Abdest, "belli organları usulüne uygun olarak su ile yıkamak ve bazılarını da ıslak el ile mesh etmek" şeklinde tarif edilir. Abdestle ilgili olarak Kur’an-ı Kerim'de, "Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın… Eğer su bulamazsanız temiz toprakla teyemmüm edin."(Mâide, 5/6) buyurulur.
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığından, abdest alan kimseye selam verilebilir mi? sorusuna şu yanıt verildi:
Abdest, bazı ibadetleri yapabilmek için dirseklerle beraber el ve kolların, yüzün ve aşık kemikleri ile beraber ayakların yıkanması ve başın mesh edilmesinden ibaret hususi bir temizliktir.
Abdestle ilgili olarak Kur’ân-ı Kerîm’de, “Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başınızı mesh edin ve aşık kemikleri ile beraber ayaklarınızı yıkayın… Eğer su bulamazsanız temiz toprakla teyemmüm edin.” (el-Mâide, 5/6) buyurulur. Hz. Peygamber (s.a.s.), abdestin nasıl alınacağını Müslümanlara fiilî olarak gösterdiği gibi (İbn Mâce, Tahâret, 47 [419]; Merğinânî, el-Hidâye, 1/16) abdestsiz olarak kılınacak hiçbir namazın Allah (c.c.) katında kabul olunmayacağını da ifade etmiştir (Buhârî, Vudû’, 2 [135]; Müslim, Tahâret, 2 [225]; İbn Mâce, Tahâret, 47 [419]).
Farzları, sünnetleri ve adabına riâyet edilerek abdest şöyle alınır:
Niyet edilir ve besmele çekilir. Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da hilallenerek/ovuşturularak üç defa yıkanır. Abdest azalarında suyun temasına engel maddeler varsa imkân ölçüsünde temizlenir. Parmaktaki yüzük oynatılır. Sağ el ile üç defa ağza su verilerek ağız temizliği sağlanır. Aynı şekilde üç defa burna su verilerek burun temizlenir. Ardından yüz üç kere yıkanır. Sonra dirsekle birlikte sağ kol üç defa ve aynı şekilde sol kol üç defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak avuç ve parmakların içiyle başın dörtte biri veya tamamı bir defa mesh edilir. Eller tekrar ıslatılarak başparmakla kulağın dışı, şehadet parmağı veya serçe parmakla içi mesh edildikten sonra her iki elin arkasıyla boyun mesh edilir. Önce sağ, sonra sol ayak, parmak uçlarından başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dâhil olmak üzere yıkanır. Suyun parmak aralarına ulaşmasına özen gösterilir (Buhârî, Vudû’, 22-24 [157-159]; Müslim, Tahâret, 3-6 [226-227]; Kâsânî, Bedâî’, 1/23-25; İbn Cüzey, el-Kavânîn, 19-21).
Bir Müslümanın, yerine getirmekle yükümlü olduğu herhangi bir ibadetin sorumluluğundan kurtulması için o ibadetin farzlarını ve vaciplerini yerine getirmesi yeterlidir. Dolayısıyla abdestin farzlarını yapmak abdestin sahih olması için yeterlidir. Ancak sünnetler, farzlarda meydana gelebilecek eksiklikleri tamamladığı gibi elde edilecek sevabın artmasına vesile olur. Bu bakımdan abdest alırken sünnetleri kasten terk etmek mekruhtur (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/103-104).
Bir kimse abdest aldığından emin olduğu hâlde, abdestini bozup bozmadığı konusunda şüpheye düşerse, o kimse abdestli sayılır. Öte yandan abdestini bozduğunu bildiği hâlde, sonradan abdest alıp almadığından şüphe eden kimse ise abdestsiz sayılır. Çünkü kesin olarak bilinen bir şey şüphe ile ortadan kalkmaz (Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/11; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/119).