Siyasi akla veda etmenin, tam karşılığı olan deyim: Zıvanadan çıkmak!
Zıvana, Lügat-i Cûdî’de dil, lisan; terazi vesairenin dili, ateş, alev yalını; Lügat-ı Ni’metullah’ta toka dili ile bu dilin geçtiği delik anlamındaki zebâne’den geliyormuş.
Başka dillerdeki kelimeleri temellük etmede mahir olan atalarımız, bu Farsça kelimeyi Türkçe bir kelime ekiyle zıvanadan çıkmak şeklinde tedavüle koymuşlar.
Zıvanadan çıkmanın sürekliliğinden ve zıvanadan çıkanların çokluğundan olsa gerek, mezkur deyim dilimizdeki varlığını ilk tazeliğiyle –Ömer Asım Aksoy’a göre- şu üç manada bugüne kadar sürdüre gelmiş:
1- Taşkınca davranışlarda bulunmak,
2- Aklını oynatmak, delirmek,
3- (İş) Çığırından çıkmak (bizim eklememizle: (İşi) çığırından çıkarmak.
Bizim bu deyimi neye istinaden kullanmadığımıza gelince:
Güncel siyaset dilinde, “Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ve halkının huzurunu bozmak isteyen malum terör örgütünün uzantısı” şeklinde nitelenen bir partinin mevcudiyeti malumdur; bu parti elemanlarının, güvenlik güçlerinin o terör örgütüne yönelik operasyonlarına karşı tepkilerinin düzeyini tam ifade eden bir deyimdir, Zıvanadan çıkmak.
Buna göre, örgütteki artan kayıplar için üzüntülerini ifadeye memur olanların, bunu delirme yoluyla, çıldırmışçasına, sadece kendilerini değil, işlerini, konu edindikleri şeyleri de asli zemininden, bağlamından koparmak suretiyle çığırından çıkarmalarına ad olmaktadır.
Bunun birinci resmi, o partinin elemanlarından birinin Meclis’te Öğretmenlik Meslek Kanunu görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada iktidar mensuplarını, “Size neden gerici diyoruz biliyor musunuz? Çünkü sizler 500 yıl geride kalmış Osmanlı’yı, 1500 yıl geride kalmış din esaslı toplum düzenini yeniden hortlatmaya çalışıyorsunuz. Biz kadınlar özgür olabileceğimizi öğrendik ve ne 500 yıl ne de 1500 yıl öncesine gitmeye niyetimiz yok. Götüremezsiniz” ifadeleriyle itham etmesidir.
Bu öyle bir zıvanadan çıkma resmidir ki, ilgilisinin zihniyetinin zıvanadan çıkmadan önce de normal bir insanınkine benzemediğini göstermektedir.
Çünkü normal insanın zihniyeti, zamanın mekana ilişen bir nispetten ibaret olduğunu anlar ve bu nispetin ilerilik - gerilik / ilericilik - gericilik esasında kullanılmasındaki yaman çelişkiyi anında fark eder.
Örneğin, din düşmanlığının küfür ehline mahsus bir vasıf olduğunu, bir hakikati kapatma fiili (kafirlik) olarak, Hz. Nuh’un münkir kavmiyle olan manevi bir mensubiyete işaret ettiğini, zihniyeti sağlam olan her insan bilir.
Bundan bakıldığında, yukarıdaki sözleri sarf eden kişinin, kendisini ileride görürken, aslında temsil ettiği küfür kavmi gereğince, gerilikle itham ettiklerinden çok çok daha geride (ve gericilikte) olduğunu görmesi beklenir ama ne mümkün! Aynı söz dizimi içinde birbirini izleyen yanlışları, anakronizmle taçlandırarak cehaletin dibine inmesi başarması tam bir zıvanadan çıkma resmidir.
İkinci resim aynı partiden mezkur kişiye itiraz eden birine aittir.
O, öncekinin zıvanadan çıkarak devirdiği çamlara, sadece iktidar mensuplarına değil, aynı zamanda partilerine oy veren dindarlara yönelik akıl dışı bir itham olarak bakıp, taraftarlarını küstürerek oy kaybetme kaygısıyla itiraz etmiş.
Tam da “Bunun biraz aklı var” yorumunu yapmaya hazırlandığınız anda, onun da başka bir yönden zıvanadan çıkanlardan bir olduğunu anlayıveriyorsunuz.
Şöyle ki, Kovid olan Cumhurbaşkanı ile eşi için, “Dilerim geçmiş olmaz” deyivermiş.
Nefret ve beddua karışımlı bu dilek de, yine normal insandan beklenilebilecek bir şey değildir.
Bu ancak, aklı kini tarafından örtülmüş, nefreti sıfatı hâline gelmiş, mantığı bir kedininkiyle eşitlenmiş birinden beklenilebilir.
Bu durumda o kişinin hâlini de zıvanadan çıkma olarak nitelemek son derece doğaldır.
Üçüncü resim ise, terörün uzantısı olan partiyi kanatlarının altında alarak korumaya azmetmiş bulunan ana muhalefete aittir.
Hani şu, parti tarihinin Müslümanlara yaptıkları zulümlerle örülü olduğunu, yeni oy ihtiyaçları nedeniyle fark edip, fondaş medyanın da dürtüklemesiyle Müslümanlarla helalleşmeye yönelen parti!
Bu resim aynı zamanda, iktidar olma hevesiyle kanatları altına aldıkları malum partinin mahkumu haline geldiklerinin de bir delilidir.
Zira, bu partinin de din düşmanı olduğundan kimsenin kuşkusu yoktur ama en azından mezkur helalleşme minvalinde kırıntı kabilinden de olsa, mahkumu olduğu ortağının din düşmanlığına, devlet başkanına karşı terbiyesizliğine itiraz etmesi beklenirdi.
“Beklenirdi.”
Eğer iktidar hırsıyla zıvanadan çıkmamış olsaydı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.