O hayranlık ile takip edilen onca filozof-ilim adamı-sanatçı yetiştirmiş medeniyetin, hümanizmin, özgürlüğün, demokrasinin, hür düşüncenin merkezi kendi kutsal konforunu böyle koruyor. Lanet olsun.
“Küresel Güç” analizi yapan komploculara bakılırsa dünyadaki gelirin %90’ına dünya nüfusunun %10’u el koyuyor. Daha ileri gidenler var. Bunların sayısı yüz civarında imiş. Kim oldukları bilinmesin diye bu servet sahiplerinin üzerlerine ezoterik bir tül örtülmüştür. Rivayet muhtelif. Ancak yine de “Dünyanın en zengin 10 ferdi” başlığı ile listeler yayımlanıyor.
20. yazıda gelip dayandığımız nokta bu işte. Tablonun dehşetini yansıtan raporlar, rakamlar var.
Bunlardan birine göre dünyanın en zengin 5 ülkesiyle en fakir 5 ülkesi arasında 1820’den günümüze şöyle bir fark oluşmuş: İki yüzyıl sonunda (2013) da aradaki fark 88 kat artmış. Aynı kuruluşun 2018 raporuna göre dünya nüfusunun yarısının toplam serveti 26 milyarderin servetine eşit. (Oxfam).
* “Yazan ve koordine edenler: Facundo Alvaredo, Lucas Chancel, Thomas Piketty, Emmanuel Saez, Gabriel Zucman.
* Gelir eşitsizliği dünyada bölgeden bölgeye büyük değişiklik göstermektedir. En düşük olduğu yer Avrupa, en yüksek olduğu yer ise Ortadoğu’dur.
* 2016’da, ülkenin en çok kazanan %10’luk kesiminin (en üst %10’luk gelir dilimi) toplam ulusal gelirden tek başına aldığı pay Avrupa’da %37, Çin’de %41, Rusya’da %46, Kanada ve ABD’de %47; Sahraaltı Afrika, Brezilya ve Hindistan’da %55 civarındadır. Ortadoğu’da, tahminlerimize göre dünyanın en eşitsiz bölgesinde ise en üst %10’luk kesim ulusal gelirin %61’ine sahiptir.
* Artan gelir eşitsizliği ve geçtiğimiz kırk yılda kamudan özele yapılan büyük transferler bireyler arasında servet eşitsizliğine yol açmıştır.
* En üst servet paylarındaki büyük artış komünizmden kapitalist ekonomilere geçmelerini takiben Çin ve Rusya’da da tecrübe edilmiştir. En üst %1’lik servet dilimi 1995 ve 2015 yıllarında sırasıyla %15’ten %22’ye ve %30’dan %43’e yükselmiştir.
* Ekonomik eşitsizliğe büyük ölçüde, özel kişi ya da kurumlara veya kamuya ait olabilen sermayenin mülkiyetindeki eşitsizlikler yol açar. 1980’den beri gerek zengin gerekse gelişmekte olsun, neredeyse bütün ülkelerde kamudan özele büyük servet transferleri olduğunu gösteriyoruz.
* Küresel gelir ve servet eşitsizliğiyle mücadele, ulusal ve uluslararası vergi politikalarında önemli değişimleri gerekli kılmaktadır.
* Finansal varlıkların mülkiyetini kaydeden küresel bazda bir finansal sicil sistemi vergi kaçırma, kara para aklama ve yükselen eşitsizliğe ciddi darbeler indirebilir.
* Vergi kaçırma bunlar içinde ilk sıralarda gelmektedir. Vergi cennetlerinin yükselişi küresel dünyada servetin ve sermaye gelirlerinin doğru düzgün ölçülmesini ve vergilendirilmesini zorlaştırmaktadır. Öte yandan toprak ve emlak kayıtları yüzyıllardır mevcuttur, servet giderek finansal kıymet görünümü aldığından bugün hane halkının elindeki servetin büyük bir bölümü kayıt altına alınamamaktadır. (Tapınak Şovalyeleri izin vermiyor galiba).
* Yakın tarihli araştırmalar fırsat eşitliği hakkındaki kamusal söylem ile eğitime erişimdeki eşitsizlik gerçeği arasında devasa bir uçurum olabileceğini göstermektedir.
* Hem mevcut eşitsizliği hem de eşitsizliğin daha da artmasını önlemek için, kamunun eğitim, sağlık ve çevrenin korunmasına yatırım yapmasına ihtiyaç vardır. Bunu yapmak ise çok zordur.”
“Çağdaş Küresel Medeniyet”in vardığı nokta insanın insana zulmüdür.
Bu medeniyetin varoluş, âlem, dünya, insan, hayat, ahlâk, bilim anlayışı toptan terkedilmedikçe ne adalet ne hürriyet vücut bulabilir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.