Üç asil vekil adayı

04:002/05/2023, Salı
G: 2/05/2023, Salı
Ömer Lekesiz

2017 yılında yapılan referandum gereğince, ilki 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilen partili cumhurbaşkanlığı sistemine tabi ikinci seçimize on iki gün kaldı. Bu seçim de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 28. dönemi için 600 yeni üye ile bir cumhurbaşkanı seçileceği için yine “genel seçim” adını taşıyor. Ancak cumhurbaşkanı partisiyle birlikte seçileceğinden genel seçim adı geri plana düşmüş gibi görünüyor ve dolayısıyla cumhurbaşkanlığı seçimi, Meclis’e yeni üye seçimlerinin önünde koşuyor.

2017 yılında yapılan referandum gereğince, ilki 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilen partili cumhurbaşkanlığı sistemine tabi ikinci seçimize on iki gün kaldı.

Bu seçim de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 28. dönemi için 600 yeni üye ile bir cumhurbaşkanı seçileceği için yine “genel seçim” adını taşıyor. Ancak cumhurbaşkanı partisiyle birlikte seçileceğinden genel seçim adı geri plana düşmüş gibi görünüyor ve dolayısıyla cumhurbaşkanlığı seçimi, Meclis’e yeni üye seçimlerinin önünde koşuyor.

Bu değişikliğe alışacağız çünkü, yukarıda da belirttiğim gibi yeni sistemin daha ikinci seçimi.

İlk koalisyonun 1961 yılında yapıldığını esas alırsak, AK Parti iktidarına kadar geçen 40 yılda Türkiye’nin koalisyonlarla maruz bırakıldığı zaman ve güç israfını ortadan kaldırmanın başka bir yolu yok. Üstelik içinde yer aldığımız bölgede gemi azıya alan emperyalizmle baş edebilmek için irade gösterilmesi ve iç ve dış politikalardaki karar süreçlerinin kısaltılması da bu yeni sistemi zorunlu kılıyor.

Bu sebeplerle 14 Mayıs’ta yapılacak olan genel seçimde, asıl cumhurbaşkanlığı seçimi öne geçiyor.

Nitekim Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan
’ın tekrar seçilmesini önlemek isteyenlerin yedili masa, ABD’li - AB’li dostlar, terörle kirli pazarlık… üzerinden oluşturdukları geniş seçim ittifakı da yeni sistemin önemini pekiştiriyor.

Çünkü bu müşterek şer güçleri cumhurbaşkanlığını alırlarsa, değil Meclisimizi, Rabbimiz korusun Türkiyemizi alacaklarını var sayıyorlar. Seçim meydanları ve sair propaganda araçları buna göre işliyor, mitingler bu minvalde yapılıyor.

Erdoğan’ın –inşallah– şer ittifakını mağlup etmek için ortaya koyduğu gayret, bu seçimin Türkiye’nin bekasına ve bölünmez bütünlüğüne yaptığı vurguyla söz konusu durumun ciddiyetine işaret ediyor.

Bu konularda söylenecek çok şey var ve elbette ülkesi ve milleti adına sorumluluk taşıyan herkes bunları söyleyecek, biz de söylemeye devam edeceğiz. Ama bu yazımızda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçilecek yeni üyeler için özel bir parantez açalım.

Türkiye bir hukuk devletidir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi onun bu özelliğini sürdürmesinin ve geleceğe taşımasının ilk adresidir. Yasama yetkisi onda olduğu için, buraya seçilecek yeni üyeler de Başkan Erdoğan’la uyumlu çalışmalarının yanı sıra bir hukuk devleti olmanın gereklerini üstleneceklerdir.

Başkan Erdoğan’ın aynı zamanda genel başkanı olduğu AK Parti’den seçilecek 600 vekili siyasal, sosyal ve kültürel gerçeklere göre akil, bilgili, devletinin ve milletinin yararları konusunda bilinçli olanlar arasından seçtiğine inanıyor ve bu sebeple 600 vekil adayı hakkında bir ayrımı, soruyu ve sorguyu zait görüyoruz. Bu bağlamda çoklarının bir ya da birkaç ve vekil adayına olan fiil, hal ve gönül yakınlıklarını diğerlerinin de yetkinliğine delil saydıklarını biliyoruz.

Bu sonuca yaslanarak AK Parti’nin 600 vekil adayına aynı zaviyeden bakmakla birlikte, özellikle üç isme –zikrettiğim minvalde– dikkat çekmek istiyorum.

Bu üç isimden biri
Fuat Oktay
’dır.

Okurlarımın “Oktay zaten Başkanımızın tek yardımcısıdır. Ayrıca milletvekili olarak nitelenmeye ihtiyacı yoktur.” şeklindeki muhtemel itirazlarını hemen gidermek için şunu belirtmeliyim:

Evet Oktay, zaten en yüksek makama sahiptir, milletvekilliğine de ihtiyacı yoktur. Ama yeni dönemde milletin ona ihtiyacı vardır.

Oktay’ın eğitim, akademi, iş ve yöneticilikteki yetkinliğini öz geçmişi üzerinden burada beyan etmeme gerek yoktur. Başbakanlık Müsteşarlığı’ndan sonra Cumhurbaşkanı Yardımcılığını üstlenen Oktay’ın aynı zamanda Meclis’e mahsus iş ve işlemler için yüklendiği marifet hem onun yönetici olarak değerini hem de milletin Meclis’te ona olan ihtiyacı tartışmasız olarak göstermektedir.

İkinci isim
Mahmut Özer
’dir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nı deruhte eden Özer’in akademik müktesebatı, devlet yönetiminde üstlendiği büyük görevler ve zaten bakan olmasıyla sürekli göz önünde bulunması da tıpkı Oktay için olduğu gibi onun da ayrıca bir portresinin yapılmasını zait kılmaktadır.

Dolayısıyla Özer’in yer aldığı Meclis’te, büyük bir boşluğu doldurulacağı peşin bir gerçek olarak kaydedilmelidir.

Üçüncü isim ise
Yücel Arzen
’dir.

Arzen için kısaca müzik adamı demeliyim. Zira müzik ehli olarak on parmağında on marifet olmasının ötesinde, müzik nazariyatı hakkında da derin bir bilgiye sahiptir.

Mesleğine de tabi olarak rikkatliliğin kitabını hatmetmiş biri olarak gördüğüm Arzen’in gazi Meclis’in güzelliğine sanatıyla güzellik katmada, müzik işçilerinin problemlerine sahip çıkmada çok etkili olacağını tahmin ediyorum.

#Seçim
#AK Parti
#Recep Tayyip Erdoğan
#Fuat Oktay
#Ömer Lekesiz