YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Bayram gazetelerinden haberler...

Bayramın üçüncü günü üç büyüklerden Milliyet'in manşeti: "İçselli ikramiyesi." AB Daimi Temsilcimiz Nihat Akyol'un eşi Can Akyol, "Yılın Sefiresi" seçilmiş. Ne mutlu bize! Kim tarafından? Milliyet'in "Avrupa Birliği içinde etkin 'Diplomatic News' dergisi" diye tanıttığı bir yayın tarafından.

İyi bari, "Türkiye'ye tam üyelik için 2000'de fazla ümit vermeyen AB" hiç değilse bu kıyağı esirgememiş!

Öyle bir büyük basın ki, küçük bir çevrenin elinde dolaşan ve "Diplomatik magazin" niteliği taşıdığı anlaşılan bir derginin eften püften bir seçimini manşete taşımakla habercilik yaptığını sanıyor. Türkiye ve Türkler üzerine dünyanın hangi köşesinde iki çift olumlu laf ediliyorsa, yemeyip içmeyip bunu birinci sayfaya taşımayı birinci görev bellemiş bir medyanın son marifetlerinden birisi. Yani Türkiye, Türkler ve tabii kendisine ilişkin özgüveni o derece düşük bir medya dünyası... "Yılın Sefiresi"ni çıkardık ya, gerisi kolay...

Oysa bakın bayramın üçüncü günü şu bomba gibi haber iç sayfalarda unutulup gitmiş: "Nurcu profesörü YÖK ihraç etti." Bilecik İktisadi İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Bünyamin Duran, YÖK Disiplin Kurulu tarafından hem kamu görevi, hem de meslekten çıkarılmış. YÖK'ün kararına göre Prof. Duran bundan böyle ancak özel sektörde çalışabilecek ve "profesör" ünvanını kullanamayacak. Prof. Duran'ın kamu görevi ve meslekten çıkarılmasına neden olan kabahati, Said-i Nursi'nin fikirleriin öğrencilere öğretilmesi gerektiğini savunması ve de (sıkı durun) fakülteden "Bir randevuya katılmak" için izin alarak 27 Eylül tarihinde Said-i Nursi ile ilgili İstanbul'da düzenlenen bir toplantıya katılması. Prof. Duran savunmasında, "ABD Utah Üniversitesi Profesörü Hakan Yavuz'un randevu yeri olarak toplantı salonunu verdiğini" belirtmiş.

Siz "Yılın Sefiresi"ni falan bir yana bırakın da, bir toplantıya katıldığı için meslekten çıkarılan şu "Yılın Profesörü"ne bakın... "Yılın Sefiresi"ne "ülkesinin kültürünü tanıtımdaki başarısı"ndan dolayı bin kere teşekkür, ülkesinin kültüründe çok önemli bir düşünceyi ve siyaseti anlamak isteyen profesöre "şimdiye kadar yaptığı hizmetlerden dolayı" son bir teşekkür! Bana soracak olursanız, YÖK Disiplin Kurulu yine iyi bir günündeymiş derim. Ya hızlarını alamayıp ABD Utah Üniversitesi'nde profesör kadrosuyla çalışan (ve de hep bu "muzır" konularla ilgilenen) Hakan Yavuz'u da görevden uzaklaştırsaydı?

Bayramın ikinci günü dikkati çeken bir haber de Hürriyet'te yayımlandı. Hürriyet, başyazarı Oktay Ekşi'nin himayelerinde Ankara Esenboğa Havaalanı'nın adının "İnönü" olarak değiştirilmesi kampanyasını başlatıyordu. Bu kez de Hürriyet yememiş içmemiş ve bu ad değişikliği önerisine ilişkin nabız yoklamıştı. DSP ve CHP zaten dünden hazırdı; ANAP'lı Akarcalı öneriyi destekliyor. DYP'den olumlu sinyaller alınıyordu. Oktay Ekşi, eğer MHP lideri "şimdiye kadar sergilediği olgun siyaset adamı kimliğiyle bir değerlendirme yapar" ve Mesut Yılmaz "kendisinden beslenen desteği esirgemezse" bu iş tamam diyordu.

Durup dururken nereden çıkmıştı bu "İnönü" meselesi? İsmet İnönü'nün bundan önceki ölüm yıldönümlerinde benzer bir ilgi ve kampanyayla karşılaşmamıştık. Hatırlayanlarınız vardır, Hürriyet bu kampanyayı asıl arefe günü başlatmıştı. 26 Aralık tarihli Hürriyet'te manşetten "İnönü'nün dönüşü"ne, iç sayfada "Paşa'ya dönüş"e şahit olmuştuk.

Hürriyet ısrarlı "Tarihi lidere sürpriz ilgi" diyorsa da, Hürriyet'in dışında bu "sürpriz ilgi"den eser yoktu. Söz konusu kampanya Türkiye sosyal demokrasisini bir araya getirmek için başvurulan bir "kurnazlık" mıydı acaba? (Eğer öyleyse vay halimize!) Gerçekten anlaşılır gibi değildi; Asker, MHP, DYP, ANAP ve tabii ki DSP ve CHP herkes ama herkes "Paşa'ya dönüş" diyordu... Oktay Ekşi'ye göre, "İnönü eğer Türkiye'de değil de bir Batı ülkesinde" doğmuş olsaydı, hakkında "yüzlerce, belki de binlerce kitap yazılır, pek çok üniversitede de kişiliğini, düşüncelerini, mücadelelerini, amaçlarını konu alan kürsüler kurulurdu." Ekşi haksız değildi, gerçekten de kimbilir neler neler yazılırdı!

Hürriyet'in "İnönü'nün dönüşü" kampanyasında gözüme çarpan en etkileyici başlık şuydu: "Namusluların MİLLİ ŞEF'i" (!) Bu başlığı okur okumaz, ünlü Fransız psikanalisti Lacan'ın bir konferansında kendisini konuşturmayan dinleyicilere hitaben söylediği şu sözler (mealen) aklıma geldi: "Sizler 'Efendi' istiyorsunuz ve bu gidişle 'Efendisiz kalmayacaksınız!"

İşte size bayram gazetelerinden birkaç haber...


30 ARALIK 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Kürşad Bumin

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...