Zilhicce'nin dokuzuncu günü olan Arefe gününün dinde önemli bir yeri vardır. Hz. Peygamber (s.a.s.) bugünü oruçlu geçirme ile ilgili olarak “Arefe günü tutulan orucun geçmiş ve gelecek birer yıllık günahları bağışlayacağı Allah'tan umulur.” (Müslim, Sıyâm, 196-197) buyurmuştur. Arefe günü oruç sevabından istifade etmek isteyenler ezan saatlerini merak ediyor. Peki, Ankara’da akşam ezanı saat kaçta okunacak? Ankara’da arefe günü oruç ne zaman, saat kaçta açılır? İşte Diyanet namaz vakitlerine göre, Ankara imsak, akşam ezanı, sahur saatleri.
27 Haziran Salı Ankara’da imsak vakti saat 3:19’da girdi. Ankara akşam ezanı vakti ise 20:28. Ankara imsak, iftar, sabah ve akşam ezanı vakitlerine ve detaylarına aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmak müstehap kabul edilmiştir. İsteyen tamamını tutabileceği gibi birkaç gününü de tutabilir.
Zilhicce’nin dokuzuncu günü olan Arefe gününün dinde önemli bir yeri vardır. Hz. Peygamber (s.a.s.) bugünü oruçlu geçirme ile ilgili olarak “Arefe günü tutulan orucun geçmiş ve gelecek birer yıllık günahları bağışlayacağı Allah’tan umulur.” (Müslim, Sıyâm, 196-197) buyurmuştur. Fakat hacda olanların, yapacakları ibadetleri aksatmamaları, sıkıntı ve hâlsizliğe düşmemeleri gerekçesiyle Arefe günü oruç tutmamaları daha uygundur (Ebû Dâvûd, Savm, 64).
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allâhü Teâlâ nezdinde Arefe gününden daha faziletli hiçbir gün yoktur. Arefe gününde, Allâhü Teâlâ, rahmeti ile dünya semâsına tecellî eder, gökteki meleklere karşı, yer halkı ile iftihar edip şöyle buyurur: ‘Kullarıma bakınız. Azâbımı görmedikleri hâlde uzak yoldan, terli ve toz toprak içerisinde, saçları dağınık bir vaziyette, rahmetimi ümit ederek bana geldiler. Kullarımın Cehennem azâbından kurtulup bağışlanmaları, en çok Arefe gününde olur.”
“Şeytan, Arefe gününden başka hiçbir günde daha zelîl, daha hakîr, daha küçük ve daha öfkeli görülmemiştir. Bunun sebebi, Arefe gününde Allâh’ın rahmetinin inmesi ve Allâh’ın, günahları bağışlamasıdır. Bir de Bedir Muhârebesi’nde böyle görülmüştür. Çünkü Şeytan o zaman, Cebrâîl aleyhisselâm’ı, (düşmana karşı) melekleri saf yaparken görmüştü.”
“Kim ki Arefe gününde Allah’tan, dünya ve âhirete ait bir ihtiyacını isterse, Hazret-i Allah, onu verir.”
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Arefe günü akşamı, ümmeti için dua ettiler. Allâhü Teâlâ, duasını kabul edip, “Zulmederek başkasının hakkını alanlar hariç bütün ümmetin affedildi. Muhakkak ben, mazlûmun hakkını zâlimden alırım.” buyurdu.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Yâ Rabbi! Dilersen mazluma Cennet’ini verir, zalimi de mağfiret edersin” diye ilticâ ettiler. Arefe akşamı buna cevap verilmedi. Sabah olunca Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), duasını Müzdelife’de tekrar ettiler. Orada, “İstediğin verildi” buyuruldu.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tebessüm buyurdular. Onun tebessüm ettiğini gören Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer (r. anhümâ) sebebini suâl ettiler. Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem:
“Allâh’ın düşmanı İblis, duamın kabul edildiğini ve ümmetimin mağfiret olunduğunu öğrenince gayet perişan bir vaziyette yerden toprak alıp başına saçıyordu. Onu böyle görünce, tebessüm ettim.” buyurdular.