmuştur.

Konuyu fazla dağıtmadan, Kosova'da uygulanmaya çalışılan seçim kanununda, azınlıklar konusunun nasıl halledilmeye çalışıldığını ve bu uygulamanın, nasıl 'etnik polarizasyon'a yol açacağını kısaca izah edeceğim.

Kosova'da hazırlanan seçim kanunu, orada yaşayan azınlıklara yani her etnik gruba, parlamentoda temsil edilebilme imkanının verilmesi esprisiyle hazırlanmıştır. Fakat bu espri o kadar yanlış bir temele oturtulmuştur ki, yarın olacaklar bu günden bellidir.

Kosova'da kaç azınlık vardır diye sorulursa, birçoğumuz, üç veya dört isim sayabiliriz. Fakat bu seçim kanunundan sonra, Kosova'da yirmiden fazla azınlık olduğu iddiası ortaya atılmıştır. Kendisinin azınlık olduğunu iddia eden her grup, parlamentoda kendisi için kota tahsis edilmesini talep etmiştir.

Bunlardan kota tahsis edilenler arasında, Sırplar, Türkler, Romanlar (Çingeneler), Boşnaklar, Akkaliler, Mısırlılar, Goralar vardır. Bunlara parlamentoda yirmi sandalye tahsis edilmiştir. Ancak daha şimdiden etnik kıstasa göre verilen bu sandalyelerin, hangi parti tarafından ve hangi kıstaslara göre doldurulacağı tartışma konusu olmaya başlanmıştır.

Bir misal vermek gerekirse, Çingeneler'e verilen üç üyelik için adayları hangi Roman kuruluşu belirleyecektir. Onları temsil eden bir parti veya bir organizasyon yoktur. Yarın orada Romanlar birçok parti kurarsa bunlar arasında, üç sandalye için kavga başlamayacak mıdır? Öyle görülüyor ki, etnik gruplar, kendilerine tahsis edilen sandalyeleri alabilmek için, aile partileri kuracaklardır.

Diğer taraftan düşünülmelidir ki, Yugoslavya'da dün çoğunluk olan Sırplar, Kosova'nın azınlığıdır. Azınlık politikaları, etnik kökenli küçük devletlerin kurulmasını ve sonuçta, bir azınlığın problemini halletmeye çalışırken yeni azınlıklar yaratılması sonucunu doğurmaktadır.

Tarih uzmanı olmayan, yazarlara, münevverlere soruyorum: Kosova'da Akalliler, Goralar, Mısırlılar isimli azınlık olduğunu bilen var mıdır? Bu etnik gruplarla, Avrupa Konseyi Alt Komisyonu olarak yaptığımız konuşmalarda, bu azınlıkların ortak istediği kendi dillerinde eğitim yapılması, bunun için de, ilkokuldan başlayarak, üniversite dahil, eğitim yapan resmi okulların açılmasıdır. Daha buna benzer etnik kökenli birçok istekler vardır.

17 Kasım tarihinde seçim yapılacaktır. Fakat, Avrupa bu seçimlerden sonra başına açılacak problemin farkında mıdır? Bu politika, bütün Avrupa'da etnik polarizasyona yolaçacaktır. Politik çatışmalar siyasi olmaktan çıkarak, etnik ve hatta bir etnik grup içerisinde aile kökenli partiler kurulmasına yol açacaktır.

Belki bazı Batı ülkelerinin, parçala ve yönet politikası vardır. Ancak bu politikayı uygulamak isteyenler, kopardıkları parçalar arasında sıkışıp kalmışlardır... Korkarız ki, Kosova'da yeni bir Filistin yaratılmış olmasın...

KOSOVA SEÇİM KANUNU'NA GÖRE

Parlamentoda sandalye dağılımı

Kosova'da kurulacak 'parlamento'da sandalye dağılımı şöyledir:

100 üye, nisbi temsil usulüyle ve genel oyla,
10 üye Sırp olduğunu iddia eden parti ve topluluklar
4 üye Roman, Akkali ve Mısırlı azınlıklar,
3 üye Boşnaklar,
2 üye Türkler,
1 üye Goralılar...

Acaba bu azınlık gruplarını duyanımız var mı?


29 Ekim 2001
Pazartesi
 
CEVDET AKÇALI


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED