Şehri sevmek onu güzelleştirmek demektir. Rant uğruna her şeyi satan, her evraka imza atanları adam hizasına koymamak lazımdır.
Çünkü şehir alelâde değildir.
Yani bir takım bulvarlar, cadde kenarında apartmanlar, apartman altlarında dükkanlar, alış veriş merkezleri, arabalarla tıkış tıkış olmuş sokaklar, gazdan zehirlenip felç olmuş ağaçlar, bir takım uyduruk parklar, sun’i çağlayanlar yamık yumuk çay bahçeleri, masalarda plastik şekerlikler, oturulacak sandalyeler plastik, çay tabakları plastik, her yan naylon kokuyor, her yan sonradan olma, görgüsüzlük kokuyor, vesaire vesaire. Şehir bu değildir. Mesela ahşapla kaplanmış bir eski pastaneye giriyorsunuz ve tarçın kokuları arasında su muhallebisi yiyorsunuz. Budur.
Kırda yaşanır bu, ama şehirde yaşanırsa bir ayrıcalıktır.
Diyelim şehir parkına girdiniz. Ve her parkta olduğu gibi orada da bir büyük havuz var. İnsanlar genellikle havuzun ortasında bir büyük fıskiye görmeye alışmıştır. Burada bir fevkaladelik yok.
Şöyle olabilir: Dikdörtgen havuzu su altından ince borular çepeçevre dolaşabilir. Bu borulardan eşit aralıklarla yukarıya su püskürtülebilir. Her püsküren suyun üzerinde bir kelebek kanat çırpabilir. Tıpkı eskiden kullanılan bazı havuz fıskiyeleri üzerinde bir aşağı bir yukarı çıkıp inen ping-pong topu gibi. İşte bu görülecek bir güzelliktir.
O su sesi namaza duranları ayrı, namaza durmayıp suya dalanları ayrı etkiliyor. Sadece bu mu? Mermer işçilik insanın içine işleyen temizlik, bir abdest aldığınızda kanatlanıp uçmaya durmanız gibi. İnsanın bedeninden ziyade ruhunun ferahlaması, dünya yükünden kurtulup semaya yükselmesi.
Bir bakarsınız adam elini cebine atar oturduğumuz masaya iki elma bırakır.
Elmanın bir yanağı kırmızı öte yanağı sarı. Ve yine bir koku yakamıza yapışır. (Mesela Erzincan’ın sakı elması) Isıra ısıra yersiniz elmayı. Kütür kütür. Ömür boyu nereye giderseniz gidin bu elma sizi takip eder. Kokusu zihninize sinmiştir, elmanın değil şehrin kokusu. Bir tesbih, o şehre ait bir kundura, bir kuşak, bir kahve tavası, bir mendil kenarı gül nakışlı, bir düğün, bir sünnet, bir cenaze. (Nerde AVM nerde?) Hastalığınızda sizin için seferber olan komşular. Bir gün değil, beş gün değil, evinize taşınan yemekler, mevyeler. Camiler, teravihler, piknikler, ziyaret mahalleri, cenazeler, mezarlıklar. Hemen evinizin karşısındaki ahşap mescit. Mescidin yanında hâlâ lülesinden buz gibi su akan çeşme. Bir koca çınar, çınarın gölgesinde bir ufak hazire. Hazirede fî tarihinde bu mescitte şeyhlik yapmış tarikat ulularının mezar taşları.
Her bahar hazireden sokağa taşan dallarıyla mahalleyi kokuya boğan leylaklar. (Rahmetli Süheyl Ünver’in suluboya eski İstanbul resimlerindeki köşeleri bunlar; apartman ormanlarını ne yapacağız sayın Kutlu, apartman ormanlarını).
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.