Akıntıya Karşı: Müzikte nereden nereye-3

04:004/11/2020, Çarşamba
G: 4/11/2020, Çarşamba
Mustafa Kutlu

Üç haftadır dile getirmeye çalıştığım müzik meselesi daha da uzayacak galiba. Böylesine geniş bir konuyu gazetede köşe yazısı ile tefrika etmek ne kadar doğrudur, bilemiyorum. Lakin bilenler bilir “uzun hikâye” benim tercihim. Böyle konuşmayı seviyorum. Okurla âdeta sohbet ettiğimi sanıyorum. Lakin haftada bir biraraya geldiğimiz için “nerede kalmıştık” diye bir hatırlatma gerekiyor.Efendim bu “Tüketim Toplumu” yazılarını insanımızın ve hayatımızın nereden nereye savrulduğunu anlamak ve anlatmak

Üç haftadır dile getirmeye çalıştığım müzik meselesi daha da uzayacak galiba. Böylesine geniş bir konuyu gazetede köşe yazısı ile tefrika etmek ne kadar doğrudur, bilemiyorum. Lakin bilenler bilir “uzun hikâye” benim tercihim. Böyle konuşmayı seviyorum. Okurla âdeta sohbet ettiğimi sanıyorum. Lakin haftada bir biraraya geldiğimiz için “nerede kalmıştık” diye bir hatırlatma gerekiyor.

Efendim bu “Tüketim Toplumu” yazılarını insanımızın ve hayatımızın nereden nereye savrulduğunu anlamak ve anlatmak için kaleme alıyorum. Yani son hesaplaşmada kazancımız nedir, kaybımız nedir bilelim. “Kişi kendin bilmek gibi irfan olmaz” denilmiş.

Elli yıllık yazı hayatımda belki de tek bir meseleye odaklanmışım. O da Türkiye’de “toplumsal değişim”. Bir ilim adamı, bir akademisyen değilim ama “kendi insanımızı” iyi tanırım; ömrüm kitaplardan ziyade onların arasında geçti.

Her neyse.

Şu uzun sürecek yazı dizisinde kahramanımız sahil yolunda “Sağlıklı Yaşam Koşusu” yaparken
rastladığımız
bir edâlı kızdır.
Saçına, yüzüne, kaşına, gözüne, cildine, bedenine bakarak Tüketim Toplumu’nun muharrik unsurlarından
“Kozmetik”
sanayii ile alâkasını görmeye, göstermeye çalıştık. Mesele hayli geniş olduğu için sadece “saç” unsurunu işlemiştik. Kaşa, göze, ağıza, buruna, cilt bakımına, estetik cerrahiye, makyaja değinemedik.
Lakin kızımız koşarken kulaklık ile müzik dinlediğinden acaba hangi müziği dinliyor diye merak ettik.
Böylece ülkemizde ve dünyamızda müziğin macerasına “özetle” değinmiş olduk. Müzik sanatların en yücesidir. Malzemesi sesten ibarettir. Nasıl ki kurt-kuş, börtü-böcek, su-rüzgâr, yaprak-dalga aşkını, derdini, kendine mahsus sesiyle dile getiriyor; kainatın konuşan tek varlığı insan da; sesi ve zamanla sesine (şiirine) eşlik eden sazı ile meramını anlatır.
Müzik bir milletin ruhunu temsil eder.
Yani kalbini-aklını-nefsini-canını-inancını-fikrini-aşkını-nefretini hasılı tüm varlığını.

Kendi müzik maceramızı önceki yazılarda ifadeye çalıştık. Günümüze dönelim. Müzik küresel sermayenin endüstri ve teknolojik gücü ile tüm dünyada neredeyse “tek tip”e indirgenmiştir. Bu rock olur, pop olur, şimdilerde rap. Sahilde “Sağlıklı Yaşam Koşusu” yapan edalı kızımız muhtemelen dijitalden nasibini almış bir yerli veya yabancı müzik dinliyordur. Olup-biteni şöyle özetleyebiliriz:

• Müzikte dijitalleşme sonrası enstrüman tonları değişti ve suni sesler üretebilir hale geldik.

Eskiden müzik eserlerini basıp, çoğaltıp, dağıtmamız şimdi “Streaming” sayesinde her yere hemen ulaşabilir durumdayız.

• Analog dönemde bant kaydı uygulanırken baştan sonra icra devamlılığı gerekliydi. Şimdi ise kopyalayıp yapıştırma, hataları düzeltme kolaylığı bulunmakta, bu da iş disiplinini ve ehilliğin önemini azaltmaktadır.

• Duyguların değerini rakamlar belirler oldu. Kime nasıl değil kaç kişiye ulaşıldığı değerli bulundu. Dijital platformların yönlendirmelerini kendi zevkimiz zanneder olduk.

• Kolektif üretimin getirdiği zenginlik bireysellikle beraber değersizleşti. Yetkin ellerdeki bir bilgisayar ses bankaları sayesinde orkestra haline geldi.

• Basit bir altyapının üzerine rap şeklinde söylenen sözler gençlerin başkaldırısının(!) sesi oldu. Beste de güfte de eski ağırlığını kaybetti. Neşet Ertaş’ın bir türküsü elektronik altyapılarla, anlamını yitirerek klüplerde çalınır oldu. Üretim de tüketim de arttı. Nicelik çok olsa da nitelik azaldı.

2019 verilerine göre dünyada en çok dinlenen şarkıcı Post Malone adlı rapçi. Spotify’a göre dünyada 6,5 milyar dinlenme oranına sahip oldu.

Müzik otoriteleri ilk çıktığı günden beri 1995 doğumlu Post Malone’nin müziğini belli türlere sığdırmaya çalışıyor. Rap, rock, rap-rock… Bu anlamda Post Malone’nin müziğine Z kuşağının müziğidir diyebiliriz. Zira Post Malone’nin kalıplara sığdırılmak gibi bir derdi olmadığı çok açık. İyi müziğin peşinde giden bu genç “rapçi”, kendi özgün stilini yaratıyor aslında ve geçmişteki bazı türleri anımsatsa da bu yaptığı tamamen ona ait bir şekil. Her yerinde dövmeler, pirsingler olan Malone görünüşüyle de tam bir Z kuşağı olarak temsilcisi.

Post Malone’nin
Better Now
şarkısının Türkçe sözleri:

Büyük ihtimalle şu an daha iyi olduğunu düşünüyorsun, şu an daha iyi

Bunu sadece yakınında olmadığım için söylüyorsun, yakınında değilim.

Biliyorsun seni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmak istemediğimi,

hayal kırıklığına uğratmak

Sana her şeyi ne olursa verirdim, sana her şeyi verirdim

biliyorsun ben şimdi daha iyiyim diyorum, daha iyi

Ben sadece sen etrafımda değilsin, etrafımda değilsin diyorum

Biliyorsun seni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmak istemediğimi,

hayal kırıklığına uğratmak

Sana her şeyi ne olursa verirdim, sana her şeyi verirdim

Ben böyle bittiğine inanmıyordum, hayır

Benzo’ya her şeyin eskileri kalır

Sen benim arkadaşlarımla bile konuşmuyorsun, hayır

Tüm amcalarımı ve teyzelerimi tanıyorsun

Yirmi mum, söndür onları ve gözlerini aç

(Malone hakkında verdiği bilgiler, Better Now şarkısının çevirisi için
Mustafa Akar
’a teşekkür ediyorum.)

Önümüzdeki hafta ülkemizde bu tür müziğin en çok dinlenilen örnekleri ile özellikle Ankara merkezli bir Halk Müziği oluşumundan söz edeceğiz.

#Müzik