YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Eğrilerin kesiştiği nokta...

AB'nin genişlemeden sorumlu temsilcisi Verheugen'in Mesut Yılmaz'a verdiği non paper'da (gayrıresmi belge) Kıbrıs ve Kürt sorununun yer almadığının ortaya çıkmasından sonra, Kıbrıs ve Kürt sorunu üzerinden AB'ye girişi frenlemek isteyen çevrelerin hususi bir tavır içinde oldukları ortaya çıktı. Türkiye'nin haklı olarak hassas olduğu 'azınlıklar' meselesinde ise AB yetkililerinin Lozan'ın tanımladığına aykırılık teşkil edecek bir tutum içinde olmadıkları şimdiye kadarki açıklamalarda ve belgelerde görülüyor. Buna rağmen, yoğun bir enfarmasyon bombardımanı ile tam tersi bir durumun var olduğu kanısı yaygınlaştırılmaya çalıştırılıyor. AB'ye tam üyelik süreci aleyhine geliştirilmeye çalışılan reflekslerin genel karakterini yansıtıyor bu durum. Temelsiz, bilgiden yoksun ve genelde duygusallıkları eğip bükerek 'vazifeden durum kotarmaya' çalışan bir karakter bu. Bu nedenle de mevzi etkinliklerine rağmen genel gidiş içinde noktasal başarı kazanabilen ama makro düzeyde geleceği olmayan bir tutum.

YÖK'ün Cumhurbaşkanı tarafından iade edilen listeyi aynen geri göndermiş olması da genel gidiş açısından hiçbir şey ifade etmiyor. YÖK'ün bundan sonra razı olacağı en iyi seçenek bir 'ara formül'ün bulunması. Fakat böyle bir formül bulunsa bile Cumhurbaşkanı'nın listeyi iade eden tavrı sanılandan çok daha geniş kapsamlı bir etki yaratarak, bürokrasinin siyaset ve hukuk karşısındaki 'güç gösterisine' gerekli cevabı vermiştir. Cumhurbaşkanı Sezer'in tavrı, kimin nereye ait olduğunu ve olmasını gerektiğini hatırlatan bir 'yol işareti'dir artık. YÖK'ün listeyi aynen iadesi ya da benzeri başka uygulamalar egemen demokratikleşme eğiliminin takıldığı küçük pürüzler olarak kayıtlara geçecektir sadece.

Toplumsal sorunların çerçevesini aşarak bizzat toplumu bir asayiş problemi gibi algılamaya çalışan bürokrasinin kendi yerini korumak adına, Türkiye'nin geleceğini doğru biçimde kurmasının gereklerine direnen tutumu sonuç alamıyor. Sadece zaman kaybettirici etkileri oluyor. Bunun da faydası vardır tabii. İşin dozunu ters yönde kaçırarak, bu ülkenin Kopenhag Kriterleri'ne uymasının geleceğini doğru biçimde kurmasının bir aracı olduğunu unutup, meseleyi, adına Kopenhagcılık diyebileceğimiz, AB'ye uyuşmuş bir siyasi akılla ve teslim olmuş bir ruh haliyle entegre olmaktan ibaret zannedenlerin yaptıklarının yanlışlığına, süreci kolaylaştırmaktan ziyade zorlaştırıcı olduğuna dikkat çekmek kolay oluyor böylece. Tıpkı YÖK meselesini Gürüz'ün görevden alınmasına indirgeyen bazı manşetlerin aslında Gürüz gibilerin işini kolaylaştırdığının anlaşılmasını sağladığı gibi.

Bürokrasinin bu ülke için çözüm üretmediği ise her geçen gün daha çok görülüyor. Kıbrıs meselesi gittikçe karmaşık bir hal alıyor. Türkiye Kıbrıs meselesini AB sürecinin dışında tutarak toplumsal müzakereler dairesinde çözmeye çalışırken, kimi yanlış uygulamalar ve bürokrasinin inadı yüzünden Kıbrıs'ta Türkiye'ye karşı yürüyüşlerin düzenlenmesi noktasına gelen hareketlilikler oluyor. Öte yandan Güneydoğu için kapsamlı sosyal ve ekonomik tedbirler geliştirilemiyor. Sadece aşiretlerin parçalara ayrılıp ayrı ayrı yerleştirilmeleri ve böylece çekirdek aileler haline getirilmeleri şeklinde 'sentetik' tedbirler geliştiriliyor. Şekilsel düzenlemelerin içeriği de getireceğini düşünen bürokrasinin model üretmeyen karakterinin yüz çizgileri bunlar.

Evet, iki ayrı eğilim, iki ayrı çizgi ve gittikçe birbirinden ayrışan iki ayrı Türkiye kavrayışı aynı anda var ülke gündeminde. Fakat Türkiye'nin geleceğini eskimiş siyasi aklın koridorlarında tutmak isteyen eğilimin ürettiği uygulamaların etkinlik eğrisi aşağıya sarkarken, ülkenin geleceğini doğru koordinatlarla kurmak isteyen arayışların eğrisi yükseliyor. Bu iki eğilimin aynı anda varolması, inen eğri ile yükselen eğirinin kesişme noktasında olunmasından kaynaklanıyor. Zaman geçtikçe yükselen eğrinin Türkiye fotoğrafının gerçek yüz çizgilerini ortaya koyacağı görülecektir..


24.TEMMUZ.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ömer Çelik

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...