YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan


  Arşivden Arama

 

 

'Kırık bir rüya denizi'

Fırtınadan sonraki sessizliği kutlamak için, yeryüzünü kuşatan gökkuşağının altından geçtiniz mi hiç...

Derler ki, bu rengarenk şeridin bittiği, renklerin yeryüzüne değdiği noktadan geçenler, zengin "hazineler"e, kocaman "hayal dükkanları"na kavuşurlarmış.

Çocukluğumuzun en güzel yıllarında, gökkuşağının altında atlıkarıncalarla yarıştık, rengarenk hayaller kurduk.

Hiçbir zaman "hazineler" bulamadık belki ama, her seferinde "kırık bir rüya denizi"ne düştü yolumuz.

Yıllarca, her ayın onbeşinde ayın gözkapakları üzüm bağlarının üstüne inmeye başladığında, ağustos böceklerinin şarkıları başladı hep.

Birgün duyduk ki, gökkuşağının altında özgürlüğe uçan güvercinleri kurşuna dizmişler. Gençliğimizin bahçesinde açan gülleri kesip, "korku dikenleri" ekmişler...

Her köşesinde rengarenk umutlar fışkıran ülkede, korku duvarları örmüşler sevdaya açılan bütün yollara...

Bir akşam vakti, zamanın ve hayatın kırıldığı meçhul bir masalın kapılarında, hayalin hayata hükmedebileceği vehmine kapılırsanız eğer aldırmayın.

Belki de, bu bir nefeslik hayal molasında, hayatla randevunuzdaki bu tuhaf duraksamada, henüz yazılmamış bir şiirin mısralarına, hiç yaşanmamış bir acının gözyaşlarına giden bir yol vardır.

Öyle bir sessizlik üretin ki, sahipsiz özlemler kadar taze, aniden susuvermiş bir şarkının notaları kadar coşkulu başlasın yeniden hayat.

Öyle bir umut çoğaltın ki, "kutsal devlet" için özgürlüklere pusu kuran, yazarları, siyasetçileri, şiirleri susturan bütün "haki renkli korkular"dan daha büyük olsun.

Öyle bir rüya çoğaltın ki, kendi teninizi ve duygularınızı daha çok hissettiğiniz, korkularla değiştirilmemiş, daha çok ağladığınız ama daha çılgın bir hayatınız olsun.

Belki de gelecek uzun sürecek. Elleri, çetelerin, banka kasalarının içinde dolaşan "kirlilik piramidi"nin tepesindeki "korku prensleri", daha hayatımızın üzerine ne kumarlar oynayacaklar.

"Derin devlet"in bekası ve 28 Şubat'ın binyıl sürmesi için, Cengiz Çandar'ın ifadesiyle, "düzmece belgelerle iftira ve itham üretme merkezleri" oluşturacaklar. Vatan millet aşkına bizi bizden, bizi örgürlüklerden koruyacaklar...

Uzak bir fenerin aydınlığında sisler dağılmaya, üzerimize kenetlenen eller çözülmeye başladığında, nasıl olsa bütün kapılarda "masumiyet" karşılayacak özgürlükleri...

Ve Samuel Beckett'in dizeleriyle yenilgi de, cesaret de yeniden anlam kazanacak: /Hep denedin/ hep yenildin/ tekrar dene/ tekrar yenil/ daha iyi yenil.../


5 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet Ocaktan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...