Türkiye-Azerbaycan ilişkileri: Türk kapısı Nahçıvan

İkinci Karabağ Savaşı sonucunda Nahçıvan’ın hem siyasi hem de ekonomik önemi arttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Nahçıvan’ın günümüzdeki ulaşım, ekonomi ve enerji alanlarındaki önemine vurgu yapması da bu yönüyle dikkat çekmektedir. Ayrıca, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi Nahçıvan, Türk kapısıdır. Bu açıdan da değerlendirildiğinde Nahçıvan görüşmesinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.

İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Dr. Elnur İsmayıl - İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetlisi olarak 25 Eylül 2023 tarihli Nahçıvan ziyareti, iki stratejik müttefik ülke arasındaki ilişkilerin yeni boyutunu oluşturmaktadır. Nahçıvan görüşmesi, her ne kadar iki ülke liderinin gündeminde daha önceden belirtilmişse de, Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde gerçekleştirdiği başarılı anti-terör operasyonlarının sonrasına denk gelmesi ikili ilişkiler açısından yeni mesajlar içermektedir.

İKİ LİDERİN TÜM DÜNYAYA MESAJI

Nahçıvan görüşmesinin gündemi özellikle, Iğdır-Nahçıvan Doğalgaz Boru Hattı Temel Atma ve modernize edilmiş Onarım Üretim Nahçıvan Askeri Kompleksi Açılış törenlerine katılımla ilgili olmuştur. Kompleksin açılışı Kars-Nahçıvan Demiryolu Projesi ile ilişkili anlaşmanın imzalanması da savunma sanayii iş birliğinin gelişmesi açısından önemlidir. Türkiye, Nahçıvan bölgesinde yenilenebilir enerji projelerini destekleyecektir. Ermeni silahlı birliklerine karşı gerçekleştirilen anti-terör operasyonu sonrasında bölgedeki durumla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgilendirilmesi de görüşmenin en önemli başlıklarından biri olmuştur. Görüşmelerde Zengezur Koridoru ile ilgili de bir değerlendirilme yapılması önemlidir.

İkinci Karabağ Savaşı sonucunda Nahçıvan’ın hem siyasi hem de ekonomik öneminin arttığı ifade edilebilir. Nahçıvan’a daha önce 2008 yılında bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Nahçıvan’ın günümüzdeki ulaşım, ekonomi ve enerji alanlarındaki önemine vurgu yapması dikkat çekmektedir. Ayrıca, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi Nahçıvan, Türk kapısıdır. Bu açıdan da değerlendirildiğinde Nahçıvan görüşmesinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.

TAHRAN’IN KARTI ELİNDE KALDI

Boru hattı projesi, iki ülkenin enerji alanındaki iş birliğinin yeni bir aşaması olarak da değerlendirilebilir. BTC, BTE ve TANAP gibi projelere bir yenisi eklenmektedir. Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı’ndaki zaferinden sonra, 20 Aralık 2020 tarihinde iki ülkenin Enerji Bakanları arasında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nde Doğal Gaz Tedarikine İlişkin Mutabakat Zaptı imzalanmıştı. Bu hattın gerçekleşmesi ile ilgili olarak ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 25 Şubat 2020 tarihindeki Bakü ziyaretinde Iğdır’dan Nahçıvan’a uzanacak bir boru hattı sözü vermesiyle başlamıştı.

Yaklaşık 500 bin civarında nüfusun olduğu Nahçıvan bölgesinde, 500 milyon metreküplük bir tüketim olduğu bilinmektedir. BOTAŞ ve SOCAR arasındaki iş birliğiyle gerçekleşecek bu proje, Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı üzerinden çıkış alan Iğdır Doğal Gaz Boru Hattı’nın devamına inşa edilmektedir. Toplam uzunluğu 160 km olan boru hattının, Iğdır’dan başlayarak Nahçıvan’ın Sederek bölgesine kadar olan Türkiye bölümü 85 kilometre uzunluğa sahiptir. Boru hattı TANAP boru hattındaki doğalgazla teçhiz edilerek bölgeye ulaştırılacak.

Uzun yıllar Nahçıvan’ın doğal gaz teçhizatı İran üzerinden gerçekleşmekteydi ve Azerbaycan-İran arasında zaman zaman yaşanan soğuk ilişkilerden dolayı Tahran yönetimi bunu Azerbaycan aleyhinde bir araç olarak kullanmaktaydı. Yıllık 500 milyon metreküp taşıma kapasitesine sahip olacak boru hattı, günlük 1,5 milyon metreküp doğal gaz taşıyabilecek ve Nahçıvan’ın bugünkü doğal gaz ihtiyacının tamamını karşılayabilecek. Proje kapsamında Iğdır Dilucu’na 20 bin metrekarelik geniş bir alana ölçüm istasyonu kurmakla hattın akış dengesinin sağlanması ve böylelikle doğal gazın Nahçıvan’a en güvenli şekilde ulaşması planlanmaktadır. Projenin 2024 yılı sonlarında tamamlanması öngörülüyor..

ERMENİSTAN’A ÇAĞRI

Stratejik müttefik iki ülkenin çok boyutlu ilişkisi, Şuşa Anlaşması imzalandıktan sonra istikrarlı bir şekilde gelişmektedir. Özellikle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son BM Genel Kurulu toplantısında Azerbaycan’ın haklarını koruması da stratejik ilişkilerin boyutunu göstermektedir. Bu ilişkiler sadece iki ülkeyi ilgilendirmekle kalmıyor aynı zamanda tüm Kafkasya coğrafyasındaki jeopolitik durumu da etkilemektedir. Bölgesel barışın önemine vurgu yapan iki liderin, Ermeni ayrılıkçılığına destek vererek bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalışan dış güçlere cevabı da bu iş birliğinden geçmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ermenistan’a mesajı da önemlidir. Ermenistan kendisine uzatılmış barış elini tutmalı, gerekli ve samimi adımları artık atmalıdır.

SIRADA ZENGEZUR VAR

Zengezur Koridoru’nun faaliyete geçmesi konusunda, Kasım 2020’de Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin ortak beyanatının olmasına rağmen birtakım yapay engellerle etkisizleştirilmesi için çabalayan bölgesel ve bölge dışı aktörler mevcut. 1990’lı yıllardan itibaren Azerbaycan’ın bir parçası olan Nahçıvan bölgesine ulaşımdaki engelin aradan kaldırılması aslında tüm bölgesel devletler için ve küresel ulaşım yolları açısından avantaj sağlamaktadır. Fakat dar çerçevede konuyu; Türkiye’nin engelsiz olarak Orta Asya’ya ulaşabileceği ve Türk dünyasının güçleneceği gibi tezlere dayandırarak anlamsız sorunlar çıkaran ülkelerin son çırpınışlarının fayda vermeyeceği kesindir. Zengezur Koridoru’nun faaliyete geçmesinde, stratejik hamlelerle Azerbaycan-Türkiye iş birliğinin etkisi yakın gelecekte görülecektir…

DÜŞÜNCE GÜNLÜĞÜ
Dışişleri’nde Hakan Fidan fırtınası

DÜŞÜNCE GÜNLÜĞÜ
“Büyük” genel sözlükler ve muhtevası üzerine…

DÜŞÜNCE GÜNLÜĞÜ
Antiterör operasyonu: Karabağ, Azerbaycan’dır!