Kadın uzaklardan geliyordu.
Bütün gün yalın ayak yürüyordu. Yokuşları tırmanıyor, derelerden geçiyor, karanlık ormanlarda rüzgârın uğultusu ile yol alıyordu.
Elbette acıkıyordu.
Su kenarlarındaki otlardan yiyor, bazen yabani asmalara rastlayıp kuruyan dudaklarını ıslatmak, artık sancımaya başlayan midesini susturmak için bunlardan birer salkım alıyordu.
Herkes gitmişti.
Göç etmiş, memleketi terk etmiş, bir meçhule doğru yürümüştü. Kadın gidemedi. Kocasını kaybetmiş, üç küçük çocukla bir başına kalmıştı.
Köyde bulunan yatalak ihtiyarların iniltilerini duyuyor, elinden bir şey gelmiyordu.
Bir duvarın, penceresinin yanından geçerken artık oradan ses gelmediğini fark ediyor, içerideki hastanın ölüp gittiğini anlıyordu. İkindi üzeri demir kapılı, önünde askerlerin beklediği merkeze varıyor, son bir gayret ile o çirkin adamın huzuruna çıkıyordu.
Hiçbir şey demeden boş torbasını gösteriyor, yalvaran bakışlarla, şişko sarhoş adama bakıyordu.
Adam keyifli.
Onu oturtuyor, bir bardak ayran, bir dilim ekmek veriyordu. Sonra o merhameti unutmuş, kıyıcı sesi ve baygın gözleri ile kadına yaklaşıp fısıldıyordu:
-Sana iki ölçek pirinç ve bir kutu yağ vereceğim. Ama benim ne istediğimi biliyorsun.
Kadın her seferinde tekrarlanan bu sahneden yorulmuş, boş torbasını toplayarak tekrar geldiği yola koyuluyordu.
Kadın rahmetin ineceğine inanıyor, adam kadının pes edeceğini sanıyordu.
Mustafa Kutlu, Fırtınayı Kucaklamak, Dergâh Yayınları, 2019.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.