Bugün hicri 10 Muharrem 1440.
Kerbela faciasının üstünden 1379 yıl geçmiş. Miladi olarak da 1338 yıl (m. 10 Ekim 680)... Facia kelimesinin bir manası varsa, bu mana bütün boyutlarıyla, bütün bağlamlarıyla bu olay üzerinde odaklanır.
Olayların seyri macera romanlarını aratmayacak denli, daha da fazlasıyla entrikaları olan bir 1 aylık yolculuk... Hz. Hüseyin efendimizin Medine’den Mekke’ye gelişi, Mekke’den Kûfe’ye gidişi ve o arada olan olaylar çok dolambaçlı, çok girift...
Hz. Muaviye’nin oğlu Yezid Şam valisi; halifeliğini ilan ediyor ve biat alıyor. Fakat çevrenin biatından ziyade Hz. Hüseyin efendimizin biat etmesi önem taşıyor. Hz. Hüseyin efendimiz biat etmek istemiyor. O, biat etmedikçe Yezid’e yapılan diğer biatler sakatlı kalacak.
Hz. Hüseyin Kûfe’nin ileri gelenlerinden ve ahaliden kendisine biat edileceğine ilişkin mektuplar alıyor. Fakat o, yolda iken etraftan Kufe’ye gitmemesi için yazılı ve sözlü çağrılara muhatap oluyor. Ona Kûfelilerin sözünde durmayacaklarına ilişkin bilgiler veriliyor. Ama o kararından vazgeçmiyor ve Muharrem ayı başlarında Kûfe civarında Fırat Nehrine yakın bir yerde konaklıyor. Kendisinin ve refakatindeki 72 kişilik mazlum ordusunun suya yaklaşması yasaklanıyor. Susuzluk son haddinde... Hz. Hüseyin’e ileri gitmesi de geriye çekilmesi de yasaklanıyor. Çocuklarından biri “su, su” diye ağlaşırken Hz. Hüseyin efendimiz dilini uzatıyor ve “Dilimi em, belki bir faydası olur.” diyor. Bu ayrıntıyı, susuzluğun hangi safhada olduğunu hatırlatmak için veriyorum.
10 Muharrem sabahı... Hz. Hüseyin efendimizin etrafındaki yetmiş iki muharibi bulunuyor. Bunların otuzikisi süvari, kırk da piyade... Zalimler ordusu 6 bin kişi, dolayısıyla yaklaşık altmış kişiye bir kişi olarak karşı karşıya geliyorlar.
Ve tamamı şehit ediliyor. Kendisinin de mübarek vücuduna yüz beş adet ok saplandığı, ayrıca kılıç ve mızrak yaralarıyla dolu olduğu tespit ediliyor. Hz. Hüseyin efendimizi şehit eden şahıs, Sinan adında bir melun...
Maksadımız bu olayı ayrıntısıyla aktarmak değil. Olaydan çıkarılması gereken dersler de mühim:
* Bu olaya karışmış olan altı bin kişinin tamamı, İslâm komutanlarından Muhtar es-Sekafi tarafından, bulundukları yerlerde tek tek yakalanıp, cezaları veriliyor. Kerbela’ya bulaşmış olan Yezid taraftarlarından cezasız kalan hiç kimse olmuyor.
Çıkarılacak diğer dersler:
* Hz. Hüseyin efendimiz bir haksızlığa karşı koymak üzere yolculuğa çıktı. Haksızlığa karşı sefere çıkmak, göğüs germek, mücadele etmek gerekiyor.
* Saltanatın kurumsallaşmasını engellemek bir siyasa ilkesi sayılmalı.
* Haksızlığa karşı mücadelede karşı tarafın gücü mücadeleden kaçınmaya neden olmamalı.
* Mücadelede kararlılık hususunda örnek bulmak istiyorsak Hz. Hüseyin bize yeter demeliyiz.
* Karşımızdaki engeller her ne olursa olsun, ne kadar güçlü görünürse görünsün; etrafımızın bize desteğini hesaba katarak değil, bizzat kendi moral gücümüzden destek alarak Allah’ın bizi terk etmeyeceğini düşünmek suretiyle mücadelemizi sürdürmeliyiz.
* Asla umutsuzluğa düşmemeliyiz: Hz. Hüseyin efendimiz son anına kadar umutla yaşadı. O, umutsuzluğun haram olduğunu bildiren hadis-i şerife uydu.
Son söz: Hak bildiğimiz yolda kararlılıkla yürümek, yılgınlığa düşmemek, Allah Resulü’nün şefkatini ve şefaatini her an ummak ilkemiz olmalı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.