Kimden ötürü?

Ata Demirer’in oyunlarında ara sıra ustalıkla kullandığı bir söz var: “Senden ötürü!”

Bütün Trakya’da sık kullanılan bir ifade bu.

Yeri geldi mi öyle bir oturur ki civardan “cuk” sesi duyulur.

Yanlış yerde kullanılırsa da pek abes bir durum yaşanır.

Söyleyenin hatalı olduğu, abus çehrelerden belli olur hemen.

Bu kısmı peşrev kabul edelim ve konuya girelim.

*

Bir senedir şahit olduğumuz, canlı yayınlarla takip ettiğimiz İsrail saldırganlığının sebebini Hamas’a bağlayan ve bütün faturayı Aksa Tufanı’na kesenler var.

Bütün suç, bütün kabahat Hamas’ın onlara göre.

Parmak sallayıp “Senden ötürü!” diyorlar hep. Sonunda büyük bir ünlem işaretiyle.

*

Buradan öyle bir sonuç çıkıyor ki…

Hamas’ın o hareketi olmasaydı, elinde rehineler bulunmasaydı, İsrail uslu uslu oturacak, azmayacaktı.

Kimseye saldırmayacak, çocukları öldürmeyecekti.

Toprakları işgal etmeyecek, hastaneleri, okulları, evleri, ibadethaneleri yıkmayacaktı.

İnsanları evinden yurdundan etmeyecek, kurşunlamayacak, bombalamayacaktı.

Filistinlileri işkenceye tabi tutmayacak, açlık ve susuzluğa mahkûm etmeyecekti.

Filistin halkına çiçeklerle ve gülücüklerle yaklaşacaklardı.

Ah Hamas ah! Roma’yı da sen yakmış olmayasın!

Baydın giderayak BM Genel Kurul’unda konuştu.

Seksen küsur yaşında, mecbur kaldığı için, isteksizce emekliye ayrılan bir müdür konuşmasını andırıyordu sözleri:

“Hamas ve İsrail arasındaki savaş sona ermelidir. Artık ateşkes zamanıdır.

Gazze’deki masum siviller cehennemi yaşıyor Binlerce kişi hayatını kaybetti. Aralarında sağlık görevlileri de var. Siviller çok büyük bir insanî kriz içinde.”

Sabah şerifleriniz ve şerif yardımcılarınız hayrolsun.

*

Bu sözler doğru fakat bir anlamı yok.

En hafif eleştiri dozuyla söylemek gerekirse, boş lakırdıdan ibaret.

Aslında Baydın şöyle söyledi diyerek, harf kullanmadan bir şekille göstermek daha anlamlı olur.

Bir tırnak açıp içini nokta nokta ile doldurup, tırnağı kapatmalı. “……………………”

Bir hemşeri derneği başkanı da o kadarını söyleyebilir.

Falanca ili, filanca ilçesi, feşmekanca köyü koruma ve yaşatma derneği başkanı mesela.

*

Ateşkese yanaşmayan, tekliflere yan çizen, aralıksız saldıran, yakıp yıkarak işgal eden ve dünyanın korkak bakışları altında soykırıma devam eden taraf İsrail.

Ona sınırsız destek veren de ABD.

Bu durumda Baydın ne derse desin, solda sıfır kadar bile değeri yok.

*

BM’de doğru düzgün bir konuşma görmek isteyen, Erdoğan’ın sözlerine kulak versin.

“Dünya Hitler’i nasıl durdurduysa, Netanyahu’yu da o şekilde durdurabiliriz” demesi ve hesap sorulacağını belirtmesi en etkili sözleriydi. İnşallah yakın zamanda gerçeğe dönüşür.

Erdoğan’ın her cümlesi iki yüzlülere atılmış bir tokat mahiyetindeydi.

Yeryüzündeki vicdan sahibi herkesin gönlünden geçene tercümanlık etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’de konuşması dışında pek çok ülke lideriyle ikili görüştü.

Mekân, elbette New York’taki Türk Evi.

Buluşma yeri belirleme aşamasında “Bizim evde görüşelim” demiştir bizimkiler. Gayet fiyakalı.

Paşinyan’ın Türk Evi’ne gelmesine radikal Ermenilerin tepki göstermesi kaçınılmaz.

Orada bir Ermeni Evi olsaydı, alternatif sayılırdı. Yok ki. Alman Evi de yok, Yunan Evi de.