Anadolu'nun dört bir yanından göç eden ve göç ederken kendi yörelerine has adetleri ve geleneksel değerleri de beraberlerinde getiren insanların bir arada yaşadıkları ve bu yanıyla oldukça 'garip' bir kenttir İstanbul..

Köylerinden, şehirlerinden İstanbul'a göç ederlerken köy ve kasabalarındaki alışkanlıklarla birlikte gelen Anadolu halkından kimisi çiğ köftesiyle, kimisi şalgam suyuyla, kimisi davulu zurnasıyla, kebabıyla, lahmacunuyla ve daha saymakla bitmeyecek bir çok maddi kültürel değerini de yanlarında getirdiler...En çok göç alan bölgelerin başında gelen Karadenizliler ise hamsi, mısır ekmeği, lahana çorbası dışında İstanbul'a bir de et ve buğdayın dövülmesiyle hazırlanan keşkeği getirip, keşkek festivalleri bile düzenlediler.

"Beş asırlık gelenek''

Bu bayram da Trabzon'un Şalpazarı ilçesinden İstanbul'a göç edenler düzenledikleri keşkek festivalleriyle Şalpazarlıları biraraya getirdiler.

Bayramın ilk günü Kirazlıtepe ve Samandıra'da düzenlenen keşkek festivalinde her yaştan Şalpazarlı, bir yandan bayramı kutladı, diğer yandan da kazanlarda kaynatılarak hazırlanan keşkeklerden yedi.

Kartal Soğanlık'ta bulunan "Şalpazarı Simlice Köyü Sosyal ve Dayanışma Derneği"nde ve Kirazlıtapa'daki 'Aktaş Yaylası Derneği'nde düzenlenen festivallere gelen Şalpazarlılar bayram namazının ardından bayram için hazırlanan keşkeği dağıttılar.

Festivalin organizatörü Mustafa Uçar, buğday ve etin dövülerek hazırlandığı keşkeğin beş asırdır yapıldığını ve bu geleneği İstanbul'da da sürdürmeye çalıştıklarını söyledi.

Bayramda memleketine gidemeyen Şalpazarlıların İstanbul'da biraraya gelerek memleketlerindeki bayram geleneklerini sürdürdüklerini ifade eden Uçar, memleketlerinin gelenklerini İstanbul'da yaşatmaktan on derece mutlu olduklarıını söyledi.