18 Mart Çanakkale Zaferi şiirlerini haberimizde sizler için hazırladık. Tarihimizde dönüm noktalarından olan Çanakkale destanı ile ilgili en güzel, kısa, uzun ve 4 kıtalık olanları sayfamızdan bulabilirsiniz. 18 Mart Çanakkale Savaşı hakkındaki önemli bilgileri de haberimizden görebilirsiniz.
18 Mart Çanakkale zaferi şiirlerini görmek için hemen tıkla. 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi'nde on binlerce askerin şehit düştüğü, yaralandığı ve büyük destan hakkındaki yazılan şiirlerden bir kısmını haberimizde sizlerle paylaşıyoruz. Çanakkale şiirlerinin en güzel, kısa, uzun, 4 kıtalık olanlarını haberimizden bulabilir ve 18 Mart Çanakkale Savaşı hakkındaki detaylı bilgileri okuyabilirsiniz.
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
Gülmeyiniz ey düşmanlar,
Çanakkale geçilemez.
Bekler nice kahramanlar,
Çanakkale geçilemez.
Filo, filoya dayansa,
Yerler bomba ile yansa,
Siperler kana boyansa,
Çanakkale geçilemez.
On Sekiz Mart Zaferi'ni,
Herkes tanır Türk erini,
Ölür de vermez yerini,
Çanakkale geçilemez.
Türk'ün göğsü, Türk'ün kolu,
İman ile kuvvet dolu,
Aslan yurdu Gelibolu,
Çanakkale geçilemez.
Akan kanlar dönse sele,
Conkbayır'ı geçmez ele,
Dünya kopup gelse bile,
Çanakkale geçilemez.
Birçok milletin askeri,
Yenilerek kaçtı geri,
Anladılar Türk'ün yeri
Çanakkale geçilemez.
Ali Osman ATAK
Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri,
Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,
Diriler şerefli, ölüler şanlı!
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
( Bu şiir Gelibolu yamaçlarında yazıldı.)
Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu'nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet'in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed'in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.
Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil ONAN
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
M. Akif ERSOY
18'indeyiz Martın.
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Çanakkale'nin suyu,
Geçilmez bu boğaz...
Geçilmez bu boğaz...
Bizi Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun.
Çünkü artık
Başladı cengimiz.
Er meydanında bulunmaz dengimiz...
Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen?
İşte fırladık siperden.
Sırtına yüklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler içinden.
Bu mermi denizlere gömecek Elizabet'i Buvet'i...
Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor.
Zafer bizimdir artık
Düşman zırhlıları batıyor...
Türk'üm,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.
Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.
Kimimiz gazi.
Hiç değişmez bu yazı.
Dünyada her yer geçilir belki
Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı..
Fahri ERSAVAŞ
Seyredin tefekkürle,batının yaptığını,
Çanakkale'de her yer et ve kemik yığını.
Her karış toprağında ya kafa ya bir el var,
Ya bir mermi kovanı veya bir şarapnel var.
Top, tank ve uçağıyla yüklenmiş haç hilale,
O destanını göklere nakşetmiş Çanakkale.
Kimi Kars,kimi Sinop,kimi Manisa'lıdır,
Potinleri yırtılmış,çoraplar yamalıdır.
Tekbirlerle düşmanın üstüne gidiyorlar,
Sanki ölüme değil, düğüne gidiyorlar.
Ezanın susmaması tek hedef,ana dava,
Uçak kağıttan bir kuş,donanmalar mukavva.
Toprak etten kemikten,deniz kandan al gibi,
Hava;barut ve duman,ölüm şerbet,bal gibi,
Tattın Allah yolunda şehadetin hazzını,
Bak Melekler kılıyor Cenaze Namazını.
Toprağa düşenlere,düşmeyen eder gıpta,
Şehit,on kere Şehit olmak ister kalkıp da.
Ahmet Mahir PEKŞEN
Kalbinizin atışları titretiyordu toprakları
Kulakları çınlatıyordu.Allah Allah sesleri
"Saolsun Vatanım" oldu hepsinin son nefesleri
Unutmak mümkün mü?Çanakkale'de Şehitleri.
Her karış toprakta var ayak iziniz
Canınızı feda ettiniz,kurtuldu vatanımız
Ne toptan ne tüfekten korkmadı hiç gözünüz
Düşmana en büyük silah iman gücünüz.
Elinde bir süngü dikkatle bakıyor denize
Altmış üç askerle düşmanı getirdi dize
Çanakkale'deki binlerce şehit gibi
Yahya Çavuş seni de gömdük kalbimize.
Hedef almış askerler,yürüyor denize doğru
Kimsenin aklına gelmiyor,ne kızı nede oğlu
Biliyor gittiği yol cennete doğru
Ölümden korkmuyor,çünkü o Türk oğlu.
El sürmesin kimse kutsaldır bu topraklar
Hep süzülsün göklerde,inmesin hiç bayraklar
Çanakkale'yi anlatmaya yetmez sayfalar
Seni ancak yüreğinde yaşatan anlar.
Edibe AYDIN
Bir başkadır Çanakkale'min toprakları
Nesillerin sıcaklığı sinmiş üstüne
Bayrak rengi bir sel almış böğrüne,
Sel toprağa tutkun mahcup,toprak hazin yele
bunun için esintilidir,inler Çanakkale
Bir başkadır Çanakkale'min mevsimleri,
Yazı bahar gibidir,baharı kış misali
Hele boğazının görülmeye değer hali
hele sislendiği zaman hele,
Rüyalar katından iner Çanakkale
Bir başkadır Çanakkale'min Eylülleri,
Hırçın rüzgarı diner,ağaçlar yarı şekerlemede
Anıları müzelere çekilir kendi halinde
Her yıl bu ay cıvıldaşan öğrencileriyle
Çimenlikten,Atatürk'ü seyreder Çanakkale.
Bir başkadır Çanakkale'min türküleri,
Bazıları bağrımızı delen kurşun sanki,
Bazıları hastayı bile oynatır inan ki
Gazileri geçmişiyle tutuşur elele
Nağmelerde destanlaşır gider,Çanakkale.
Bir başkadır Çanakkale'min Mart ayları,
Bu ayda fetih için kırk yiğit sallardadır,
Bu ayda Türk gücü yine masallardadır;
Onsekiz Mart gibi destan yansıyınca istikbale
Gözlerde pınardır çağlar,sel sel iner Çanakkale
Bir başkadır Çanakkale'min akarsuları,
Menderes'in elmalarda yansıyor güzellikleri;
Kocabaş'ta savaşırken izlemişler İskender'i
Bir göz soğuk, bir göz sıcak akan dereleriyle
Mavilikler dünyasında dans eder Çanakkale.
Bir başkadır Çanakkale'min denizleri,
Kıyıları bir gerdanlık gibidir,emre hazır
Dalgaları tarihi mırıldanır satır satır,
Karanlık limandaki nurdan alevleriyle
"Mağribiakşamlar"a seferdedir,Çanakkale.
Bir başkadır Çanakkale'min yer şekilleri,
Dağları tepe haline gelir,tepeleri dağlaşır birden
Kazdağı'ndan Sarıkız su alırken körfezden
Kocaçimen Kemal ile gelir erişilmez hale
İşte burdan tüm dünyaya kükrer Çanakkale.
Ahmet KAŞIKÇI
Arıburnu'nda merkez cephesi'nde şehid olan ve üzerinden çıktığı söylenen şiiri.
Üç yüz otuz sözüm hakk'ın kelâmı
Padişah'ın geldi büyük selâmı
Enver Bey'in düşman kırmak meramı
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Euzü besmele çektim çıkarken
Köye baktım şöyle yüksek bir yerden
Karargâha koştum üç günde erken
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Kumandan emrini verdi bir gece
Anadolu'lardan lâyıktır nice
Yiğitler şehâdet şerbeti içe
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Rumeli toprağı yuğrulmuş kanla
Ün alınır ancak verilen canla
Herkesi yüreği çarpıyor canla
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Düşmanın gür sesli büyük topları
Delik deşik etti toprağı yarı
Korkak Frenklerin yokmuş hiç ârı
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
İngilizler Frenge dostmuş diyorlar
Bir kötü kötüye elbette uyar
Onlara bu meydan gelecek pek dar
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Zırhlıların gitti deniz dibine
İlk hücumdan sonra ya bu kaçış ne
Kaç durma geçerse fırsat eline
BOYABATLI MUSTAFA
Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915–1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul′u zapt etmek suretiyle Almanya′nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan ettiğı 1 Ağustos 1914'ün hemen ertesi günü, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşma, imparatorluğun eninde sonunda Almanya'nın ana gücünü oluşturduğu İttifak Devletleri safında fiilen savaşa gireceği anlamına gelmektedir. Enver Paşa, fiilen savaşa girmeyi, seferberliğin tamamlanmamış olması ve Çanakkale Boğazı savunmasının tamamlanmaması gibi gerekçelerle ertelemeye çalışmıştır. Ancak Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür. Bu baskılar, Akdeniz'de Britanya donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle bir oldu bittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması'na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz'e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmiştir.
Birleşik Krallık Savaş Konseyi sektereri Albay Hankey Winston Churchill 'in de desteğiyle, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgalini öngören bir planı savaş konseyine sunmuştur. Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz'a geniş çaplı saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı. Özellikle 19 Şubat 1915 ve 25 Şubat 1915 bombardımanları sonucu Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Çobanlı giriş tabyalarının geri hatta çekilmesi emrini uygulatmıştır. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekatından vazgeçmek zorunda kalındı.
Deniz harekatıyla İstanbul'a ulaşılamayacağı anlaşılınca bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazı'ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planı gündeme getirilmiştir. Bu plan çerçevesinde hazırlanan Britanya ve Fransa kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde beş noktada karaya çıkarılmıştır. Britanya ve Fransa çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası'nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu'nun kuzeyinde Suvla Koyu'na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapılmıştır. Ancak 9 Ağustos'ta Kurmay Albay Mustafa Kemal'in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe – Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti, bu hattaki Anzak birliklerini de geri atmıştır. Britanya ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir.
İtilaf Devletleri'nin Çanakkale Boğazı'na karşı bir askeri harekat kararı almalarına varacak kilometre taşlarından biri Çar II. Nikola'nın Birleşik Krallık'a yönelik talebidir. Çar bu talebinde –Boğazlar'dan söz etmeden- Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bir askeri hareket ve askeri malzeme yardımı talep etmiştir. Birleşik Krallık Savaş Bakanı Lord Kitchener bu soruların askeri harekat yanına olumlu yanıt vermişti. Çarlık'ın böyle bir askeri hareketten beklentisi Osmanlı'nın Kafkasya'dan bir kısım birliğini çekmek zorunda bırakılması, bunun da Rusya'nın bu cephedeki yükünü hafifleteceğidir. Diğer önemli bir kilometre taşı ise Yunanistan Başbakanı Venizelos'un, bir çıkarma yapılması durumundan Yunanistan'ın bu harekata askeri olarak katılabileceğini Britanya'ya bildirmesiydi. Venizelos, 19 Ağustos 1914 tarihinde Çanakkale Boğazı'na taarruz etmeye dayanan ayrıntılı bir planı Britanyalı yetkililere iletmiş, bu taarruza Yunanistan'ın da birlik verebileceğini belirtmişti. Ancak Venizelos'un planında Bulgaristan'ın da İstanbul'a saldırması koşulu vardı. Britanya askerî makamları planı incelemiş ve fazla şarta bağlı olması dolayısıyla uygulanmasının olanaksız olduğu yönünde rapor vermişti. Bulgaristan meselesi son derece akıllıca seçilmiş bir koşuldur. Osmanlı Ordusu'na her türlü Alman desteği için kullanılabilir tek ulaşım yolu olan demiryolu Bulgaristan üzerinden geçmektedir. Bu destek hattının kesilmesi, ancak Bulgaristan'ın İtilaf Devletleri tarafına geçmesiyle olanaklıdır. Diğer yandan Birleşik Krallık'ın İstanbul Büyükelçisi Sir Louis Mallet, Ağustos ayında Boğazların yabancı savaş gemilerine kapatılmasının ardından Boğazların zorla geçilmesi yönünde bir öneriyi rapor etmiştir. Mallet, donanmanın geçmesinden sonra Boğazların kara birliklerince işgal edilmesi gerektiği görüşünü öne sürmekteydi. Bir yandan bu savaş planları yapılırken Birleşik Krallık Hükûmeti Osmanlı İmparatorluğu'nu savaşın dışında tutmaya çabalıyordu. Osmanlı savaşa girdiğinde ilk askeri harekatının Süveyş Kanalı üzerine olacağı tahmin ediliyordu. Bu bölgeye Batı Cephesi'nden o sıralarda birlik kaydırılmasına olanak yoktu. Müstemlekelerden kuvvet aktarmak ise aylar alırdı. Diğer yandan müslüman ülkelerin, ki birçoğu İngiliz müstemlekesiydi, Müslüman halkında ayaklanmalar olmasından ciddi biçimde çekiniliyordu.Bu endişelerin boşuna olduğunu zaman göstermiştir, Osmanlı davası uğruna müslüman ülkelerden, hatta kendi tebaasından dahi kayda değer bir destek olmamıştır. Bütün bu endişelerle Birleşik Krallık Hükûmeti, Osmanlı'nın savaş dışı kalması şartıyla bir kısım öneri getirmiştir. Bu önerilere Fransa'nın, hatta Rusya'nın da desteği sağlanmıştı. Öneriler, Çanakkale Boğazı'nın ticari gemilere açılması ve Alman askeri personelinin sınırdışı edilmesi şartlarını içermektedir. Goeben ve Breslau üzerinde ısrar ediliyordu. Bu gemilere, Ege'ye çıktıkları takdirde, eğer Alman askeri personeli taşıyorlarsa, Alman savaş gemisi işlemi uygulanacaktı, yani ateş açılacaktı.
Çanakkale Boğazı'nın geçilerek istanbul'un zorlanması fikrinin Birleşik Krallık Parlementosu'nda ilk olarak 25 Kasım 1914 tarihindeki Birleşik Krallık Başbakanlık Toplantı Salonu'ndaki olağan toplantıda Churchill tarafından ortaya sürüldüğü kabul edilmektedir. Mısır'ın savunulması konusunda alınacak ek önlemlerin konuşulmasının hemen ardından söz alan Deniz Bakanı (Denizcilik Birinci Lordu) Churchill, Mısır ve Süveyş Kanalı'nı yerinde savunmanın pasif bir tutum olacağını öne sürerek konuşmasına başlamıştır. Bu bölgedeki kuvvetlerin büyük bölümünü, Avrupa'dan bir kısım kuvvetle takviye ederek Osmanlı İmparatorluğu'nun en zayıf noktasında saldırmanın daha uygun olacağını belirtmiş ve bu noktayı, başkent İstanbul olarak işaret etmiş, Böylesi bir harekattan Churchill'in beklediği amaçlar, Rusya'ya yardım edilmesi, Bulgaristan ve Romanya gibi tarafsız ülkeleri, hatta Almanya yanında savaşa girmeye yaklaşan İtalya'yı ve taraf konusunda kararsız Yunanistan'ı etkilemek, Fransa ve Rusya cephelerinde kilitlenmiş görülen savaşa, Balkanlar üzerinden bir kuşatma ile çözüm bulmaktı. Diğer yandan Churchill, bol silah ve mühimmatla desteklenecek Rus Çarı'nın, milyonluk nüfusunu savaşa sürerek, Almanya'yı bu insan seli karşısında yıkacağını belirtmektedir. Bu ifadelere karşın o günkü toplantıda bu konu üzerinde bir görüşme açılmamıştır. Sonraki toplantılarda Savaş Bakanı Lord Kitchener, Fransa Cephesi'nin durumu nedeniyle Çanakkale için asker veremeyeceğini kesin olarak ifade etmiştir. Fransız orduları Başkomutanlığı da Batı Cephesi'nden başka bir yer için asker alınmasına şiddetle karşıdır.
Bu durumda Churchill Çanakkale Boğazı'nı kendi komutasında olan donanmayla geçmenin yollarını aramıştır. Bunun üzerine 3 Ocak 1915'te Akdeniz'deki Amiral Sackville Carden'e "Boğazları sadece deniz kuvvetleriyle zorlama" konusunda görüş soran bir mesaj göndermiştir. Mesajda, mayın hatlarına kömür gemileri sürerek durumun değerlendirilebileceği notu vardır. Ancak Amiral Carden bunu mümkün görmediğini, bunun için büyük bir kuvvet gerekeceğini bildirmiştir. Churchill, bu kez "Tasarladığınız harekatın niteliğini, istediğiniz kuvvetin miktarını ve bunu nasıl kullanmayı düşündüğünüzü lütfen bildiriniz" içeriğinden bir mesaj göndermiştir. Amiral'in 11 Ocak'taki yanıtı ile bir görev kuvveti şekillenmeye başlamıştır. İki gün sonraki, 13 Ocak'taki Yüksek Savunma Konseyi toplantısında, Çanakkale Boğazı'nın sadece donanmayla zorlanması konusunda Deniz Bakanlığı'na ön yetki verilmiştir. Churchill hazırlıklarını sürdürürken Fransız Hükümeti tarafından, harekat için Amiral Guépratte komutasında dördü zırhlı, dördü denizaltı olmak üzere 26 parçalık bir filo tahsis edileceği bildirildi. Churchill de Britanya gemilerini Amiral Carden komutası altına girmek üzere bölgeye hareket ettirmiştir.[80] Harekat için kesin karar ise Konsey'in 28 Ocak 1915 tarihli toplantısında alınmıştır.
18 Mart Çanakkale Zaferi şiirlerini haberimizde sizler için hazırladık. Tarihimizde dönüm noktalarından olan Çanakkale destanı ile ilgili en güzel, kısa, uzun ve 4 kıtalık olanları sayfamızdan bulabilirsiniz. 18 Mart Çanakkale Savaşı hakkındaki önemli bilgileri de haberimizden görebilirsiniz.