Bunları neden söylediğimiz sıcak gündemimizden bellidir. Kadim şehirlerimizden on birinin maruz kaldığı yüzyılın depremini, nedenlerini, sonuçlarını ve yeniden inşalarını konuşmaktayız ve belli ki uzun bir süre daha konuşacağız.
Elbette depremde evsiz kalanları yeni bir yuvaya yerleştirmek konunun en acil yönüdür. Ancak her yuva geleneği, mahfili, muhiti, sanatı ve zanaatıyla… kendi ortamını talep eder. Bu işi uzmanlıklarına havale ettiğimiz teknik ekibin, örneğin modern bir cami yapmaktan bir bauhaus yapmayı anlayan modern ezberlerini bozmak mümkün olabilecek midir? Daha işin başlangıcında bir şehri kadimlik ve hatıra merkezinde yeniden kurabilmek için önce buna uygun bir entelektüel telakkinin olması gerekmez mi?
“Şehir beni kendine çekmişti, aynı zamanda benim kendi ruhumdan dışarı taşmıştı, zihnime belli belirsiz üşüşen hatıralar binlerce sureti ile beni sorulara gark ediyordu: Çünkü Fes’e pek aşina idim, onu tanıyordum ve o, gün yüzüne çıkmamış sırlarla doluydu. Bu şehirde başka bir dünyadaydım, bambaşka zamanlarda yaşamıştım; zahiren fakir, batınen ise belki artık yerinde yeller esen Orta Çağ’ın zengin dünyasıydı benim için.
Öyle bir şehir ki yabancıların hükümranlığına boyun eğmiş, yeni, mekanik güçlerin hükmettiği düzeni kabul etmiş, içten içe ise kendisine sadık kalmıştı; çünkü bir zamanlar gençliklerini, bozulmamış geleneğin kurduğu bir dünyada geçirmiş adamlar hâlen ailelerinin reisleri idiler. Onların çoğu için Kurtuba’daki cami ve Granada’daki El Hamra Sarayı’nın ruhu, yeni Avrupa’nın beraberinde getirdiği hükümranlıktan çok daha hakiki ve ruhlarına yakın idi.
Fakat sonrasında çocukluğundan beri Avrupa’nın gücünün parlaklığından gözleri kamaşmış, ekseriyeti Fransız okullarında yetişmiş, içlerinde neredeyse aşılamaz çelişkileri barındıran yeni bir nesil yetişti. Çünkü tüm eksiklerine rağmen kadim bir anlam hazinesi mirasını barından bir hayat tarzı ile, kendini iyi pazarlayan ama metâya ve hazza batmış, kutsal olan her şeyi kötüleyen bir güç olarak modern Avrupa dünyası birbiriyle nasıl karşılaştırılabilir?
O tanıdığım, üstün meziyetli, soyları tükenmeye başlayan adamlar, zahiren yenilmiş gibiydiler ama batınen hür idiler. Genç nesil ise, ülkeleri Fas birkaç yıl önce siyasi bağımsızlığını kazandığında zahiren bir zafer yaşadılar, fakat batınen yenilme tehlikesi altındalar.
Bu sebeple yakından tanıdığım bu şehre içimde bir sıkıntı ile döndüm, çünkü hiçbir şey bir halkın; para, huzursuzluk ve tarumar edilme karşılığında, kendine miras kalan güzelliklerinin çalınmasını seyretmek zorunda kalması kadar insana acı veremez.” (Fes İslam Şehri, Trc.: Ömer Faruk Altıntaş, Albaraka Yayınları)
Doğru soruları sorduğumuzda ancak doğru cevaplara ulaşırız.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.