Srebrenitsa Katliamı hakkındaki sözleri ve savaş suçlusu Slobodan Miloseviç’e verdiği destek ile tanınan yazar Peter Handke’nin Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasını Türkiye ve Bosna Hersek olmak üzere dünyanın pek çok yerinde tepkilere neden oldu. Bu ödüle en büyük tepki Bosna’daki katliamda yakınlarını kaybeden ve katliama bire bir şahit olanlardan gelse de siyasiler de tepkilerini ortaya koydu.
İsveç Kraliyet Akademisi Nobel Komitesi'nin kararının gözden geçirilmesi istendi. Ödülün açıklanması ile başlayan tepkiler her geçen gün büyüse de Handke, dün gerçekleşen tören ile ödülünü aldı. Ödül törenine Türkiye, Arnavutluk, Kosova ve Hırvatistan katılmadı.
NOBEL HANDKE’YLE ÖLDÜ!
Son kitabı Meyra ve İncir Kuşları kitaplarıyla Bosnalı Müslümanları kaleme alan yazar Sinan Akyüz, Nobel Edebiyat Ödülü’nü yenisafak.com’a değerlendirdi. “Doğrusu sözün bittiği bir yerdeyiz. Ama aslında bu söz Srebrenitsa’da işlenen katliamda bitmişti. Çünkü üzülerek söylemeliyim ki o dönem birçok esir Müslüman Boşnak kıza Birleşmiş Milletlerin o bölgeye gönderdiği generaller tecavüz etmişti. O dönemde medeni Avrupa ülkeleri bu gerçekleri görmezden gelmişti. Bugün de aslında değişen pek bir şey yok”şeklinde konuşan Akyüz, “Bir faşist yazar olan Peter Handke de birtakım dindaşları tarafından ödüllendirildi ve Nobel’inde artık siyasi bir kurum olduğu gerçeğini biz Müslümanların kafalarının içine sokmuş oldular. Nasıl ki savaş zamanı Avrupa, Bosna’da ölmüştü. Bugün de Nobel, Handke’yle öldü!” dedi.
MÜSLÜMANLARA MESAJ VERİLDİ
Bir Boşnak kızı olan Meyra’nın hikayesini son kitabında işleyen Akyüz, Srebrenitsa ve Ahmiçi katliamlarını da okuruna unutturmuyor. Bir yazar olarak kitapları için aylarca Bosna’da kalıp tanıklarla vakit geçiren Akyüz, o acıların sahiplerini tanıyan birisi olarak Nobel Edebiyat Ödülü ile Müslümanlara bir mesaj verildiğine dikkati çekti:
YAZDIĞINA DEĞİL KARAKTERİNE BAKILMALI
Bu ödül ile bir yazarın nasıl olması gerektiğine dair başlayan tartışmalar hakkında yorum yapan Akyüz, “Bir yazarın ne yazdığından ziyade, nasıl bir karaktere sahip olduğuna da bakılmalı. Almanlar milli takımlarına bir oyuncu alacakları zaman önce o oyuncunun karakterine, sonra da o oyuncunun ailesinin ruh sağlığına bakarlar. Çünkü o oyuncunun milli takıma girdikten sonra atacağı her adım milli takımlarını bağlar. Şimdi Nobel’e dönersek, ödül verdikleri bir yazar artık kendisini değil Nobel’i bağlar. Ayrıca bir yazar siyasetçiler gibi olamaz, olmamalı da. Siyasetçiler insanlığından vazgeçebilir ama bir yazar asla” ifadelerini kullandı.