Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin'deki G20 zirvesinin kapanışında basın toplantısı düzenedi.
Zirvede temel maddenin Suriye olduğuna dikkat çeken Erdoğan şu ifadeleri kullandı;
"Sürdürülebilir kalkınma için bir eylem planını kabul ettik. Küresel ticaretteki yoksunluktaki sorunlara çare aramada fayda görüyoruz. Mülteci konusunda maalesef iyi bir sınav verilemedi. Topraklarında 3 milyon mülteciyi barındıran Türkiye, bu konunun en önemli muhataplarından biridir.
Antalya zirvesinde liderlere Suriye'de bir güvenli bölge oluşturarak mülteci sorununu çözebilir demiştik, yine tekrarladık. hiçbir ülke somut adım atmadı, Suriye konusu kanayan yara olmaya devam ediyor. Batı ülkelerinin takındığı güvenlikçi hatta "ırkçı" tavır maalesef yüz kızartıcıdır. Şuanda Suriye'de 600 bin sivil hayatını kaybetti. Hala Esed kalsın demek bana öyle geliyor ki insanlık adına utanç vericidir.
"15 Temmuz terörizmin yeni biçimi"
Batı ülkeleri yardım etse de, etmese de Türkiye mültecilere ev sahipliği yapmaya devam edecektir. Türkiye'nin 15 Temmuz'da yaşadığı terörizmin ilk defa görünen yeni bir biçimidir. Askeri üniformaya bürünmüş teröristler, milletin F-16'larıyla, tanklarıyla milleti öldürmeye tevessül etmiştir.
Ne pahasına olursa olsun terörizmle mücadeleyi sürdüreceğiz. DAEŞ'i, PKK'yı, PYD'yi, FETÖ'yü ayrı tutan anlayışı reddetmeliyiz.
"Sınırımızı DAEŞ'ten temizledik"
Dünyanın bir yanında açlık, sefalet, terör, baskı, şiddet kol gezerken, diğer tarafın huzur içinde ilanihaye bir hayat sürmesi düşünülemez. Madem hepimiz aynı geminin içindeyiz, öyleyse bu geminin sağ salim ilerleyebilmesi için ortak sorumluluk üstlenmeliyiz. Küresel meselelere eşitlik değil, adalet temelinde yaklaşmak zorundayız.
Cerablus operasyonu, Suriye'nin toprak bütünlüğüne bir müdahale değildir. Biz Cerablus'a oradaki ılımlı muhaliflerle girdik. Cerablus halkı kendi evine döndü, DAEŞ'i oradan tamamen kovmuş olduk. DAEŞ İslam'ı sömürüyor. Bunların İslam'la alakası yok. İslam kelime itibariyle "silm" kökünden gelir ki bu da barış demektir. Kökü barış olan bir din nasıl olur da teröre müsaade eder?"