CHP ile HDP’nin ittifak kurması, seçmenleri tarafından nasıl bir psikolojiyle karşılanıyor? CHP Kürtlerden oy isteyecekse, onlara nasıl bir garanti veriyor? Tabii ki değişim diye bir şey var, ancak CHP bu değişimde samimi olduğuna Kürtleri nasıl inandıracak? Yazı dizimizin 5. ve son bölümünde bu soruların cevabını yine geçmişten örneklerle aradık.
“Bugün memlekette Kürt sorunu diye bir sorun varsa ve o sorun cumhuriyetin kuruluşundan beri bizden bir şeyler ‘eksiltiyorsa’, bunun tek bir müsebbibi var o da CHP’dir. Çünkü bu sorunu bizzat CHP yaratmıştır” diyor yazar Muhsin Kızılkaya.
Ve ilave ediyor, “1950-60 DP dönemini saymazsak, bir şekilde CHP zihniyetinin iktidar olduğu bütün tarih boyunca Kürt meselesine hep ‘inkar’ ve ‘asimilasyonla’ yaklaşıldı. Kürt meselesinin çözümüne dair, cumhuriyet tarihi boyunca CHP’den hiçbir öneri gelmedi. Gelen önerilere de hep bir bahane bularak meseleyi yokuşa sürdü. Erdoğan ‘analar ağlamasın, bu sorunu çözelim’ dediğinde, CHP sözcüsü Onur Öyman ‘Dersim’de analar ağlamamış mıydı’ dedi. Bunu diyerek aslında CHP’nin sadece ‘anaları ağlatmayı’ bildiğini itiraf etmiş oldu.”
YENİDEN ASLİ UNSUR
Şimdi bu kazanımlara gözünü diken sözde Kürtlerin temsilcisi, esasında PKK’nın uzantısı HDP ile Kürtlere bu zulümleri reva gören CHP’nin seküler bir düzlemde buluşması terör sorununu çözer mi? Oysa savaş tam da bu meseleden, yani dindarlıktan uzaklaşıldığı andan itibaren başlamıştı. Çoğunlukla dindar olan Kürtler, uzun yıllar haksızlıklara uğrasa da, milliyetçilik kavramı etrafında buluşmadı. Ümmet olmak, din kardeşi olmak önemliydi, çünkü dindar kimsenin dini aidiyeti, kavmi aidiyetten önce geliyordu. O yüzden PKK sol bir çizgi üzerinde kurduruldu. Bu düzlem, Batı’nın da sahip çıkacağı bir düzlemdi. Hem kullanışlıydı, hem de İslam kardeşliği gibi birleştirici unsurlardan uzaktı.
YAHUDİLERLE ORTAK ÖZELLİKLER
CHP’nin zulmü de esasında hep dindar Kürtler üzerine olagelmiştir. Hilafetin kaldırılmasına karşı çıkan Kürtler, ‘Din elden gidiyor’ düşüncesiyle çeşitli ayaklanmalar çıkartıyor, bu da CHP’nin demir yumruğuna çarparak zulüm olarak geri dönüyordu. CHP devletten uzaklaştıkça, Kürt hareketi de sol çizgiye doğru kaymaya başladı. Dersim’de katliama uğramış cellatlarına aşık Alevi Kürtler, çoktan CHP’nin saflarına yelken açmıştı bile.
YÜZLERİ KIZARMIYOR
Bir Kürt kızı olan Van eski milletvekili Gülşen Orhan, Cumhuriyet Halk Partisi’ne şu haklı soruları yöneltiyor: “Ayaklanma çağrısı yaparak 50 vatandaşın acımasızca ölümüne, 700’den fazla vatandaşın yaralanmasına neden olan Kobani Olayları sorumlusu Demirtaş’ın salınmasını savunmak; bu minvalde saldıran dış güçlere omuz vermek; ülkemizi hapsetmeye yönelik çevreleme politikalarına verdiğimiz cevapları da içeren ‘mavi vatan’ politikasını sahiplenmemek, ‘Suriye’de, Libya’da ne işimiz var’ diye haykırmak, altı okun hangisi ile örtüşür; M.Kemal Atatürk’ün hangi idealine atfedilebilinir?”
CHP YENİDEN GÜÇ KAZANIRSA
BU FİLMİ İZLEMİŞTİK
Geçmişiyle yüzleşmeyen, özür dileyemeyen CHP, köprüyü geçene kadar mı Kürtleri kullanacak? Yeniden güç kazanırsa, benzer uygulamalara imza atmaz mı? Neden kimseye inandırıcı gelmiyor? Çünkü geçmişte bunun da örnekleri yaşandı. Hatırlayalım o günleri; CHP’nin atası SHP de HDP’nin atası HEP ile birlikte 1991 genel seçimlerinde ittifak yapmıştı. Bu ittifakla birlikte hem kendi sonunu hazırladı, hem de Kürtlere güvenilmez olduğunu bir kez daha kanıtladı.
HDP’NİN DERDİ KÜRT MESELESİ DEĞİL
Erdoğan motivasyonu
CHP-HDP ittifak arayışının eksenini belirleyen temel motivasyonun, MHP ortaklığındaki Cumhur İttifakı siyaseti çerçevesinde “Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı” olduğunu görmek zor değil. Gel gelelim bu muhalif ittifak sağlam bir temele oturuyor mu? Derinlikten yoksun ve konjonktürel olduğunu vurguluyor Sinan Hakan:
TAKİYECİ CHP
Muhsin Kızılkaya, Bugünkü HDP’nin atası olan HEP milletvekillerini ‘Kürt sorunu’ karşısındaki tavrından dolayı partiden ve Meclis’ten atan, Leyla Zana ve arkadaşlarını onlarca yıl hapiste yatıranın da CHP olduğunun altını çiziyor: “Bugün HDP’ye yaklaşımları, Kürt meselesindeki tutum değişikliği değildir. Erdoğan’a karşı bir cephe müttefiki olarak görüyor onları. Yarın emellerine ulaşırlarsa, Erdoğan döneminde Kürtlere tanınan radyo tv hakkı, seçmeli ders hakkı, üniversitelerde bölüm açma hakkı gibi onlarca hakkı ortadan kaldırmayacaklarına dair hiçbir güvence vermiyorlar. ‘Kürtlere sempatik yaklaşalım, Erdoğan’dan kurtulunca onları elimine etmek kolaydır’ fikri, CHP ideolojisinin ana malzemesidir ve ‘takiyeci’ bir parti konumuna gelmiştir bugün.”