2020 Sony Dünya Fotoğrafçılık Yarışması’nda, Ulusal Ödüller kazanan fotoğraflar açıklandı. 203 ülkeden 345 bini aşkın görselle başvuru yapılan yarışmada Türkiye Ulusal Ödülü'nü kazanan ise F. Dilek Uyar'ın ‘Işık, Gölge ve Muhafızlar’ adlı çalışması seçildi. 2017 yılında da National Geographic Uluslararası Fotoğraf Yarışması’nın birincisi olan Uyar, bu zamana kadar bu ödülü alan ikinci ve ilk Türk kadını olmuştu. Uyar, şimdi de Bitlis’te koyun sürülerinin zorlu ve tozlu yolculuğunu gösterdiğini fotoğrafının hikayesini yenisafak.com’a anlattı.
Emek verince başarı da artıyor
Başarılı bir fotoğrafçı olmadan öte iyi de bir avukat olan Uyar, “İlk benim fotoğrafa başlayış hikayem aslında adliyenin kara kara duvarlarından sıkıldığım için bir hobi olsun istedim. Fakat 2017’den sonra fotoğrafın rengi de seyri de çok değişince ofisimi kapattım. Bütün dosyalarımı avukat arkadaşlarıma dağıttım. Sonrasında da fotoğraf hayatımda çok daha fazla yer işgal etmeye başladı.
Ben de bunları daha çok yapmaya başladım. Belki de o yüzden daha da artmaya başladı ödüller” ifadelerini kullandı.
Bunlar demek ki tesadüf değil
Sürekli tekrar eden başarıların tesadüf olmadığını söyleyen Uyar, “Çalışıp, uğruna emek harcadığınız şeylerin geri dönüşünü alıyor olduğunuzu görmek beni en çok mutlu eden şeylerden bir tanesi. 2017’de ilk Sony’de ödülünü almıştım. Övgüye değer sanatçıydım o zaman ve ulusal kategoride ikincilik elde etmiştim. Sonra National gelmişti. Bir sonraki sene başka bir fotoğrafımı tüm dünya basınıyla paylaşıp yarışma tanıtımında kullandılar. Bu sene de ödül alan fotoğrafımın haricinde üç farklı fotoğrafımı ön plana çıkardılar. Özellikle bir başka sürü fotoğrafım çok ilgi gördü uluslararası basında. ‘Bunlar demek ki tesadüf değil’ dedirtiyor bana ve kendi yolumda daha emin adımlarla yürümemi sağlıyor” dedi.
Zorlandığım fotoğraf çekimlerinden biriydi
Bitlis’te koyun sürülerinin zorlu ve tozlu yolculuğunu kayıt altına aldığı fotoğrafın hikayesini de anlatan Uyar, “Sürü fotoğraflarını çekmeyi zaten hep çok istiyordum. Normalde hayvanlar için de çok sağlıklı değil o toz toprak içerisinden geçmek. Fakat ekinler biçilene kadar oradan geçmek zorunda kalıyorlarmış. Ekinler biçildikten sonra yollarını değiştiriyorlar ve bu şekilde tozun toprağın kalkmadığı bir yerden yaylalara çıkıyorlar. Sürünün yolunu değiştirmesine bir hafta kala arkadaşımla beraber Muş üzerinden Bitlis’e geçtik. İnanılmaz zorlandığım fotoğraf çekimlerinden biriydi. Çünkü hava çok sıcak bir. İkincisi kalkan toz toprak yüzünüz, gözünüz, üstünüz, başınız, her tarafınıza bulaşıyor. Sırtımızda yaklaşık sekiz, sekiz buçuk kiloluk bir ekipmanla sürünün arkasından koşuyorduk. Ben en son fotoğraf çekimlerini tamamladığım zaman ‘Herhalde ben burada ölüyorum’ dedim. Hakikaten kolay değildi” şeklinde konuştu.