1947 yılında Erzincan’da doğdu. Orta Öğrenimini Erzincan Lisesi’nde, yükseköğrenimini Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nde tamamladı. Tunceli ve İstanbul’da edebiyat öğretmenliği yaptı.1974 yılında öğretmenlik görevinden ayrılarak kuruluşuna katkıda bulunduğu Dergâh Yayınları’nda çalışmaya başladı. Sanat hayatına, İstanbul’da çıkan “Fikir ve Sanatta Hareket” dergisinde yayımladığı hikâyeler ile girdi. Adımlar, Hisar, Türk Edebiyatı, Düşünce, Yönelişler gibi dergilerde yazdı. 1990 Mart’ından itibaren yönettiği Dergâh dergisinde hikâye ve yazıları yayınlandı.1986 yılından itibaren Zaman gazetesinde “Bir Demet İstanbul” başlığı altında şehir yazıları yayımladı, daha sonra bu faaliyetini Yeni Şafak Gazetesi’nde sürdürdü. Sinema ve televizyonla ilgilenerek senaryolar yazdı, Kanal 7 televizyonuna programlar hazırladı. Mustafa Kutlu, 24 farklı hikaye kitabına; Şehir Mektupları, Akasya ve Mandolin, Yoksulluk Kitabı isimli deneme kitaplarına ve Sait Faik’in Hikâye Dünyası, Sabahattin Ali isimli inceleme kitaplarına imza attı.
Başı pare pare dumanlı karlı dağlardan, minik derelerden, pınarlardan birbirine karışa karışa çoğalan, taşlara çarpa çarpa köpüklenen, iki yanını naneler, yarpuzlar, çiçekler bezemiş türküler söyleyerek ormana giren, çamdan-kayından-kestaneden-sedirden türlü ağaçlardan kokular devşiren bir dere ormanı geçtikten sonra hızını azaltarak bir küçük göl ile buluşuyor.
Onu besliyor.
Gölün bir ucundan girip, öteki ucundan çıkıyor. İçinde alabalıklar oynaşıyor.
O koca çamlar, sedirler, gürgenler gölü çevreliyor. Suya düşen gölgeleri her dakika başka bir manzara arzediyor. Bir iki köşede kuşburnular, dağ çilekleri, böğürtlenler suya eğilmiş onunla konuşuyor. Göle bakıyorsunuz dibindeki çakıl taşları; beyaz, sarı, gri, kara parıldıyor.
Sessizlik.
Sadece ötücü kuşların nağmeleri.
Büyülü bir ortam.
Bu atmosfere giren kişi, bir adım atsa büyünün bozulacağını sanıyor. Bir kelebeğin kanadına dokunmak gibi.
Orada oturup sessizliğin sesini dinlemek, kekik kokulu rüzgârı koklamak kimbilir belki meşelerin arasından o kocaman gözleri ile size bakan bir masal ceylanını görmek, kâinatın kitabını okuyarak bu güzellik karşısında şükretmek, şükretmek, şükretmek.
Tabiatın zikrine iştirak etmek.
Budur.
Cenab-ı Hak’ın bize bahşettiği levha budur.
Göle ikinci gidişimde henüz kenarına varmadan tâ uzaklardan bangır bangır bağıran müzik yayınını, buram buram tüten kebap, sucuk kokularını, her yandan hücum eden motor seslerini duyuyorum.
Göle vardığımda ne göreyim.
Aman Allahım.
Sizde hiç vicdan, merhamet, şefkat, güzellik hissi kalmamış mı?
Bu ne vahşet.
Göl çepeçevre binalarla kuşatılmış. Oteller, moteller, pansiyonlar, lokantalar, çadır altı kebapçılar, seyyar satıcılar, ellerinde fotoğraf makinaları bir o yana bir bu yana koşturan bir kalabalık.
Yerlerde ve göl yüzeyinde mısır koçanları, pet şişeler, sigara kutuları, hatta çocuk bezleri.
Kuşlar kaçmış.
Ağaçlar küsmüş.
Balıklar kaybolmuş.
Göl içine akıttığı gözyaşları ile bulanmış, dibi gözükmüyor.
Adım başına bir tabelâ: Göle girmek tehlikeli ve yasaktır. Göle çer-çöp atmayınız. Gölde balık tutmak yasaktır.
Gölün etrafını beton bir duvarla çevirmiş onu bir havuz hâline sokmuşlar. Havuzun etrafında oturacak sıralar, çay bahçeleri, çekirdek çıtlayanlar.
Çimler kurumuş, sökülmüş, yerine parke taşlar döşenmiş. Turist otobüsleri bir köşede park etmek için birbirleriyle dalaşıyor.
Bir yanda köylü pazarı kurulmuş, tâ aşağı köylerden gelen kadınlar peynir, tereyağı, bal, erişte, tarhana, kuşburnu, yaban mersini, salça, fasulye, mısır, etaminlere kabaca orlonla işlenmiş masa örtüleri, peşkirler, ahşap kaşıklar, oklavalar, naylon leğenler, terlikler, şapkalar, hasır sepetler ve-saire satıyor.
Bir adam kasası dükkâna çevrilmiş koca kamyonu dayamış, züccaciye, makina halısı, seccade, namaz başörtüsü, Arap turistler için entariler, iç çamaşırı, havlular, mutfak eşyası, ucuz porselen vesaire satıyor.
Her turist kafilesinin ardısıra, yanısıra koşturan ipek taklidi seccadeler, parfümler, tahta oyuncaklar satmaya çalışan yapışkan ayakçılar.
Gölde yüzen kayıklar, su bisikletleri.
Daha bir kenarda ağaç altlarında mangal keyfi yapanlar, hamaklarda yatanlar, ikide bir göle kaçmasına rağmen top oynayanlar.
Uyanık bir girişimci epeyce arazi çevirerek yukardan gelen suyun yarısını zaptedip kurduğu alabalık çiftliğinde turistlere çiftlik balığını doğal balık diye kakalıyor.
Dilim tutuldu.
Söz bitti.
Bu memlekette el değmemiş bir köşe kalmayacak mı? Turizm uğruna bu bakir köşeler yağmalanacak mı?
Turizm bu topraklar üzerinden bir Moğol ordusu gibi çimen-çiçek tanımadan her şeyi ezip geçecek mi?
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
MAALESEF
evet maalesef bu turuzim uğruna dolar uğruna umurundami ülke Kula bela gelmez hak yazmayınca hak bela yazmaz kul almayınca doğa alır intikamını gün gelir
Toplumsal (siyaset vs hepsi dahil) bozulmada dünya lideriyiz.
Klasik Türk mantığı hesap kitap yapmadan herhagi bir çalışma yapmadan sadece para kazanma uğruna herşeyi yağmalama ve satma anlayışı. ülkemiz insanı son yıllarda çok değişti. para adına her türlü namussuzluğu yapar oldu. Dinimiz bize ne emrediyor dosdoğru ol ama adam para için bukalemun gibi neyse üzülüyorum ülkem adına....
Mustafa Bey, bu bahsiniz yine kötünün iyisidir. Hele bir de güney illerinde turizmle açığa çıkan ahlaki çöküntüyü bir görseniz...
Kendi ellerimizle ülkemizi yok ediyoruz ustadım. Hiç bir medeni ülke böyle bir kıyıma izin vermez ama biz verdik.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.