|
Cef’i inandırıcı bulamadık

Batı ülkelerinden birine gezmeye giden gruba rehberlik yapan Cef, işinin erbabıdır. Fazla yormadan, bunaltmadan gezdirir, anlatır.

Yemek vakti gelince, bir lokantaya giderler. Ekibin başındaki üstat, fazla masraf etmekten çekindiği için, sadece bir çorba içmek ister.

Yanındakiler ise bol bol sipariş verirler. Üstat, yakındakilerin ancak duyabileceği bir sesle “Gitti paracıklar, gitti paracıklar” diye söylenir.

“Hocam, buradaki yemekler tur firmasının ikramı. Hesabı Cef ödeyecek” dedikleri zaman yakınmaktan vazgeçip menüyü eline alır, çorbadan sonra neler yiyeceğine karar vermek için dikkatle ve memnuniyetle inceler.

Sonraki günler her yemek vakti aynı soruyu sorar: “Hesaplar Cef’ten mi, cepten mi?”

Cepten dediklerinde bir çorba ile yetinir.

*

Gezi biter. Yıllar geçer. İleriki zamanda başka ülkelere seyahatler yapılır. Başka rehberler eşliğinde gezerler. Fakat artık slogana dönüşen “Hesaplar Cef’ten mi, cepten mi?” sorusu hiç değişmez.

*

Bugüne gelelim ve eski rehber Cef’ten başka bir Cef’e geçelim.

ABD Ankara Büyükelçisi Cef Fileyk, gazeteci Hakan Çelik’in sorularını cevapladı.

Büyükelçi, tipik bir Amerikalı.

Eski başkanlardan Ranıld Regın eski aktördü. Cef Fileyk ondan daha güçlü aktör.

İlk önce bunun altını çizelim.

*

Bir diplomatın devamlı sırıtması, pek de hoşlanılacak bir şey değildir kanaatime göre.

Dişler otuz iki kısım tekmili birden görünüyorsa, rahatsızlık verici gelir.

Söylediklerine inanmak zorlaşır.

Dedeağaç başta olmak üzere Yunanistan’daki ABD üslerine yapılan aşırı yığınak sorusuna verdiği cevapta samimi olduğunu düşünebilir miyiz?

Yığınak dediğimiz, askerî malzeme elbette.

Yiyecek içecek veya kılık kıyafet stoku değil. Silah, cephane…

Büyükelçi ne diyor o konuda?

“Hedefimiz Türkiye değil, Ukrayna’ya destek olmak için yığınak yapıyoruz.”

Keşke öyle olsa.

*

Suriye’de yaptırmaya çalıştıkları ve Türkiye’nin baskısı sebebiyle iki defa ertelenen uyduruk seçim konusunda da gerçekleri çarpıtıyor.

Türkiye rahatsızlık duyduğu için geri adım atmak zorunda kaldıklarını ve bu gidişle o seçimin hiç yapılamayacağını açıklamaktan uzak söyledikleri.

Kapsayıcı bir seçim olmayacağı için desteklemediklerini beyan etmesi, gerçeğin çok küçük bir parçası.

Devede kulak mesabesinde. Asıl sebebe dair bir izah yok.

*

Büyükelçi Cef’i inandırıcı bulamadık. Anlaşılması gereken, söylediklerinden farklı.

Kendisi de biliyor, biz de biliyoruz. Bu durumu bizim bildiğimizi de biliyor. Oyun böyle gidiyor.

“Yalan söylemek veya gerçeği gizlemek bir diplomata yakışır mı?” gibi bir soru çok yanlış olur.

Diplomasi tam olarak budur. Ya da en fazla budur.

Gazze konusundaki açıklamalar da aynı mahiyette.

Baştan beri altı önemle çizilen “iki devletli çözüm”den yana olduklarına inanmak isteriz.

Gazze’nin yeniden inşa edilmesinde Türkiye’nin son derece önemli bir role sahip olacağına da inanmak isteriz.

ABD’nin Filistin’de gerçekten ateşkes istediğine de inanmak isteriz.

Keşke bu konularda samimi olsalar.

Zira hesabı Cef ödemiyor, Filistin’de çocuklara, bebeklere, kadınlara düşüyor hesabı ödemek.

#Batı
#ABD
#Mehmet Şeker
18 gün önce
Cef’i inandırıcı bulamadık
Uluslararası ekonomik kuruluşların ülke ekonomileri üzerindeki etkileri
Sınavsız atamalara ve sözlü sınavlara acilen çözüm üretilmeli
Millî eğitim, 1 numaralı millî güvenlik meselesine dönüştü!
Bolivya darbe girişimi ve Türkiye modeli tartışmaları
İran seçimlerinin düşündürdükleri