ABD ve Fransa’nın Yunanistan’ın uluslararası hukuka aykırı Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki maksimalist hak iddialarını desteklerken, benzer konu kendi çıkarlarına dayanınca, Türkiye’nin öteden beri savunduğu tezlere yakın pozisyon aldıkları görülmekte. Güney Çin Denizi’nde ABD ile Çin arasında artan gerilim konuyu bir kez daha gündeme getirdi. Washington yönetimi, son dönemde yeniden gerilimlere sahne olan Güney Çin Denizi’nde, Pekin yönetiminin ada, adacık ve kayalıkların münhasır ekonomik bölgeye sahip olduğu iddiasına karşı çıkıyor ve ABD donanması bölgede seyir serbestisini koruma operasyonları düzenliyor. Yine Fransa’nın, Manş Denizi’ndeki İngiliz adalarına MEB hakkına karşı çıktığı ve Paris ile Londra arasında, Fransız ana karasına yakın adaların ancak sınırlı kara suyuna sahip olduğu ve denizin eşit bölüşümünü içeren bir anlaşmaya imza attığı biliniyor.
OLAYLI HARİTA
Çin, Birleşmiş Milletler’e (BM) 2009’da sunduğu “9 kesik çizgili haritayla” Güney Çin Denizi’nin yaklaşık yüzde 80’i üzerinde hak iddia ediyor. Ancak başta ABD olmak üzere bölge ülkeleri Pekin yönetiminin 200 mil olan münhasır ekonomik bölgesinin kat be kat üzerinde genişlemeci bir hak iddiasında bulunmasına karşı çıkıyor. Filipinler, Vietnam, Malezya, Brunei ve Endonezya gibi Güney Çin Denizi’ne kıyıdaş ülkeler, Pekin’in adalar üzerinden tüm denizi sahiplenme çıkışını reddediyor.
ASKERİLEŞTİRMEYE KARŞI TEPKİ
Yine Çin’in, Güney Çin Denizi’ndeki ada, adacık ve resifleri silahlandırması da bölgede gerilimi artıran unsurlardan. Pekin yönetimi mevcut resiflerin üzerine kum yığmanın yanı sıra, özellikle Paracel ve Spratly Adaları’nda limanlar, askeri tesisler ve uçak pistleri inşa etti. Çin ayrıca savaş uçakları, seyir füzeleri ve bir radar sistemi konuşlandırarak Woody Adası’nı askerileştirdi. Çin’in bu hamlesine Washington’un cevabı askeri varlığını artırmak ve bölge ülkeleriyle ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirmek oldu.
TEZİNİ REDDEDİYOR
Öte yandan Fransa’nın Atina’ya destek olmak için kendi tezleriyle açıkça çeliştiği görülüyor. Son olarak Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, “Türkiye’ye karşı Yunanistan’ın yanında yer alacağı” açıklamasıyla, kendi ülkesinin tezlerini inkar noktasına geldi. Ne var ki Fransa’nın ana karasına daha yakın İngiliz adaları Guernsey ve Jersey için de bir münhasır ekonomik bölge tanımlanmamış, bu iki adaya da kısmi bir kara suyu hakkı tanındığı görülmekte. Fransa, İngiltere’ye karşı “hakkaniyet” ve “hakkaniyet prensiplerini” öne sürdüğü bilinmekte. Bu, tam da Türkiye’nin başından beri Ege Denizi’nde savunduğu çözüm prensipleriyle birebir örtüşmekte.