CENK KORAY
Haberi televizyondan öğrendiğimde kanım dondu. Zira kardeşim kadar sevdiğim Cenk Koray ölmüştü.
Oğlunun ölümünden sonra Cenk'e bir haller olmuştu. Kendi halinde dünyasına kapanmış bir yapıya sahipti. Ankara'ya maçlara geldiğinde TSYD lokalinde eski günleri anardık.
Cen Koray yaşıtım olmasına rağmen gazeteciliğe yanımda başlamıştı. Yıllar önce çalıştığım Zafer Gazetesi'nde Yazı İşleri Müdürüm İzzet Aygün'ün tavsiyesi ile tenis yazılarıyla sütununda seslenirdi.
İyi bir tenis hakemi olan Cenk Koray bu konudaki düşüncelerini bilhassa başkentli teniscilere duyururken mutluluktan uçardı.
Cenk Koray'ın girip çıkmadığı iş yoktu. Bitirdiği Hukuk Fakültesi'nden sonra avukatlık stajını yapıp bir de bu işe soyundu.
Ama bir gün gazeteye gelip bu işi yapamayacağını televizyonculuk ile gazeteciliği sürdüreceğini söylemişti.
Cenk Koray muzipti. Yaptığı muzipliklerden kimse alınmazdı. Öyle ki evlendiğim gün evlenme cüzdanımı yanına alıp gitmişti. Evlenme cüzdanını günler sonra eşime teslim ederken, şimdi evlendiniz diye takılmıştı.
Cenk Koray adam gibi adamdı. Hiçbir zaman dostlarını unutmadı. Televizyonda şöhreti yakalamaya başladığı dönemde bile hep dostlarıyla iç içeydi.
Cenk Koray için daha güzel şeyler yazmak istedim ama yer bu kadar.
Kardeşimi kaybetmenin üzüntüsünü tarif edemem. Allah'ın sevgili kulu olan Cenk Koray yattığı yerde "o adam gibi adamlığıyla" her zaman anılacaktır.
Rahat uyu Cenk'im.
24.TEMMUZ.2000
|