İşgalci İsrail, dünyanın en büyük açık hava hapishanesi haline getirdiği Gazze’ye 5 Ağustos’ta yine saldırdı.
15’i çocuk, 3’ü kadın 44 Filistinlinin şehit edildiği üç günlük saldırıda, 311 kişi yaralandı.
Mısır ile Katar’ın arabuluculuğundan çok, İsrail’in üç gün içinde öldürdüğü ve yaraladığı insan sayısını kendisi için şimdilik yeterli görülmesi üzerine geçici bir ateşkes daha sağlandı.
Aslında İsrail’in Filistinlileri öldürmek için özel saldırılar düzenlemesine de gerek yoktur. Çünkü Beni İsrail için Filistin’in tümü öldürme mekanı, her Filistinli katledilmeye hazır bir insan ve her Yahudi cinnet ehli bir canidir.
Buna göre özel saldırıların nedeni daha çok siyasi bir gövde gösteridir. Amerikan başkanlarından biri bölgeye ne zaman uğrasa hemen ardından Gazze’ye bir saldırı başlatılır. Beni İsrail içindeki siyasi rekabet yeni bir hız kazandığında, güçlülük iddiasında bulunan taraf bunu öldürdüğü Filistinli sayısıyla ispat eder.
Saldırı gerekçesi ise hep hazırdır: Filistinlilerin saldırı hazırlığında oldukları varsayılır. Ya da İsrail’in gündelik bir uygulama olarak Filistinli liderlere, Kudüs, el-Halil, Beytlehem gibi mukaddes beldelere yaptığı yeni saldırılara, tecavüzlere, hak ve mülk gaspına karşı kendi içinde oluşturduğu o hiç bitmeyen, sükûn bulmayan “misillemeye maruz kalma korkusu” öldürme arzusunun nedeni olarak sürekli yürürlükte tutulur.
Nitekim İsrail’in Gazze’de işlediği yeni cinayetlerin dayanağı da bu türdendir.
İsrail askerleri, geçtiğimiz hafta Yahudi işgali altındaki Batı Şeria’nın Cenin kentinde İslami Cihad yöneticisi Bessam Saadi’yi yaraladıktan sonra gözaltına aldı. Bu tecavüzünden kendi ürettiği korku eşliğinde bunu Filistinli öldürme operasyonuna vesile sayarak hemen ardından Gazze’ye saldırdı.
Dünyanın gözü önünde sergilenen bu cinayet tezgahının, üretilen gerilimin karşı bir tepkiye sebep olma ihtimaline göre işletilmesi ise yine sadece Beni İsrail’e mahsus bir durum:
Denizden ve karadan kuşatmak suretiyle meydana getirdiğin dünyanın en büyük hapishanesinin kara sınırına zırhlı birliklerini yığıp, muhtemel bir saldırı ihtimalini ortadan kaldırmak için, o hapishanedeki sivillerin başına bomba yağdırıyorsun...
Dünya tarihinde böyle örnek daha yoktur. Zalim ve cani olacaksın, zulüm yapacak ve cinayet işleyeceksin. Sonra dönüp bunlardan büyüttüğün kendi güvenlik korkunla daha yoğun olarak zulmedeceksin ve daha fazla sayıda insan öldüreceksin!
Bunun adı klasik manalarıyla ne savaşa, ne güvenliğe, ne hükümranlığa, ne devlet olma gayretine… asla denk düşmez. Bu hali tanımlayabilecek tek kelime cinnettir ve İngiltere ile ABD tarafından beslenen, desteklenen Filistin’in geçici mukimi Beni İsrail tartışmasız bir şekilde kendini Beni Cinnet haline getirmiştir.
Çünkü Gazze merkezli İsrail saldırılarının tarihle, antropolojiyle, kavmiyetçilikle, mekan kutsallaştırmalarıyla, antikite bağıyla, sosyolojiyle, psikolojiyle… izah edilebilir bir yanı yoktur. Zira kendisini insan öldürmeye şartlandırmış olan bir kavim, insan öldürmekten duyduğu korkuyu yine insan öldürmek suretiyle gidermeye çalışıyorsa ki çalışıyor, bunun ilimle bilimle açıklanması artık mümkün değildir.
Bahçesini işgal ettiği Filistinliyi kendisine sert bakarak korkuttuğu için öldüren bir Yahudi… ya da akşam üzeri çocuklarına bisküvi almak için çıkıp, sağır ve dilsiz olduğu için dur ihtarına cevap veremeyen bir kadının üzerine bir şarjör mermiyi boca eden bir Yahudi asker… hangi insani, ahlaki, sosyal vb. tanımlara konu edilebilir ki…
Filistin’in Yahudilere ait bir bölge olmadığına dair tarihsel gerçekleri, İngiltere ve ABD’nin Yahudiler eliyle bölgede askeri bir üs kurma gayretlerine dair stratejik bilgileri uzman ciddiyetiyle dile getirmeyi artık bir kenara bırakalım.
Bugün itibariyle Filistin’de toplanarak örgütlendirilmiş yedi milyon Yahudi’nin bir cinnet topluluğuna dönüştürülmesinden daha büyük bir gerçek ve daha acı fiili bir hakikat yoktur.
Bu cinnet topluluğu, zaten iki milyon insanın yaşadığı Gazze’yi hapishaneye çevirdikleri gibi, el-Halil’, Beytlehem, Cenin başta gelmek üzere, Filistinlilerin yüz yıllardır ikamet ettikleri tüm şehir ve beldeleri de birer küçük hapishaneye dönüştürerek, buralarda sudan bahanelerle insan öldürmekten, canilikleri nedeniyle belaya uğrama ihtimaline göre yine cinayet işlemekten başka bir şey yapmıyorlar.
Beni İsrail’den Beni Cinnet’e geçen bu toplumun ıslahı da artık muhal görünmektedir.
Ve onların attıkları her adım yoğun nefretin halklı sebebi, insanlık utancının kaynağıdır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.