BÜLENT ACUN
Tasavvufun temel meselelerinin tartışıldığı bir kitabın tahliline bismillah derken, tasavvuf hakkında birkaç cümle kuramadan geçemeyeceğim. Bütüncül bir okumanın neticesinde tasavvufu şöyle tarif etmek mümkün. Tasavvuf kâmil bir mürşidin riyaset ve rehberliğinde “İslam’ı aşkla yaşayarak” ilahi huzura “edeple varıp” oradan “lütufla dönmek”. İslam tarihinde neşet ettiği günden bu güne İslam kültür sanat, siyaset, edebiyat, ticaret ve medeniyetini tasavvufsuz tasavvur etmenin imkânı yoktur.
Kavramları, kurumları, tarihe mal olmuş şahsiyetleri, onların sözleri ve eserleriyle tasavvuf müessesesi ilim ve fikir meclislerinin gündeminden hiç düşmedi. Güncelliğini hep korudu. Şöyle iki ehil kalem ilmi bir zeminde tasavvufun asırlardır tartışılagelen meselelerini etkin ve yetkin bir üslupla münazara etseler, bu ilmi açıdan engin muhteva bakımından da zengin tartışma bir eserde toplansa bizde kemal-i ciddiyetle okuyup istifade etsek diyorsanız, Sufi Kitap etiketiyle Temmuz 2024’te raflardaki yerini alan Tasavvufun Zaferleri isimli kitap tam size göre.
ÖZGÜN BİR ESER
Yasemin Çiçek’in yayına hazırladığı Proje editörlüğünü Dr. Muharrem Varol’un, editörlüğünü de Emine Saraç’ın yaptığı Şeyh Saffet Yetkin’in Tasavvufun Zaferleri kitabı 272 sayfadan mürekkep. Eskimez Türkçemize meftun olup kitabı kelimesi kelimesine anlayarak okumak isteyenler için kitaba eserin sonundaki sözlük kapısından girmeleri tavsiye olunur. İzmirli İsmail Hakkı ve Şeyh Saffet Efendi arasında geçen ilmi münazaraların hasılası olan kitap, tasavvuf müessesesinin bazı meselelerine dair soru ve cevabı, iddia ve ispatı, tenkit ve savunmayı kapakları arasında mecz etmesiyle hayli özgün bir eser. Eser ve neşri hakkında kitabı yayına hazırlayan Yasemin Çiçek şu bilgileri veriyor. “Yayına hazırladığımız eser İzmirli İsmail Hakkı, Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyye (1918-1922) azalığında ve Şeyh Safvet, Tetkîk-i Mesâhif-i Şerîfe ve Müellefât-ı Şer‘iyye Heyeti riyasetinde iken ahlak ve tasavvuf kitaplarındaki hadislerin sıhhati konusunda aralarında geçen ilmi tartışmaların bir neticesidir.” “Latin harflerine aktarılan elinizdeki eserinde, İslam dünyasının modernleşme sürecinde ortaya çıkan meselelerinden biri olan ahlak ve tasavvuf kitaplarındaki hadislerle ilgili tenkitleri cevaplamış, iddialarını savunmuş ve itirazlarını dile getirmiştir.”
İKİLİ ARASINDA KIYASIYA MÜNAZARA
Hayatları ve eserleriyle yakın tarihimizde iz bırakmış iki önemli şahsiyet, iki âlim, meşihata bağlı iki güzide kurumun iki reisi. Şazeli tarikatından hilafet almış meşhur kelamcı İzmirli İsmail Hakkı ve Urfa mebusu Kadiri Şeyhi, Şeyh Saffet Efendi ve bu ikisi arasında 5 yıl devam eden (1920-1925) kıyasıya bir münazara. Münazaranın fitilini İzmirli İsmail Hakkı, ceride-i ilmiyedeki izah notuyla ateşlemiş. İzmirli İsmail Hakkı izah notunda İmam-ı Gazali’nin eserlerinden hareketle tasavvuf ve ahlak kitaplarında yer alan hadislerin hadis olmayıp, bilakis bazı tasavvuf büyüklerinin sözleri olduğunu iddia etmiş onun bu iddiası Şeyh Saffet Efendi’yi hayli rahatsız etmiş; bu cümleden olarak Şeyh Saffet Efendi İsmail Hakkı’nın izahına istizah istemiştir. Bu şekilde başlayan münazara bazı tasavvufi şahsiyetler ve eserlerindeki mevzu hadisler, rabıta, istimdat, vesile, zayıf hadislerle amel etmenin keyfiyeti gibi konular etrafında hız kesmeden devam etmiştir. İzmirli İsmail Hakkı tenkitlerini Eşşerh vettahlil başlığı altında sıralarken, Şeyh Saffet Efendide söz konusu tenkitlere cevaplarını Elcerh vettadil başlığı altında vermiştir. Kurumsal ve kişisel düzlemde yazışmalarla devam eden münazara müelliflerin eserleriyle taçlanmıştır. Şeyh Saffet Efendi kaleme aldığı eserine Tasavvufun Zaferleri ismini verirken, İzmirli İsmail Hakkı’da eserinin ismiyle bile Saffet Efendiye muhalefet ederek eserini Mustasvife Sözleri mi Tasavvufun Zaferleri mi Hakkın Zaferleri şeklinde isimlendirmiştir. Esaslı bir münazara için gereken ne varsa hepsini bu kitapta bulmak mümkündür. Kitap ilmi bir zeminde yüksek seviyede bir münazara ve münakaşa nasıl olmalıdır sualine geleneğin içinden tatminkâr bir cevap mesabesindedir.
TASAVVUF DAİMA MUZAFFERDİR
Şeyh Saffet Efendi’nin Tasavvufun Zaferleri isimli kitabı tasavvufun tarihimizdeki konumunu özetlercesine Tasavvuf Daima Muzafferdir başlıklı yazısıyla nihayetleniyor. Müellif söz konusu yazısında İzmirli İsmail Hakkı’yla aralarında geçen tartışmaları hülasa ediyor ve söz konusu meseleleri tartışarak geçen yılları için tövbekâr olduğunu ifade ediyor. İzmirli İsmail Hakkı’yı genellemecilikle suçlayan müellif, bazı tasavvufi eserlerde bulunan ve müelliflerinin de zayıf veya mevzu hadis olduklarına işaret ettikleri bir kısım eserler yüzünden bütün tasavvuf ve ahlak eserlerinin töhmet altında bırakılmasından duyduğu rahatsızlığı beyan edip iddia sahibi müellifi insafa davet ediyor. Şeyh Saffet Efendi Tasavvufun Zaferleri kitabına noktayı, ariflerden bir insan-ı kâmilin şu mısralarıyla koyuyor.
Tasavvufun zaferleri hakikatin zuhûrudur
Mukaddesât eserleri tarîkatin de nurudur
Tasavvufun temel meselelerinin tartışıldığı bir kitabın tahliline bismillah derken, tasavvuf hakkında birkaç cümle kuramadan geçemeyeceğim. Bütüncül bir okumanın neticesinde tasavvufu şöyle tarif etmek mümkün. Tasavvuf kâmil bir mürşidin riyaset ve rehberliğinde “İslam’ı aşkla yaşayarak” ilahi huzura “edeple varıp” oradan “lütufla dönmek”. İslam tarihinde neşet ettiği günden bu güne İslam kültür sanat, siyaset, edebiyat, ticaret ve medeniyetini tasavvufsuz tasavvur etmenin imkânı yoktur.
Kavramları, kurumları, tarihe mal olmuş şahsiyetleri, onların sözleri ve eserleriyle tasavvuf müessesesi ilim ve fikir meclislerinin gündeminden hiç düşmedi. Güncelliğini hep korudu. Şöyle iki ehil kalem ilmi bir zeminde tasavvufun asırlardır tartışılagelen meselelerini etkin ve yetkin bir üslupla münazara etseler, bu ilmi açıdan engin muhteva bakımından da zengin tartışma bir eserde toplansa bizde kemal-i ciddiyetle okuyup istifade etsek diyorsanız, Sufi Kitap etiketiyle Temmuz 2024’te raflardaki yerini alan Tasavvufun Zaferleri isimli kitap tam size göre.
ÖZGÜN BİR ESER
Yasemin Çiçek’in yayına hazırladığı Proje editörlüğünü Dr. Muharrem Varol’un, editörlüğünü de Emine Saraç’ın yaptığı Şeyh Saffet Yetkin’in Tasavvufun Zaferleri kitabı 272 sayfadan mürekkep. Eskimez Türkçemize meftun olup kitabı kelimesi kelimesine anlayarak okumak isteyenler için kitaba eserin sonundaki sözlük kapısından girmeleri tavsiye olunur. İzmirli İsmail Hakkı ve Şeyh Saffet Efendi arasında geçen ilmi münazaraların hasılası olan kitap, tasavvuf müessesesinin bazı meselelerine dair soru ve cevabı, iddia ve ispatı, tenkit ve savunmayı kapakları arasında mecz etmesiyle hayli özgün bir eser. Eser ve neşri hakkında kitabı yayına hazırlayan Yasemin Çiçek şu bilgileri veriyor. “Yayına hazırladığımız eser İzmirli İsmail Hakkı, Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyye (1918-1922) azalığında ve Şeyh Safvet, Tetkîk-i Mesâhif-i Şerîfe ve Müellefât-ı Şer‘iyye Heyeti riyasetinde iken ahlak ve tasavvuf kitaplarındaki hadislerin sıhhati konusunda aralarında geçen ilmi tartışmaların bir neticesidir.” “Latin harflerine aktarılan elinizdeki eserinde, İslam dünyasının modernleşme sürecinde ortaya çıkan meselelerinden biri olan ahlak ve tasavvuf kitaplarındaki hadislerle ilgili tenkitleri cevaplamış, iddialarını savunmuş ve itirazlarını dile getirmiştir.”
İKİLİ ARASINDA KIYASIYA MÜNAZARA
Hayatları ve eserleriyle yakın tarihimizde iz bırakmış iki önemli şahsiyet, iki âlim, meşihata bağlı iki güzide kurumun iki reisi. Şazeli tarikatından hilafet almış meşhur kelamcı İzmirli İsmail Hakkı ve Urfa mebusu Kadiri Şeyhi, Şeyh Saffet Efendi ve bu ikisi arasında 5 yıl devam eden (1920-1925) kıyasıya bir münazara. Münazaranın fitilini İzmirli İsmail Hakkı, ceride-i ilmiyedeki izah notuyla ateşlemiş. İzmirli İsmail Hakkı izah notunda İmam-ı Gazali’nin eserlerinden hareketle tasavvuf ve ahlak kitaplarında yer alan hadislerin hadis olmayıp, bilakis bazı tasavvuf büyüklerinin sözleri olduğunu iddia etmiş onun bu iddiası Şeyh Saffet Efendi’yi hayli rahatsız etmiş; bu cümleden olarak Şeyh Saffet Efendi İsmail Hakkı’nın izahına istizah istemiştir. Bu şekilde başlayan münazara bazı tasavvufi şahsiyetler ve eserlerindeki mevzu hadisler, rabıta, istimdat, vesile, zayıf hadislerle amel etmenin keyfiyeti gibi konular etrafında hız kesmeden devam etmiştir. İzmirli İsmail Hakkı tenkitlerini Eşşerh vettahlil başlığı altında sıralarken, Şeyh Saffet Efendide söz konusu tenkitlere cevaplarını Elcerh vettadil başlığı altında vermiştir. Kurumsal ve kişisel düzlemde yazışmalarla devam eden münazara müelliflerin eserleriyle taçlanmıştır. Şeyh Saffet Efendi kaleme aldığı eserine Tasavvufun Zaferleri ismini verirken, İzmirli İsmail Hakkı’da eserinin ismiyle bile Saffet Efendiye muhalefet ederek eserini Mustasvife Sözleri mi Tasavvufun Zaferleri mi Hakkın Zaferleri şeklinde isimlendirmiştir. Esaslı bir münazara için gereken ne varsa hepsini bu kitapta bulmak mümkündür. Kitap ilmi bir zeminde yüksek seviyede bir münazara ve münakaşa nasıl olmalıdır sualine geleneğin içinden tatminkâr bir cevap mesabesindedir.
TASAVVUF DAİMA MUZAFFERDİR
Şeyh Saffet Efendi’nin Tasavvufun Zaferleri isimli kitabı tasavvufun tarihimizdeki konumunu özetlercesine Tasavvuf Daima Muzafferdir başlıklı yazısıyla nihayetleniyor. Müellif söz konusu yazısında İzmirli İsmail Hakkı’yla aralarında geçen tartışmaları hülasa ediyor ve söz konusu meseleleri tartışarak geçen yılları için tövbekâr olduğunu ifade ediyor. İzmirli İsmail Hakkı’yı genellemecilikle suçlayan müellif, bazı tasavvufi eserlerde bulunan ve müelliflerinin de zayıf veya mevzu hadis olduklarına işaret ettikleri bir kısım eserler yüzünden bütün tasavvuf ve ahlak eserlerinin töhmet altında bırakılmasından duyduğu rahatsızlığı beyan edip iddia sahibi müellifi insafa davet ediyor. Şeyh Saffet Efendi Tasavvufun Zaferleri kitabına noktayı, ariflerden bir insan-ı kâmilin şu mısralarıyla koyuyor.
Tasavvufun zaferleri hakikatin zuhûrudur
Mukaddesât eserleri tarîkatin de nurudur