Darbeleri en iyi sanat anlatacaktır

15 Temmuz Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlediği On5sıfır7 Film Haftası dolayısıyla dünyanın dört bir yanından darbe ve direniş konulu 17 film seyirciyle buluşuyor. On5sıfır7 Film Haftası’nın Genel Sanat Yönetmeni olan İhsan Kabil, “Sanatla hukuksuz vakaların yanlışlığı daha güçlü bir şekilde vurgulanacaktır. Yani 15 Temmuz’u sanat daha anlaşılır hale getiriyor” diyor.

Merve Akbaş
İhsan Kabil

15 Temmuz Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlediği On5sıfır7 Film Haftası, darbe ve direniş filmlerini bir araya getiriyor. Festivalde üç farklı mekânda 17 film izleyiciyle buluşacak. Hafta boyunca Endonezya’dan Cezayir’e kadar birbirinden farklı toplumların özgürlükleri uğruna yaptıkları direnişi konu alan filmlerin gösteriminin yanı sıra “Sinemada Darbe ve Direniş Teması” isimli bir panel de gerçekleşecek. On5sıfır7 Film Haftası’nın Genel Sanat Yönetmeni olan İhsan Kabil’le hem seçilen filmleri hem de 15 Temmuz’un sanata etkilerini konuştuk.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/07/09/10/49/resized_1f2cf-6b709954haftakatalogu_page_01.jpg

On5Sıfır7 Film Haftası nasıl bir çalışma ve motivasyon sonucu ortaya çıktı?

Film Haftası programı, 15 Temmuz Derneği’nin 15 Temmuz çerçevesinde yapmak istediği faaliyetlerin yeni bir yüzü olarak ortaya çıktı. Dernek, Yedirenk İletişim’le yaptığı istişare sonucu, darbe, direniş ve özgürlük temaları çerçevesinde bir film haftası düzenleme kararına varıldı. Film haftasında Türk ve dünya sinemasından bu temaları güçlü bir şekilde temsil eden seçme filmlerin yer alması ve bu temaların işleneceği bir panel düzenlenmesi gündeme geldi. Aslında yurtdışından konuk da getirilecekti ancak zamanın daralması, salgın gibi sebeplerden ötürü bu gerçekleşemedi. Çok kısa bir sürede alınan hızlı kararlarla yola çıkıldı; ilk iş olarak Kültür Bakanlığı’na başvuru dosyası verildi, oradan destek alındıktan sonra TRT’nin de desteği alındı ve hummalı bir çalışmayla ülke sinemalarından konuya uygun en iyi filmler seçildi.

Peki hafta boyunca ne tür filmler izleyeceğiz? Nasıl bir etkinlik planlandı?

Hafta boyunca Malezya’dan Pakistan’a, Azerbaycan’dan Bosna’ya, Filistin’den, Libya’ya, Mısır’dan Cezayir’e, Nijerya’dan Arjantin’e geniş bir coğrafyadan, her ülkeden bir film olacak şekilde seçmeler yapıldı, toplam on yedi film programa alındı. Jamil Dehlavi’nin beyazperdeye aktardığı Cinnah, Seyfullah Dad’ın kameraya aldığı Filistin’e Veda, Mustafa Akad’ın Ömer Muhtar destanı Çöl Arslanı, Şili’den Yunanlı Costa-Gavras’ın işlediği darbeye karşı Kayıp ve Arjantin’den Marcel Pineyro’nun kameraya aldığı yine darbeye karşı Kamçatka bunlardan bazıları. Türkiye’den ise dört çalışmaya yer verildi: Cem Özüduru ve Can Emre’nin aktardığı Börü, Ertem Eğilmez’in Bir Millet Uyanıyor, Yücel Çakmaklı’nın Sahibini Arayan Madalya ve Zeki Ökten’in 12 Eylül darbesinden psikolojik bir çalışma olarak sergilediği Ses. Bir de 17 Temmuz’da, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde, “Sinemada Darbe ve Direniş Teması” başlıklı bir panel düzenlenecek. Gösterim mekanları, Sinema Müzesi Atlas Sineması, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Bağlarbaşı Kültür Merkezi. Filmler halka açık ve ücretsiz olarak izlenebilecek.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/07/09/10/50/resized_2cf8b-60477275ihsankabil4.jpg

ÖZGÜRLÜK UĞRUNA

Gördüğümüz kadarıyla sadece Türkiye’den değil, dünyanın her yanından bu tür olumsuzluklarla maruz kalmış ülkelerde yapılmış filmlere de yer veriliyor...

Dünya sinemasından seçilen filmler daha çok tarihi dönem çalışmaları. Toplumların darbe olgusuna karşı duruşları, sömürgeci tutumlara karşı direnişleri, özgürlük uğruna kendi canlarından vazgeçişlerini işleyen eserler film haftasını doldurdu. Dikkat edilirse, bu muamelelere muhatap olan ülkeler, üçüncü dünya dediğimiz Amerika ve Avrupa’nın dışındaki coğrafyalara ait ve belli özelliklere sahip topraklar. Filmlerin kahir ekseriyeti, bağımsızlıklarına pranga vurulan veya ırk ve inancından ötürü dışlanan toplumların baskıdan kurtulma mücadelelerini dile getiriyor. Programda ayrıca, Malezya, Pakistan, Cezayir, Nijerya gibi hemen hiç bilinmeyen ülke sinemalarından örnekler seyirciyle buluşuyor. Teknik olarak istisnai çalışmalar da mevcut; şöyle ki, Cezayir’den Muhammed Lakhdar-Hamina’nın, 1975 Cannes Film Festivali’nde En İyi Film Altın Palmiye ödülünü kazanan, Cezayir’in Fansızlara karşı mücadelesini beyazperdeye getiren Ateş Yılları Günlükleri ile, Nijerya’dan Adamu Halilu’nin 1976 yapımı, on dokuzuncu yüzyıldan bir Afrika resmi sunan Şeyh Ömer restorasyon geçiren kopyalarıyla seyirci karşısına çıkıyor.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/07/09/10/50/resized_0153b-5f8343c1bir_millet_uyaniyor_1966__2__1.jpg

“Darbe, Direniş ve Özgürlük” alt başlığı da dikkat çekiyor. Bu filmlerle yansıtılmak istenen mesaj neydi?

Bu filmlerle iletilmek istenen mesaj, bazı toplumların, üstlerinde tahakküm kurmak isteyen diğer toplumlara veya kendi içinde halkına karşı darbe yapan veya yapma girişiminde bulunan odaklara karşı halkın gösterdiği direniş ve sonunda özgürlük kazanımına bir vurgu yapmak, projeksiyon tutmak. Bu mevzularda bir farkındalık uyandırmak ve baskıcı tutumlara karşı bir eleştirel tavır geliştirmek, bu faaliyetin temel unsurlarındandır. Bunun yanında, tarihi bir perspektif içinde toplumların başına gelen darbe, sömürgecilikle tabir edilebilecek olan insanlığın büyük ayıbı emperyalizm ve kolonyalizm, bu filmlerde sanatın yüksek duyarlılığıyla ele alınmakta, bunlara insanların gerek birey gerekse toplumsal olarak karşı çıkışları yine estetik ölçüler çerçevesinde işlenmektedir. Son tahlilde, toplumsal düzlemde özgürlük duygusunun ne denli değerli olduğu, hiçbir gücün buna zincir vuramayacağı ve ne pahasına olursa olsun vatanla birlikte sonuna kadar savunulacağı filmlerden çıkan ana fikir olarak vurgulanabilir.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/07/09/10/51/resized_5275d-872bbd01colaslani.jpg

DAHA KALICI İZLER SANATLA OLUŞUR

15 Temmuz’un kültür-sanata yansımaları neden önemli?

15 Temmuz, kültür-sanat çalışmalarında yeni bir duyarlılık oluşturulmasına sebebiyet verdi. 15 Temmuz olayının sadece siyasi demeçlerle kalması veya hatırlanmaya çalışılması, bir süre sonra birbirini tekrar eden söylemlerin içinde kalınmasına yol açacaktır. Oysa bu darbe girişiminin sanata yansıyan yanlarıyla, kültürel çalışmalarla halka aktarılması, daha kalıcı bir izlenim yaratacak, darbe girişimi gibi toplumun hiç hak etmediği hukuksuz vakaların yanlışlığı daha güçlü bir şekilde vurgulanacaktır. Yani 15 Temmuz’u sanat daha anlaşılır hale getiriyor. Aynı şekilde yapılan roman, hikaye, şiir, resim, film ve tiyatro gibi çalışmalar insana daha fazla dokunan unsurlar olarak makes bulacaktır. Bunun yanında, yine bu dallarda açılacak olan yarışmalar, insanların duyarlılığının canlı tutulması gibi çok önemli işlevler görecektir.

HAYAT
Sanat yapıtı gibidir sevmek

HAYAT
Srebrenitsa Katliamı’nı sanatçılar hatırlatıyor

HAYAT
Sultanahmet’te ilk kez gün yüzüne çıkan eserler sergileniyor