Türkiye'deki krizin çözümünü bankaların kurtarılmasına bağlayan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in kafasındaki öncelikli kurtarılacaklar listesinde bankalar ilk sırada yer alırken onu sanayiciler izliyor. Ücretlileri kurtarmak ise listesinde henüz yer almıyor.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyon'unda Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve bazı yasalarda değişiklik öngören tasarının görüşmelerine katılan Bakan Derviş, bankacılık sektörünün reel sektöre gereken kaynağı aktarma gücüne henüz kavuşmadığını kaydetti. Finans ve bankacılık sektörünü "insan vücudundaki damarlara" benzeten Derviş, "Bu damarlarda bir tıkanma, patlama olursa bütün vücut büyük hasar görüyor. Türkiye'de yaşanan bunalım özellikle şubat ayında bir damar patlaması şeklinde oldu. Finans sektöründeki zorluklar devam ediyor. Bunları köklü bir çözüme getirmemiz lazım" diye konuştu.

Türkiye'nin yeniden büyümeye geçebilmesi için bankacılık sektörünün reel ekonomiye daha hızlı ve büyük kredileri aktarması gerektiğini belirten Bakan Derviş, bir adım daha ileri giderek, bankacılık sistemine destek vermenin vatandaşın mevduatını güvence altına almak demek olduğunu ileri sürdü.

Dokunulmazlık krize neden oldu

Bu arada mali bünyesi zayıf bankalara tahvil verilmesi ile kamu bankaları yöneticilerine dokunulmazlık getirilmesi hükümet ortaklara arasında krize neden oldu. DSP'li üye Ramis Savaş, dokunulmazlık düzenlemesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, "Bu düzenlemenin 12 Eylül darbecilerine verilen dokunulmazlık hakkından ne farkı var" dedi. MHP'li komisyon üyesi Lütfi Ceylan da, dokunlazlık düzenlemesini eleştirerek, "Kamu bankası yöneticilerine Kral yetkisi veriliyor" diye konuştu.

ANAP Sinop Milletekili Yaşar Topçu da bu hükmün Anayasa'ya aykırı olduğunu söylerken, ANAP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın da, tasarıyı eleştirerek, Hazine'nin tahvil desteğinden sadece büyük bankaların yararlanacağını öne sürdü.