Önce sömürüp muhtaç hale düşürdükleri fakir ülkelerle anlaşamamışlar. Fakir ülkeler daha çok yardım istiyor, ötekiler naz ediyormuş. Nasıl dayanılmaz, nasıl acıklı, nasıl alçakça bir manzara.
Almanya Başbakanı Merkel şunları söylemiş: “Sanayileşmiş ülkelerin vaadleri güvenilir değil. ABD isteksiz davranıyor”. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise: “2020’ye kadar küresel ısınmayla mücadele etmek için yoksul ülkelere her yıl 100 milyar dolar yardımda bulunmaya hazırız. Ancak bu yardım zirveye katılan tüm ülkelerin anlaşmasına bağlıdır” demiş.
İşi yokuşa sürmenin daniskası. Anlayacağınız gelişmiş ülkeler sürekli topu birbirine atıyor. Çin ve Rusya da aynı anlamda laflar etmiş. Bu palavraları bir yana koyup işin aslına bakalım. İklim değişikliği bir zihniyetin (Allahsız medeniyet) oluşturduğu şartların sonucudur. Bu zihniyetin değişmesi de bana göre muhaldir.
Dünyada ve Türkiye’de bir uzun zamandan beri “yeni ve umut verici” ne bir fikir var, ne de bir fikir adamı.
Olamaz, çünkü yaşatmazlar. Muhalefet gerekli ise onu da onlar kotarır. Bu sebeple düzenin muhaliflerine de şüpheyle yaklaşmak lazım. Belki kıyamete gidiyoruz. Öyle ya âhır zamandayız. Yok bir düzelme umudu. Olacaksa bir kere şu
vazgeçilmeli. Bütün düzen bunun üzerine oturuyor. Meselâ kimsenin yirmibeş gömleği, otuz ayakkabısı, sofrasında on çeşit yiyeceği, kapısında iki üç arabası, beş-on evi olmamalı. Ben iktisatçı değilim, bir hikâyeciyim. Şu yukarıdaki satırları yoksulları göz önünde bulundurarak söylüyorum. Dünya açlık tehlikesi ile karşı karşıya imiş, bu sebeple daha çok mısır üretilmeli imiş, bu sebeple mısırın genetiği ile oynanabilirmiş, falan filan. Ve hepsi yalan. Daha çok satmak için yapıyorlar bunu. Arkalarına bilim kilisesini, laboratuarları, medyayı almışlar. Hele bir karşı çık. Adamı bir kaşık suda boğarlar. Olmazsa ülkeni “nükleer silahın var” diye işgal ederler. Bu doğrudan gücün sesidir. Bu gücün sesini kimse kesemez. Ancak daha üstün, daha yüce bir güce inanılarak bu ses susturulur. Hukuk gerçekleşir. Gabya inanılır. Bu Hakk’a imandır. İmansızlardan medet ummak (ne diyeyim aklıma ağır laflar geliyor yutuyorum) saflıktır. Haftada bir yazınca aktüalite kayboluyor. Ama haklı olduğum anlaşılmıştır. (Yayın tarihi: 30.12.2009)