Fenomenler din ve inanç ayrımı söz konusu olmaksızın insanlık planında geneldir.
Bu genellik fenomenlerin her burumda sahih ve sabit kalan ilk anlamlarını da kapsar ki biz bunları a’yân-ı sâbite, arketip ya da kök-imge olarak niteleriz.
Bu değişmezliğe karşı değişen tek şey ise fenomenlerle olan yeni ilişkilerimizdir.
Hepimiz, şu son yetmiş bir gündür HAMAS’ın Gazze’deki şer ablukasını kırmak için başlattığı harekatın, o şer güçleri tarafından sindirilmesine ve son aşamada yok edilmesine yönelik ağır sadırlarla bir insanlık vahşetine dönüştürülmesinin tanıklarıyız.
Vahşet ehlini “şer güçleri” olarak tek terkipte toplamamızın nedeni ise gayet açıktır.
Dört gün önce Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda oylanan Gazze›de acilen insani ateşkes çağrısının 23 çekimser, 10 ‘hayır’ oya karşı 153 oyla kabul edilmesi bile tek başına söz konusu açıklığın en güçlü delilidir. Zira dünya ülkelerinin kahir ekseriyeti haktan taraf olurken, az sayıda ama sömürme ve öldürme araçları bakımından en donanımlı ve en azgın görünen grup da batılda ittifak etmiştir.
Bundan hareketle, yaşanmakta ve bilkuvve yaşanabilir olan her önemli hadisenin az önce zikrettiğimiz hak ve batıl mefhumlarında olduğu gibi, ilk tanımları yani öz-anlamları sabit kalmak üzere bizlerin mevcut hadise üzerinden onlarla kurduğumuz ilişkinin değişmesi nedeniyle bugünkü mahiyetlerinin de yeni zamana ve şartlara bağlı olarak değiştiğini tekrar vurgulayabiliriz.
Bu değişmenin sadece fenomenlerin bugünkü anlamlarında değil onlarla kurulan ya da oluşturulan nispet ve izafiyetlerde de güncel mana yönünden benzer bir farklılaşmaya, yenileşmeye yol açtığı ise malumdur.
Bunu, mevcut gündemimizi de gözeterek Siyon ve Siyonizm kelimeleri üzerinden konuşabiliriz.
Bizim daha çok Beytülmakdis ya da Kudüs olarak tesmiye ettiğimiz “Siyon, ilginç bir kelimedir. Açıkça Semitik bir kelime olmadığı kadar İbranîce hiç değildir; ama buna rağmen ileriki dönemlerin Kitab-ı Mukaddes nazmında Kudüs ile eşanlamlı hâle gelmiştir. Bununla birlikte, Hititcedeki ‘Tanrı’ anlamına gelen ‘Sius’ kelimesiyle bağlantılı görünmektedir. Bu Hititçe kelime de Yunan tanrılarının en büyüğü olan Zeus’tan gelmektedir.” İkinci bir ihtimal ise “Sius gibi bir Hitit ismi ‘…şehri’, ‘…hisarı’, ‘…dağı’ tamlamasının önüne geldiğinde -nas eki alır. Bu gramer kuralına göre Sius, Siunas olmuş, Siun olarak kısaltılmış ve Semitik dilde ‘Zion’a dönüşmüştür (Mendenhall, Antik İsrail’in İnancı ve Tarihi, trc.: Mia Pelin Özdoğru, İnsan Yayınları, İstanbul 2016).
Siyon kelimesinden türetilen ve ilk anlamı “Kudüsçülük” demek olan Siyonizm ise, başlangıcında yani Theodore Herzl önderliğindeki ilk örgütsel kuruluşunda, Yahudilerin kendi devletini kurma hakkını savunan ve dolayısıyla Yahudi ırkçılığını temel alan bir politik ve ideolojik hareket iken, kuruluşundan bugüne kadar geçen 125 yılda Yahudilerin Filistin topraklarını işgali ve Filistin’in asıl halkını zulme, sürgünlüğe ve soykırıma uğratmalarıyla mana yönünden yeni içerikler yüklenmiş olup, bugün itibariyle Siyonizm, batılın ittifakı anlamında hakkın karşısında yer alan Yahudilik, Hıristiyanlık ve bunlarla dayanışma içinde olan Hinduizm vb. inanışların ortak adı, ortak siyaseti haline gelmiştir.
Dolayısıyla “Ben bir Siyonistim” diyebilen ABD başkanlarının varlığında pekişen yeni anlamlarıyla Siyonizm, öncelikle Yahudi Siyonizmiyle Hıristiyan Siyonizmi arasındaki akide ve eylem (amel) farkını da ortadan kaldırarak, Tevhit inanışının (Müslümanların, muvahhit Yahudi ve Hıristiyanların) yegane düşmanı olma, dünyanın neresinde olursa olsun Siyonistlerin hükmüne baş eğmeyenlerin mülklerini silah zoruyla işgal etme, onları sürgünlüğe ve soykırıma uğratma eylemine dönüşmüştür.
Bu yanlarıyla Siyonizm, “Kıyametçi Hristiyanlık” anlamındaki “Avengelizm”in yedeğinde ya da tam tersine Yahudilerin sevk ve idaresindeki Avengelizm’le birlikte sağlanan askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel güçle Arz-ı Mev’ud idealini, Yeşeya Kehanetleri’ni de aşarak dünyaya musallat olan en tehlikeli, en acımasız, insanlıktan ve insanı insan yapan insaf, vicdan vb. tanımlardan tamamen yoksun bulunan emsalsiz bir azgınlığın en vahşi suretine hâline gelmiştir.
Öyle ki, Siyonizm’in zikredilen kendi amaçları uğruna Siyonist olmayan ve Siyonizmin emellerine karşı çıkan Hıristiyan ve Yahudi halklarını bile gözünü kırpmadan yok edebilecek bir siyasal tutum olması ve bu bağlamda Kapitalizmi istediği boyutlarda azgınlaştırması, tüm ahlaki değerleri ortadan kaldıracak plan ve programları uygulaması da giderek kanıksanmaya başlanmıştır.
Bu gidişat ya kıyamete ya hakkın kıyamına doğru olsa gerektir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.