Kötülere kalan dünya – 2

04:0020/09/2023, Çarşamba
G: 20/09/2023, Çarşamba
Mustafa Kutlu

Adaletin bu mu dünya Ne yar verdin ne mal dünya Kötülerinsin sen dünya İyileri öldüren dünya Güvenemem servetime malıma Umudum yok bugün ile yarına Toprak beni de basar bağrına Adaletin bu mu dünya Yetmişli yılların başında Türkiye’de oldukça canlı bir ilim-fikir-sanat-siyaset ortamı vardı. Dünyanın ve ülkenin gidişatından memnun olmayan her görüşten insanlar-gençler memleketin istikbaline yön vermek için harekete geçmişti. Bu atmosferde yer alan bazı isim-eser ve girişimleri aktarıyorum. 27 Mayıs

Adaletin bu mu dünya

Ne yar verdin ne mal dünya

Kötülerinsin sen dünya

İyileri öldüren dünya


Güvenemem servetime malıma

Umudum yok bugün ile yarına

Toprak beni de basar bağrına

Adaletin bu mu dünya


Yetmişli yılların başında Türkiye’de oldukça canlı bir ilim-fikir-sanat-siyaset ortamı vardı. Dünyanın ve ülkenin gidişatından memnun olmayan her görüşten insanlar-gençler memleketin istikbaline yön vermek için harekete geçmişti. Bu atmosferde yer alan bazı isim-eser ve girişimleri aktarıyorum.

27 Mayıs özentisi bir sol-kemalist cunta, Doğan Avcıoğlu’nun “Türkiye’nin Düzeni” adlı eseri ve “Devrim” (1969) gazetesi çevresinde oluştu, lakin çökertildi. Akabinde askerler hükümete muhtıra verdi (12 Mart 1971). 1969’da Milliyetçi Hareket Partisi kuruldu. Aynı yıl “Devlet” dergisi yayıma başladı. Doğu Perinçek liderliğinde İhtilalci İşçi- Köylü Partisi kuruldu (1969). Aynı yıl Necmettin Erbakan Milli Nizam Partisi’ni kurdu. 1972 CHP Kurultayı’nda Ecevit seçimi kazandı. 1969’da Ülkü Ocakları Birliği, aynı yıl Dev-Genç kuruldu. Barış Manço’nun “Dağlar Dağlar”ı çıktı (1970). Yılmaz Güney “Umut” filmini çekti (1970). Mücadele Birliği “Yeniden Milli Mücadele” dergisini çıkardı (1970), Nurettin Topçu’nun “Yarınki Türkiye” adlı eseri yayımlandı (2. baskı-1972). Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar” adlı romanı TRT ödülü aldı (1971). Milli Selamet Partisi kuruldu (1972). İdris Küçükömer’in “Düzenin Yabancılaşması” adlı eseri çıktı (1969). Aynı yıl İsmet Özel ve arkadaşları “Halkın Dostları” dergisini yayımladılar. Yücel Çakmaklı “Birleşen Yollar” filmini çekti (1970). Kemal Tahir “Devlet Ana” romanı ile TDK ödülünü aldı (1968).

Bu hareketli ortam bir daha vücut bulmadı.

Siyasî ve fikrî çırpınmanın berisinde, şehrin çeperine mevzilenmiş, oradan ne köylü ve şehirli olan kalabalıkların ruh halini, düzene itirazını haykıran arabeskçiler (Orhan Gencebay-Müslüm Gürses-Ferdi Tayfur ve başkaları) İMÇ’de hatırı sayılır bir rüzgâr estirdiler.

Bu hengame arasında Niğdeli
Âşık Ali Ercan
(Doğ: 1931) şöhreti yakaladı. Kendisi küçük yaşta ana ve babasını kaybetmiş, ilkokuldan sonra çobanlık yapmış, o günlerden itibaren saz çalıp şiir söylemeye başlamış, on sekiz yaşında TRT İstanbul Radyosu’nda bir süre çalışmıştır. Anadolu’yu dolaşarak kendini tanıtmış, “
Karakaş gözlerin elmas
” (1962), “
Adana’ya bir kız geçti gördün mü?
” (1964), “
Adaletin bu mu dünya”
(1971) gibi besteleri çeşitli sanatçılar tarafından okunmuştur. Çok sayıda bestesi ve kaseti olan Ercan son yıllarda İslâmî muhtevalı eserlere imza atmış, aynı anlayışta çekilen o filimde başrol oynamıştır.

Yukarıya aldığımız şiir (beste) ne anlatıyor?

Çok âşikâr, toplumsal düzende müthiş bir zulüm olduğunu, altta kalanın ezildiğini söyleyip “adalet” istiyor.

Kimden istiyor?

Dünya’dan. Dünya burada mecazdır. Kastedilen güç dünya sistemidir, yani kapitalizm.

Kapitalizmin ağababaları yerli işbirlikçiler ile tüm dünyayı sömürmektedir.

Sistemin dünkü zulmü bugün de artarak devam etmektedir. Bir önceki yazımızla naklettiğimiz raporlar bunu doğruluyor.

Biz bu zulme seyirci mi kalacağız?

Elbette ki hayır.

Peki, ne yapmak lazım?

Bu soruyu kendimize soruyorsak bir mesuliyet hissimiz var demektir. Bu mesuliyet bizi zihnî, ilmî, fikrî bir karşı çıkışa götürecektir.

Raporların neşrine devam ediyor, dünyanın hâl-i pür-melâlini anlatmak istiyoruz.

MODERN KÖLELİK

(Oxfam Raporu – Ocak 2022) Özet

Uluslararası Çalışma Örgütü, Walk Free ve Uluslararası Göç Örgütü’nün “Küresel Çağdaş Kölelik Tahminleri”ne göre, 2021 yılında 50 milyon kişi çağdaş köle durumunda. Bu insanların 28 milyonu zorla çalıştırılıyor, 22 milyon ise zorla evlendirilmiş. Çağdaş kölelik durumunda olan insan sayısı son 10 yılda önemli ölçüde arttı, 2021 yılında 10 milyon kişi daha çağdaş köleliğe düştü. Kadınlar ve çocuklar orantısız biçimde kırılgan olmaya devam ediyor. Zorla çalıştırılan her 8 insanın 1’i çocuk (toplam 3,3 milyon). Bu çocukların yarıdan fazlası ticari cinsel sömürüde kullanılıyor.

BM’ye göre uyuşturucu ticaretinden sonra dünyadaki en büyük ikinci yasa dışı geliri, insan ticareti üzerinden sağlanıyor. İnsanların çaresizliğinden yararlanan insan tacirleri, mağdurları daha çok zengin ülkelerde çalışmak üzere sömürüyor. “Modern köle” olarak tanımlanan mağdurlar zorla çalıştırma, fuhuş, cinsel istismar ve organ mafyası tarafından kullanılıyor.

Küresel insan kaçakçılığı bilançosu 150 milyar dolar. Dünya genelinde 40,3 milyon kişi insan ticareti mağduru. Her 4 kurbandan biri çocuk. Mağdurların 25 milyonu çalıştırılıyor, 15 milyonu evlendiriliyor, 5 milyonu ise cinsel sömürü kurbanı oluyor. Mağdurların yüzde 71’ini kadın ve kız çocukları oluşturuyor.

BM RAPORU KÜRESEL AÇLIK RAKAMLARI

Dünyanın, 2030 yılına kadar açlığı, gıda güvensizliğini ve yetersiz beslenmeyi tüm biçimleriyle sona erdirme hedefinden giderek uzaklaştığını gösteren Birleşmiş Milletler raporuna göre, 2021’de 828 milyon kadar insan açlıktan etkilendi – bu sayı bir önceki yıla göre 46 milyon kişi ve 2019 yılından da 150 milyon kişi daha fazla.

2015’ten bu yana nispeten aynı kalmasına rağmen, açlıktan etkilenen insanların oranı 2020’de bir sıçrama yaptı ve 2021’de de artmaya devam ederek dünya nüfusunun yüzde 9,8’ine yükseldi. Dünyada yaklaşık 2,3 milyar insan (yüzde 29,3) 2021’de orta veya ciddi gıda güvensizliği yaşadı. Yaklaşık 924 milyon insan (küresel nüfusun yüzde 11,7’si), iki yılda 207 milyon artışla ciddi seviyelerde gıda güvensizliği ile karşı karşıya kaldı.

HÜKÜMETLERARASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PANELİ’NİN (IPCC) “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN FİZİKSEL BİLİM TEMELİ RAPORU” AÇIKLANDI

800’den fazla bilim insanının katkıda bulunduğu, Türkiye de dâhil olmak üzere IPCC’ye üye bütün ülkelerin üzerinden anlaştığı rapor net bir gerçekliğin altını çiziyor: Küresel iklimdeki ısınma olağandışı! Atmosfer ve okyanuslar ısındı, kar ve buz miktarları azaldı, ortalama deniz düzeyi yükseldi ve sera gazlarının atmosferdeki birikimleri arttı. Hem gezegenimiz hem de bizler büyük risk altındayız!

Rapora göre, “1951-2010 döneminde küresel sıcaklıklardaki artış, kesin olarak (%95 - %100 ihtimalle) insan etkinliklerinden kaynaklandı.” 1901-2011 yılları arasında küresel sıcaklıklarda yaklaşık 0.99°C artık görüldüğünü ortaya koyan raporda, ortalama yüzey sıcaklıklarının sanayi devrimi öncesine göre 2°C yüksek olduğu son buzul arası dönemde, deniz seviyelerinin bugünkünden en az 5 ve en fazla 10 metre daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Küresel yüzey sıcaklığı değişikliği, 21. yüzyılın sonuna kadar, biri dışında tüm yeni IPCC senaryolarına dayanarak olasılıkla sanayi öncesi döneme göre 1.5°C’yi ve iki yeni senaryoya göreyse 2°C’yi aşacaktır.

#Aktüel
#Toplum
#Mustafa Kutlu