“Geldiler ve her yanı kebap kokusuna boğdular” diye dert yanıyor, burunlarını tutuyorlardı. Şimdi bakıyorum da “Türkiye’nin Lezzet Haritası”ndan tadılacak yeni yemekler arıyorlar. E, ne denilmiş: “Düşmez-kalkmaz bir Allah”.
Başta iç göç olmak üzere, seyahat ve iletişim imkânları artınca ülkenin dört bir tarafı ister istemez birbiri ile buluştu, burun buruna yaşamaya başladı.
O zaman hepsi gördü ki: Memleket sadece kendilerinden ibaret değil; başka güzellikler de var. “Bizim çorbanın üzerine çorba tanımam” diye iddia edenler; yüzlerce çorba ile karşılaşınca ucundan kıyısından tatmaya başladı; eh, bir başlamaya görün bu işin önünü alamazsınız, hele “homini gırtlak” iseniz.
Türkiye dünyanın üç önemli mutfağından biri. Ötekiler galiba Çin ile Fransa. Ankara Ticaret Odası ile Ankara Patent Bürosu, Türkiye’nin Lezzet Haritası’nı çıkardı. İyi de etti. En azından falan köfte bizimdir, falan kebap sizindir gibi içerdeki tartışmalar ile; baklava ve lokum üzerinden giden dışarıdaki tartışmalar böylece belki sona erer.
Zaten iş artık kulaktan dolma bilgilerle yürümüyor. Ülkenin dört bir yanına dağılan nüfus, kendi yöresel yemeklerini gittikleri yere götürüp oraya değişik lezzetler armağan ediyor. Sadece bu yemek çeşitleri ile şöhret olan lokantalar var. Gazeteler konuyu kulak arkası etmeksizin bir iki “gurme” istihdam ediyor. Tanınmış ekonomist, şair, oyuncu vb. gibi kişiler hobi olarak geliştirdikleri yiyecek-içecek kültürlerini daha bir profesyonelce okuyuculara sunuyorlar. (Çeşitli diyetler, beslenme uzmanlarının verdiği reçeteleri saymıyorum).
Televizyonlarda mutlaka bir iki yemek programı yapılıyor; ünlü aşçılar hünerlerini sergiliyor, ev hanımları birbirlerinden değil artık yemek tariflerini televizyondan alıyorlar.
Bu işi Osmanlı mutfağından, saray mutfağından alıp; tekke yemeklerine kadar taşıyanlar var. Sadece “peynir”, sadece “ekmek” konusunda koca koca inceleme eserleri yayımlanıyor.
Maraş’ın ünlü dondurması uluslararası bir marka oldu. Erzurum’un kadayıf dolması ülkenin her yanına ihraç ediliyor. Daha geçenlerde Bakırköy’de bir köfteci açıldı, adı: İçli. Köfteler Maraş’tan geliyor, Bakırköy’de servis ediliyor, inanılır gibi değil. Şark sofrası, Antep sofrası, Karadeniz sofrası vb. gibileri saymıyorum.
Yeme-içme kültürü ve sofra âdabı çok zengin bir konu ve bizler ülkemizin bu zenginliğini yeni yeni keşfediyoruz. Keşif heyecan verici bir maceradır.
Bu konuda televizyonlarda müstakil programlar var. “Lezzet avcıları” ülkeyi şehir şehir, kasaba kasaba dolaşıp yöresel lezzetleri yerinde görüntülüyor. Ekrandaki manzaraya bakıp bakıp yutkunanlara: “Yolunuz bu yöreye düşerse bu yemekten mutlaka tatmalısınız” diye tembih ediyorlar. Hadi dayanabilirsen dayan.
ATO’nun haritasına göre Türkiye’de iki bin iki yüz beş çeşit yöresel yiyecek ve içecek var.
Bölgeler arasında en zengin olanı İç Anadolu. 455 çeşit yiyecek ve içecekle ilk sırayı almış. Bozkırda böylesine zenginlik nereden geliyor? Bence Konya, Kayseri vb. gibi Selçuklu başkentlerinden. Buralar ülkenin bütün etnik zenginliğini zamanında değerlendirmiş, mutfağına eklemiş. Aynı zamanda doğudaki tereyağı ile batıdaki zeytinyağını, etle otu bir araya getirmiş.
İç Anadolu’yu 425 çeşitle Doğu Anadolu; onu 398 çeşitle Güneydoğu Anadolu, 397 çeşitle Karadeniz, 184 çeşitle Akdeniz ve Marmara, 162 çeşitle Ege Bölgesi izliyor.
Çeşit açısında en zengin ilimiz Gaziantep. Tam 291 çeşit yemek, tatlı ve içecek ihtiva ediyor.
Yemek isimleri de birbirinden ilginç. Birkaçını sayalım: Unutma beni, eli böğründe (Amasya), mafiş tatlısı (Balıkesir), kedi batmaz (Bolu), hürriyet kadayıfı (Elazığ), sakala sarkan (Isparta), delioğlan sarığı (Kastamonu), cennet çamuru (Kilis), otur Fatma tatlısı (Kocaeli), tosunum (Kütahya), şıllık tatlısı (Urfa), liste uzayıp gidiyor.
Yeme de yanında yat.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.